-"Fransa ifade özgürlüğünü ifade özürlülüğü haline getiriyor" BRÜKSEL (A.A) - 08.02.2012 - AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Fransa'yı ''ifade özgürlüğünü ifade özürlülüğüne çevirmekle'' suçladı. Brüksel temaslarının ardından basın toplantısı düzenleyen Bağış, ''AB'nin Türkiye'de ifade özgürlüğüne gerçekten önem veriyorsa, bu konuyu ilgilendiren 2 fasılı müzakerelere açması gerektiğini'' vurguladı. Bağış, Kıbrıs Rum kesiminin vetosu nedeniyle açılamayan, 23'üncü fasıl olan yargı ve temel haklarla 24'üncü fasıl olan adalet, özgürlük ve güvenliğin ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlükleri ilgilendirdiğine dikkat çekerek, bu konularda Türkiye'yi eleştirmeye kalkan AB'nin aranan kriterlerin karşılanmasına rağmen bu 2 faslı neden hala açmadığını izah edemediğini dile getirdi. Bakan Bağış, Aralık zirvesinde Karadağ'la müzakereleri başlatma kararı alan AB liderlerinin ilk kez başvurdukları bir uygulamayla önşart olarak 23'üncü ve 24'üncü fasılları açma kararı aldığını ama katılım müzakerelerinde bugüne dek 13 faslı açmış olan Türkiye'yle sözkonusu 2 fasılda Rum vetosu nedeniyle adım atmamış olmasının tezat oluşturduğunu vurguladı. Bağış, Brüksel'deki temaslarında muhataplarına bu çelişkinin ortadan kaldırılması çağrısı yaptığını aktardı. Egemen Bağış, ''Avrupa Birliği Türkiye'de basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, vicdan özgürlüğünü, bireysel hakları bu kadar önemsiyorsa, bu konuların tartışılacağı fasıllar 23'ncü ve 24'üncü fasıllardır. O zaman dedik ki hadi bu Rum kesiminin vetosunu kaldırtın. Madem Karadağ ve sonraki ülkeler için müzakerelere başlama kararı alınırken bu 2 faslın herşeyden önemli olduğunu Rumlar da kabullenmiş, o zaman biz de ifade özgürlüğüyle ilgili, basın özgürlüğüyle ilgili birtakım kurumsal yasa çalışmalarını gerçekleştirelim. Biz zaten gerçekleştiriyoruz. Aslında Adalet Bakanlığımızın meclise sevkettiği son yargı reformu paketi tamamen 23'üncü ve 24'üncü fasılların açılış kriterlerini tamamlamaya yönelik bir pakettir'' dedi. AB Bakanı Bağış, ''Bir yandan Türkiye'de ifade özgürlüğünü önemseyen bir Avrupa Birliği, öte yandan kendi ifade özgürlüğünü ifade özürlülüğüne çeviren AB üyesi ülkelerle karşı karşıyayız. Bu tezatı da vurguladık. Fransa'nın yaptığı ifade özgürlüğünü tamamen ifade özürlülüğü haline getirmektir. Avrupa'yı Ortaçağ dönemine taşımaktır. Buna da hep birlikte karşı koymamız gerekiyor. Bu tür çabalar Avrupa'ya bir acziyet görüntüsü veriyor. Artık konuşmaktan, tartışmaktan korkan bir Avrupa'nın insanlığa verebileceği çok fazla birşey yoktur ama insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesi olduğunu sıkça vurguladığımız AB'nin daha cesur ve özgürlüklerden yana olması lazım'' şeklinde konuştu.
