Dünya

"BEŞİKTAŞLI" GENÇ, 29 YAŞINDA BAKAN OLDU SARAYBOSNA (A.A)

04 Nisan 2011 13:36

-"BEŞİKTAŞLI" GENÇ, 29 YAŞINDA BAKAN OLDU SARAYBOSNA (A.A) - 04.04.2011 - Bosna-Hersek devletini oluşturan iki birimden biri olan Boşnak-Hırvat Federasyonu'nda yeni kurulan hükümetin Kültür ve Spor Bakanı Salmir Kaplan, ülke tarihinin en genç bakanı oldu. Türkiye'de eğitim gören 29 yaşındaki Kaplan, çok iyi derece Türkçesiyle dikkati çekiyor. Bosna-Hersek'te 3 Ekimde yapılan seçimlerden uzun bir süre sonra Federasyonda hükümet 17 Martta kuruldu. Hükümeti oluşturan partilerden merhum Aliya İzzetbegoviç'in kurucusu olduğu, Boşnakların en büyük partisi Demokratik Eylem Partisi'nin (SDA) Sözcüsü ve Gençlik Kolları Başkanı Salmir Kaplan, yeni kabinede Kültür ve Spor Bakanlığına getirildi. Bosna'daki savaşın ardından eğitim amacıyla Türkiye'yi tercih eden yüzlerce gençten biri olan Salmir Kaplan, akıcı Türkçesi ve genç yaşıyla dikkati çekiyor.  Ülke tarihinin ''en genç bakanı'' unvanını alan Kaplan, yaptığı açıklamada, küçük yaşlarından itibaren siyasete ilgi duyduğunu ve 8 sene önce merhum Aliya İzzetbegoviç'in partisi SDA'da siyasete başladığını söyledi.  Partide iki yıl önce Gençlik Kolları Başkanlığına seçildiğini, ardından SDA Sözcülüğü ile görevlendirildiğini anlatan Kaplan, görevlerinde yaptığı çalışmaların parti yöneticilerince takdir edildiğini, bunun üzerine kendisine genç yaşına rağmen Bakanlık görevi verildiğini kaydetti. -TÜRKİYE'YE YAKINLIĞI TÜRKÇE ÖĞRENMESİNİ SAĞLADI- Salmir Kaplan, 2000 yılında Saraybosna Üniversitesi Felsefe Fakültesi Doğu Dilleri Bölümünü kazandığını ve burada Türkçe ve Arapça eğitimi aldığını belirterek, fakülteye gittiği zaman Türkçeyi hiç bilmediğini, ancak Türkiye'ye olan sevgisi ve Türkiye ile olan bağları nedeniyle kısa sürede Türkçeyi konuşmaya başladığını belirtti. Üniversiteyi birincilikle bitirdikten sonra hocalarının önerisi üzerine yüksek lisans için 2005 yılında Türkiye'ye gittiğini ifade eden Kaplan, önce İzmir TÖMER'de Türkçesini ilerlettiğini, ardından İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisansını tamamladığını kaydetti. Kaplan, bugüne kadar Bosna-Hersek'te fazla bilinmeyen Osmanlı'da Sadrazamlık yapmış, ''Hersekzade Ahmet Paşa Hayatı ve Eseri'' adlı tez hazırladığını, daha sonra bu tezinin kitap olarak yayımlandığını ifade ederek, bu şekilde Bosna-Hersek'in kültür hayatına bir katkıda bulunduğuna işaret etti. Türkiye ile olan yakın ilişkilerini siyaset alanında da devam ettirdiğini, geçen yıl AK Parti'nin Ankara'daki ''Siyaset Akademisi''ne katıldığını ifade eden Kaplan, ayrıca SDA ile AK Parti Gençlik Kolları arasında çeşitli ortak çalışmalar yaptıklarını belirtti. -BAKAN OLARAK YAPACAĞI ÇALIŞMALAR- Salmir Kaplan, bakan olarak ilk toplantısını ülkenin önde gelen sinema sektörü temsilcileriyle yaptığını ve onların görüşlerini dinlediğini anlattı. Bu sektöre devlet olarak yeterli derecede sahip çıkılamadığını, onların da uluslararası yarışmalara farklı ülkeler adına katıldığını kaydeden Kaplan, Bosna-Hersek'in ünlü sinemacısı ve tecavüz mağduru kadınların hikayesini anlattığı "Grbavica" filmiyle Berlin Film Festivalinde "Altın Ayı" ödülü alan Jasmila Jbaniç'in geçen sene yeni filmi için kendi bakanlığına destek için başvurduğunu, ancak bu talebinin geri çevrildiğini ifade etti.  