-"ENFLASYON GEÇİCİ ARTIŞTAN SONRA DÜŞÜŞECEK" ANKARA (A.A) - 31.08.2010 - Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu, enflasyonun kısa vadede geçici bir artış gösterdikten sonra yılın son çeyreğinden itibaren tekrar düşüş eğilimine gireceği öngörüsünü yineledi. Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu 19 Ağustos tarihinde yapılan toplantısına ilişkin olarak, "Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti"ni yayımladı. Enflasyon gelişmelerine değinilen toplantı özetinde, Temmuz ayında fiyatların yüzde 0,48 oranında düştüğü ve yıllık enflasyonun 0,79 puan azalarak yüzde 7,58 olduğu belirtildi. Yıllık enflasyondaki bu belirgin düşüşte, tütün ürünleri ve dayanıklı mallarda bir önceki yılın aynı döneminde artan vergi oranlarının oluşturduğu baz etkisinin önemli rol oynadığı ifade edildi. Temmuz ayında işlenmemiş gıda ürünleri fiyatlarının son iki aya kıyasla daha sınırlı bir oranda da olsa düşüşünü sürdürdüğünü, gıda yıllık enflasyonunun yüzde 5,52'ye gerilediği belirtildi. Et fiyatlarının iki ay aradan sonra tekrar belirgin oranda arttığı, böylelikle, et fiyatlarının yıllık tüketici enflasyonuna birincil etkisinin 1,6 puana çıktığı anlatıldı. Hizmet grubu yıllık enflasyonundaki azalışın devam ettiği, yemek ve ulaştırma hariç hizmet fiyatlarının yıllık artış oranının yüzde 3,46 ile endeks tarihindeki en düşük seviyeye gerilediği ifade edildi. Önümüzdeki dönemde baz etkisine bağlı olarak enerji fiyatları yıllık artış oranının gerileyeceğinin öngörüldüğü belirtildi. -"ENFLASYON SON ÇEYREKTEN İTİBAREN DÜŞÜŞ EĞİLİMİNE GİRECEK"- Özette, yurt içi buğday üretim tahminleri ve mevcut stok seviyesi göz önüne alındığında, dünya buğday fiyatlarındaki artışın yurt içi enflasyona etkilerinin sınırlı kalabileceği belirtilerek, "Bu çerçevede Kurul, enflasyonun kısa vadede geçici bir artış gösterdikten sonra yılın son çeyreğinden itibaren tekrar düşüş eğilimine gireceği öngörüsünü yinelemiştir" denildi. Kurul, üretimde Haziran ayında gözlenen daralmanın kalıcı olmadığı, ancak toparlanma hızına ilişkin aşağı yönlü risklerin devam ettiği değerlendirmesinde bulundu. Yatırım talebinin toparlanmaya devam ettiği ancak kriz öncesi döneme kıyasla düşük düzeylerde seyrettiğini dile getiren Kurul, dış talepteki toparlanmanın gücüne ilişkin artan belirsizliklerin özellikle imalat sanayinde yeni yatırımları sınırlayabileceği değerlendirmesinde bulundu. Kurul üyeleri, imalat sanayinde kapasite kullanımının kriz öncesi seviyelere ulaşmasının zaman alacağını tahmin ettiklerini de belirtti. Kurul, bir müddet daha işsizlik oranlarının kriz öncesine kıyasla yüksek seviyelerde seyredeceği ve birim iş gücü maliyetleri üzerinde belirgin bir baskı hissedilmeyeceği yönündeki öngörüsünü korudu. -"ENFLASYON AĞUSTOS AYINDA BELİRGİN ARTIŞ SERGİLEYECEK"- Enflasyonun, Ağustos ayında temelde meyve fiyatlarındaki hızlı yükseliş nedeniyle belirgin bir artış sergileyeceği, son çeyrekte ise gıda fiyatlarının geçen yıl oluşturduğu baz etkisinin tersine dönmesinin de katkısıyla düşüş göstereceği tahmininde bulunan Kurul, şu görüşleri dile getirdi: "Temel (çekirdek) enflasyon göstergelerinin ise orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini sürdüreceği tahmin edilmektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda Kurul, politika faiz oranlarının bir süre daha mevcut düzeylerde tutulması ve uzun süre düşük düzeylerde seyretmesi gerektiği yönündeki görüşünü teyit etmiştir. Küresel ekonomiye ilişkin riskler önemini korumaktadır. Son dönemde küresel iktisadi faaliyete dair açıklanan veriler, toparlanmanın hızına ilişkin belirsizlikleri artırmıştır. Gelişmiş ülkelerde gerek kredi, gayrimenkul ve emek piyasalarındaki sorunların devam etmesi gerekse kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin kaygıların dengeleyici politika uygulama esnekliğini azaltması, küresel iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Kurul üyeleri, küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetin de durgunluk sürecine girmesi halinde politika faizlerinde yeni bir indirim sürecinin söz konusu olabileceğini belirtmiştir." -"ÇIKIŞ STRATEJİSİ"- "Çıkış stratejisi" kapsamındaki düzenlemelerin öngörüldüğü şekilde kademeli olarak hayata geçirilmesi için şartların uygun olduğunu belirten Kurul, bununla birlikte, önümüzdeki dönemde çıkış stratejisinde bahsedilen önlemlerin öne çekilmesini veya ertelenmesini gerektirebilecek risklerin de mevcut olduğuna işaret etti. Son dönemde gelişmiş ülkelerin faiz oranlarını uzun süre düşük düzeylerde tutacağı beklentisinin güçlenmesinin, küresel fazla likidite koşullarıyla birlikte gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını hızlandırdığını belirten Kurul, şu görüşleri ifade etti: "Bunun yanı sıra kriz sonrası süreçte ülkemizin göreli riskliliğindeki düşüş göz önüne alındığında, önümüzdeki dönemde sermaye girişlerinin artma olasılığı bulunmaktadır. Böyle bir gelişme iç ve dış talebin toparlanma hızlarındaki ayrışmayı belirginleştirebilecektir. Bu durumun hızlı kredi genişlemesi ve cari dengedeki bozulma ile bir arada ortaya çıkarak finansal istikrara ilişkin kaygıları gündeme getirmesi halinde, para politikası oluşturulurken zorunlu karşılıklar ve likidite yönetimi gibi alternatif araçların daha etkin biçimde kullanılması gerekebilecektir. Bu çerçevede Kurul, 2010 yılının sonuna kadar tamamlamayı öngördüğü çıkış stratejisi kapsamındaki düzenlemeleri öne çekebilecektir. Öte yandan, küresel ekonomideki belirsizliklerin derinleşmesi ve bu durumun yurt içi talebi de yavaşlatması halinde, söz konusu düzenlemeler daha geç yürürlüğe koyulabilecektir." Kurul, son dönemde emtia fiyatlarındaki oynaklığın artmasının kısa vadeli enflasyon tahminleri açısından risk oluşturduğuna da işaret etti. -MALİ DİSİPLİN- Mali kuralın yasalaşma sürecindeki gecikmenin güncel maliye politikası uygulamalarının önemini artırdığını ifade eden Kurul üyeleri, Merkez Bankası'nın dengeleyici politika izleme esnekliğinin korunması ve piyasa faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olması bakımından, mali disiplinin önümüzdeki dönemde de korunmaya devam etmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Kurul üyeleri, mali disiplinin dolaylı vergi oranı artışları yerine kurumsal ve yapısal iyileştirmeler yoluyla sağlanması halinde, tahmin ufku boyunca politika faizinin tek hanede kalmasının mümkün olduğunun düşünüldüğünü belirtti.