-"İNSAN HAKLARI İHLALİNDE İSRAİL İLK SIRADA" ANKARA (A.A) - 28.02.2011 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, insan hakları ihlali konusunda bir sıralama yapılması durumunda İsrail'in bu listenin ilk sıralarında yer alacağını belirterek, "Artık insan hakları konusunda insanların mutlak eşitliğine inanmak lazım" dedi. Bakan Davutoğlu, BM İnsan Hakları Konseyi toplantısına katılmak üzere Cenevre'ye gidişi öncesinde Esenboğa havaalanında basın toplantısı düzenledi. BM İnsan Hakları Konseyi'nin BM mekanizmasında insan hakları konusunda en üst kurum olduğunu kaydeden Davutoğlu, Türkiye'nin de burada son derece aktif rol oynadığını söyledi. Davutoğlu, "Daha önceki dönemlerde insan hakları konusunda genellikle izlenen ülke durumunda olan Türkiye, son dönemde insan hakları konusunda inisiyatif alan, perspektif getiren, geleceğe dönük olarak insan hakları konusunda dünyadaki uygulamaların daha üst standartlara getirilmesi konusunda her türlü çabayı sarf eden bir politika benimsiyor" dedi. "Bizim şu anda başlı başına bir insan hakları diplomasimiz var" diyen Davutoğlu, bugün Cenevre'de yapılacak toplantıda da bunun üzerinde duracağını ifade ederek, "Uluslararası düzen büyük bir değişim yaşarken, insan hakları kavramıyla ilgili uygulamaların da bu değişime uygun bir şekilde, bütün bu değişimin merkezine oturtulması gerekiyor. Siyasi sistemler, uluslararası düzen insan için vardır" diye konuştu. Mavi Marmara ile ilgili veri toplamak için oluşturulan komitenin raporunun da 21 Martta Cenevre'deki oturumlar çerçevesinde sunulacağını aktaran Davutoğlu, Mavi Marmara olayında "sivil konvoya yapılan ve bütün insan hakları ilkelerini çiğneyen saldırı" konusunun da sürekli takipçisi olacaklarını söyledi. Davutoğlu, "Bu konu Türkiye için hem bir insan hakları meselesidir, hem de uluslararası hukukun Doğu Akdeniz'de çiğnenmesi bağlamında son derece önemli, stratejik bir konudur. Biz bu çerçevede de görüşlerimizi bugün İnsan Hakları Konseyi'nde dile getirme imkanı bulacağız" dedi. Bakan Davutoğlu, Cenevre'deki toplantıda ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve diğer bazı bakanlarla da görüşme imkanı bulacağını söyledi. -LİBYA'DA YENİ DÖNEM- Libya'daki gelişmeleri de değerlendiren Davutoğlu, Libya'da "insan haklarına saygılı, halkın taleplerini karşılayan" yeni bir dönemin başlamasının önemine işaret ederek, geçişin sağlıklı bir süreçle temin edilmesi gerektiğini vurguladı. Libya'nın bölünmüş iki otoriteli görünümünün Ortadoğu için son derece önemli sıkıntılar doğuracağına işaret eden Davutoğlu, bu türlü sorunların Irak'ta yaşandığını anımsattı. BM Güvenlik Konseyi'nde Libya konusunda son alınan kararı yakından takip ettiklerini de belirten Davutoğlu, kararların uygulanması ve takibi konusunda Türkiye'nin her türlü katkıyı yapacağını söyledi. Libya'dan tahliyelere de değinen Davutoğlu, Trablus ve Bingazi'den hiçbir karışıklığa sebebiyet vermeden tahliyelerin gerçekleştiğini kaydederek, "Gemilerde binlerce insan birlikte seyahat etti; en ufak bir huzursuzluk, en ufak bir tartışma yaşanmadı" dedi. Bugün itibariyle kendilerinden tahliye talep eden bütün vatandaşların tahliye edildiğini kaydeden Davutoğlu, "Biz oradan özellikle çıkmak istemeyen veya kendisini güvende hisseden vatandaşlarımızın da Libya'yı terk etmesini prensip olarak çok doğru görmüyoruz. Biz Libya'yı terk ediyor değiliz. Sadece güvenlik sıkıntısı yaşayan vatandaşlarımızı geçici bir süre için vatanlarında izne getiriyoruz" diye konuştu. Libya'daki şirketlerden son durum envanteri talep ettiklerini ifade eden Davutoğlu, bu bilgiler ışığında tahliye çalışmalarını yönlendireceklerini belirterek, "İlla ve mutlaka herkes Libya'dan çıkmalı gibi bir kanaate sahip değiliz" dedi. -YAHUDİ YERLEŞİMLERİ- Davutoğlu, gazetecilerin, "ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimleri nedeniyle İsrail'in kınanmasına yönelik kararı veto etmesini nasıl değerlendirdiğini" sormaları üzerine de "Eğer Ortadoğu'ya bir gün barış gelecekse ve eğer bu barışa uluslararası toplum katkı sağlayacaksa her şeyden önce herkesin objektif ve tutarlı ilkeleri hayata geçirmesi lazım" dedi. "Hiçbir ülkenin diğer ülkelere göre ayrıcalıklı bir konumunun olmaması lazım" diyen Davutoğlu, "Eğer biz ülkelere takındığımız tutumlarda bir ülkeyi diğer ülkelerden farklı bir şekilde değerlendirirsek, ona özel ayrıcalıklı bir konum benimsersek, uluslararası hukuk karşısında onu hesap vermesi gerekmeyen bir ülke gibi telakki edecek adımlar atılırsa tabii bu bölgede barış sağlama imkanı kalmaz" diye konuştu. Bunun Mavi Marmara, yerleşimler ve Gazze ablukası olaylarında yaşandığını kaydeden Davutoğlu, "Eğer insan hakları konusunda bir ihlal sıralaması yapılırsa herhalde İsrail bunun en üst sıralarında yer alır. Artık insan hakları konusunda insanların mutlak eşitliğine inanmak lazım. İşgali pekiştirmek üzere yapılan yerleşimleri siz tenkit etmekten ya da bu konuda karar almakta çekinceli davranırsanız İsrail'in müzakere masasında barış için gerekli adımları atmasını bekleyemezsiniz" dedi. Davutoğlu, barış ve düzenin ortak ilkeler etrafında oluştuğunu ve herkesin bu ilkelere saygı göstermesini temin etmek gerektiğini sözlerine ekledi.