-"AVUSTURYA'YI YENMEMİZ GEREKİYOR" İSTANBUL (A.A) - 27.03.2011 - (A) Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Guus Hiddink, 2012 Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu'nda Avusturya ile yapacakları maçla ilgili olarak, ''Sürücü koltuğunda olmak istiyoruz. Bunun için de Avusturya'yı yenmemiz gerekiyor'' dedi. NTV Spor'da katıldığı programda soruları yanıtlayan Hiddink, gruptaki durumla ilgili şu anda çok fazla hesap yapmamaları ve Avusturya maçını kazanmaları gerektiğini belirterek, ''Avusturya ile 2 kez karşılaşacağız. Almanya ile karşılaşacağız ki Almanya'dan puan almak zor. Diğer takımlarla ve Belçika ile karşılaşacağız. Belçika ile deplasmanda oynayacağız. Biz şu anda sürücü koltuğunda olmak istiyoruz, bunun için de Avusturya'yı yenmemiz gerekiyor. Birilerinin kazanması, kaybetmesi bizim için önem kazanmayacak. Avusturya maçını kazanırsak sürücü koltuğunda, direksiyonun başında biz olacağız. Bu son derece önemli. Avusturya Belçika'yı yenseydi bir anda ikincilik için favori olabilirdi. Sanırım bu hesaplamalara bir süre ara vermemiz gerekiyor'' diye konuştu. -''TAKIM ŞU ANDA BAŞARIYA SON DERECE AÇ''- İnsanların bazen kendisine, ''Artık bu elemeleri bırakalım ve 2014 elemeleri için yeni bir takım yaratalım, baştan başlayalım'' dediklerini, ancak onlarla aynı fikirde olmadığını kaydeden Hiddink, geçiş döneminde 2012 Avrupa Şampiyonası'na mutlaka katılmanın bir yolunu bulmaları gerektiğini ifade etti. Hiddink, şunları söyledi: ''Takımı bir geçiş döneminde aldık. Bu oyuncular aynı zamanda geçiş dönemi sırasında en iyi şekilde performanslarını ortaya koymak zorundalar. Mutlaka Avrupa şampiyonasına katılmanın da bir yolunu bulmalıyız. Daha önceki antrenmanlarda şunu gördüm: Takım şu anda başarıya son derece aç. Tabii ki dikkatli olmalıyız bu maçta. Çok fazla duygularımıza da yenik düşmemeye dikkat etmeliyiz. Avusturya'ya karşı iyi pres yapmalıyız ama aynı zamanda çok dikkatli ve aptalca hatalar yapmamaya gayret etmeliyiz.'' -''KONTRATLAR BİR KAĞIT PARÇASINDAN İBARETTİR ZAMAN ZAMAN''- Daha önce yaptığı bir açıklamada, ''Avusturya'yı yenemezsek ben başkan olsam beni gönderirim'' şeklinde esprili bir ifadesinin olduğu hatırlatılarak, istikrar açısından düşüncesinin ne olduğu sorulan Hiddink, şöyle konuştu: ''Ben önümüzdeki maçlar için kendimden emin olup olmadığımı söylüyordum. Hem kendimden hem de takımından çok emin olduğumu ortaya koymak için böyle bir cümle sarf ettim. Ben bu projeden de çok eminim. Bu projeden ve kendimden de çok emin olduğum için başkan beni isterse gönderebilir gibi bir açıklama yaptım. Bu, yanlış anlaşıldı. Türkiye'de çalışmayı çok seviyorum, milli takımımızı, çalıştığım oyuncuları da çok seviyorum ve çok da eminim kendimden, başarılı olacağımız konusunda. Ama bu kolay bir yoldan olmayacak. Zor yoldan gideceğiz. Öncelikle Avusturya'yı yenmeye çalışacağız ve daha sonra diğer maçlara bakacağız. Tabii ki hepimizin kontratı var, kontratlara bağlı çalışıyoruz. Ancak kontratlarınıza da mutlaka saygı duymalısınız. Ama başarılı olmanız son derece önemli. Kontratlar bir kağıt parçasından ibarettir zaman zaman. Burada benim performansım, takımın performansı son derece önemli. Eğer bu proje ilerlemiyorsa, yeterince iyi performans gösteremiyorsak, yani kontratın ne olduğuna bakmadan da yollarımızı ayırabiliriz. Burada çalışma etiği son derece önemli.'' -''BELKİ İLK DAKİKALARDA, İLK YARIDA ÇOK DA FAZLA HÜCUM EDEMEYEBİLİRİZ''- Hiddink, milli takımın etkili pres yapması durumunda Avusturya'yı zorlayacağını düşünüp düşünmediği sorusu üzerine, belki de ilk dakikalarda çok fala hücum edemeyip, rakipleri üzerinde ilerleyen dakikalarda baskı kuracaklarını anlatarak, şunları kaydetti: ''Avusturya takımı belki gördüğümüz en yaratıcı takım değil. Orta alanda birkaç iyi oyuncuları var. İyi paslaşarak ileriye çıkabiliyorlar. Ama her şeyden önemlisi çok organize olmuş bir takımla karşı karşıya geleceğiz. Fiziksel olarak çok güçlü bir takım. Deneyimli oyuncuları yok, ama birarada oynamayı seven fizik olarak güçlü oyunculara sahipler. Bize zorluk