Ünlü sinemacının destek aldığı Hırvatistan adına bu yıl uluslararası yarışmalara katılacağına işaret eden Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şimdi Jasmila Jbaniç'in, uluslararası yarışmalardan bu yıl ödül alması bekleniyor. Ancak bu ünlü sinemacımız ödülünü Bosna-Hersek adına değil Hırvatistan adına alacak. Çünkü Hırvatistan ona destek çıktı. Bizim devletimiz onun başvurusunu reddetti ve ona sahip çıkmadı. Böyle negatif olayları önleyeceğiz inşallah. Bosna- Hersek için film en önemli sanatlardan biridir ve bu alanda en başarılı sanat dalımızdır. Bu sanat dalında çok önemli yeteneklerimiz var, ülkemizin uluslararası alanlarda başarılı olması için Bakan olarak bu yeteneklere sahip çıkacağız.'' -''TÜRKİYE BOSNA'NIN AĞABEYİDİR''- Salmir Kaplan, Bakan olarak Türkiye ile olan ilişkilere ayrı bir önem vereceğini ve Türkiye'nin ''kültür ve spor'' alanındaki tecrübelerinden istifade edeceğini belirterek, ''Türkiye her alanda Bosna-Hersek'in yardımcısı ve ağabeyidir. Benim sorumluluğumda bulunan kültür ve spor alanında da ağabeylerimizle her türlü işbirliği yapacağız'' dedi. Bosna-Hersek'te bugüne kadar iyi derecede Türkçe bilen bir bakan olmadığına dikkati çeken Kaplan, ''Şimdi Türkçesi olan bir bakanımız oldu ve umarız bu avantajı çok iyi kullanırız. Çünkü dil iletişim için çok önemli bir araçtır. Türkiye ile olan bağlarımızı, özellikle kültür ve spor alanında daha da güçlendireceğiz'' diye konuştu. Türkiye'den özellikle ortak kültürel miras olan Osmanlı'ya ait eserlerin restorasyonu gibi alanlarda desteğini sürdürmesini beklediklerini ifade eden Kaplan, özellikle bu alanda işbirliğine gitmeyi düşündüğünü vurguladı. Kaplan, Türk dizilerinin son aylarda Bosna-Hersek başta olmak üzere birçok Balkan ülkesinde büyük beğeniyle izlendiğine dikkati çekerek, Bosna-Hersek'te Türk sinemasına ilginin 2007 yılında 13. Uluslararası Saraybosna Film Festivalinde ''en iyi film'' ödülü alan Takva ile başladığını söyledi. Bu ilginin daha sonra her geçen gün arttığını belirten Kaplan, Türk ve Bosnalı sinemacıların ortak film projeleri üzerinde çalışma yapmalarını teşvik edeceklerini açıkladı. -''BEŞİKTAŞLI'' BAKAN- Salmir Kaplan, Türkiye ile spor alanında da ilişkileri geliştirmeyi düşündüklerini ve bu yönde Türkiye'nin büyük kulüpleriyle irtibata geçeceklerini söyledi. Tuttuğu takımla ilgili bir soru üzerine, bir zamanlar Fenerbahçe'de forma giyen Elvir Baliç'ten dolayı Boşnakların çoğunluğunun Türk takımlarından Fenerbahçe'yi tuttuğunu ifade eden Kaplan, ''Ancak ben herkes gibi olmak istemedim, o nedenle Türkiye'deyken Beşiktaş'ı tutmayı tercih ettim ve sporla da çok yakından ilgilendim'' dedi. Avrupa ülkelerinde halen büyük takımlarda forma giyen çok sayıda Bosnalı futbolcu bulunduğunu ifade eden Kaplan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Ancak bizim genç yeteneklerimiz genellikle Hırvstistan üzerinden Avrupa'ya gidiyor. Bosna-Hersek'ten futbolcular Hırvatistan'a düşük paralarla transfer oluyor. Hırvatistan'dan da Avrupa'ya birkaç milyon avroya veriliyor. Ancak biz Türkiye ile spor alanında iyi bir işbirliği kurarsak bizim yeteneklerimizi Türkiye değerlendirmiş olur. Futbolcularımız Türkiye'den Avrupa'ya transfer olsun, en azından para da Türkiye'de kalsın. Türkiye ile çok ciddi bir işbirliği düşünüyoruz. Türk ve Bosna takımları arasında işbirliği kapısını aralayacağız.''