çıkaracaklardır. Türk futbolunun da stilini herkes biliyor. Biz agresif olarak ve hücuma dönük oynamak istiyoruz, ama bunu kontrollü olarak yapmak istiyoruz. Hücumu sürekli düşünürken takım olarak savunmada da başarılı olmamız lazım. Takımımızın oyun anlayışı onların endişelenmelerini sağlayacak bir oyun olacak. Belki ilk dakikalarda ilk yarıda onlara çok da fazla hücum edemeyebiliriz, ancak ikinci yarıdan itibaren daha zor kararlar almak zorunda kalacağız ve karşılaşmanın ilerleyen dakikalarında onlara sürekli baskı yapacağız. Kendi stilimizde oynayıp üzerlerinde baskıyı artırmamız gerekiyor.'' ''0-0 cepte mi? Kontrollü mü oynayacağız?'' sorusu üzerine de Hiddink, ''Ben her zaman rakip takımları şöyle düşünürüm. Bizim takımımıza karşı şanslarının olmayacağını düşündürtmek istiyorum onlara. Takımımız kontrollü olmalı, ancak kalitesini de rakibine hissettirmeli, göstermeli. Yakaladığımız fırsatları mutlaka değerlendirmemiz gerekiyor. Maçın başında çok fazla heyecanlanmamamız gerektiğini söylüyorum. Rakip sahaya kadar çok iyi gidiyor, ancak rakip kale önünde bazen heyecanımıza yenik düşüyoruz. Soğukkanlı olmamız gerektiğini düşünüyorum. 0-0 başlayacağız, ama maç biterken çok daha fazla gol atabileceğimizi düşünüyorum'' dedi. Hiddink, şu anda kadro konusunda bir seçim yaptığını ve takımını Avusturya karşısına nasıl çıkaracağına genel hatlarıyla karar verdiğini bildirdi. -''REVİZYONUN NEDENİ BAŞARIYA AÇ BİR TAKIM YARATMAYA ÇALIŞMAKTI''- Grupta alınan mağlubiyetlerin ardından takımda ciddi bir revizyon yapıldığı ve formatın değiştiği ifade edilerek yöneltilen soruya Hiddink, ''Almanya'ya yenilebilirsiniz bu bir gerçek, ama o maçta direnç sergileyemedik. Bu hiç hoşuma gitmedi. Azerbaycan'a karşı kötü bir performans ortaya koyduk. Bu da takımın gençleştirme sürecini hızlandıran etki oldu. İki kötü yenilgi alınca genç oyuncuları daha erken kadroya katmak istedim. Buradaki temel düşüncelerimden birisi başarıya aç bir takım yaratmaya çalışmaktı'' diye konuştu. Fenerbahçeli kaleci Mert'in kadroda bulunmasıyla ilgili olarak da Hiddink, ''Tabii ki eleştirebilirsiniz bu kararımı, kendi takımında düzenli olarak forma giymiyor. Birkaç maçta gördüm ve beni gerçekten çok etkiledi. İyi bir fiziği var. Alçak gelen toplarda son derece etkili bir kaleci olduğunu gördüm. Türkiye için potansiyel olarak çok başarılı bir kaleci olacağını düşünüyorum'' dedi. Genç ve yetenekli oyuncuların heba edilmemesi gerektiğini anlatan Hiddink, ''19-23 yaş arasında son derece yetenekli oyuncuların Türkiye'de kaybolduğunu görüyorum. Bu futbol olarak beni çok endişelendiriyor'' dedi. Güney Kore maçında Emre'nin gördüğü kırmızı kartla ilgili değerlendirmesi sorulan Hiddink, genel olarak Türkiye liginde birçok oyuncunun hakemin kararının ardından hemen itiraz ettiğini, ısrarlı itirazlar sonucunda kart gördüğünü ve takımını yalnız bıraktığını dile getirerek, ''Milli takımda böyle bir ortamın oluşmasını istemiyorum'' dedi. Türkiye'de son derece tutkulu bir futbol toplumu olduğunu, bunu daha önceden bildiğini bildiren Hiddink, Türk futbolcusundan daha fazlasını beklediğini kaydederek, ''İspanya'da çalıştım, İtalya'da bulundum, İngiltere'de çalıştım. Buradaki tutku Avrupa'nın bir numarası diyebilirim. Bazen bu tutkunun bizim stratejilerimizin önüne geçmesine izin vermemeliyiz'' ifadelerini kullandı. Del Bosque, Bernd Schuster, Frank Rijkaard ve Luis Aragones gibi isimlerin Türkiye'de başarılı olamadıkları hatırlatılarak yöneltilen ''Biz neyi yanlış yapıyoruz?'' sorusuna Hiddink, özetle şöyle yanıt verdi: ''Bu her zaman iki yönlü bir trafiktir. Benim için bir değerlendirmede bulunmak zor olacak. Öncelikle iyi bir kulübe gittiğinizde iyi bir desteğiniz olması gerekiyor arkanızda. Teknik direktörlerin görevine son verilmek üzere bir takımın başına getirilmesine karşı çıkıyorum. Bazen işler kötü gidebilir. Kötü gittiği zaman birini suçlama kültürümüz de var. Bu sadece Türkiye için değil, herkes için geçerli. Bir günah keçisi bulmamız gerekir diye düşünür insanlar ve teknik direktörler de hemen günah keçisi olarak seçilirler.''