'Frankfurter Rundschau' Suriye'den Avrupa'ya sığınmacı akınına ilişkin şu satırlara yer veriyor:
''Avrupa Birliği'nin Suriye'deki son mülteci krizine ilişkin Türkiye'yle müzakere biçimi riyakârlığın neredeyse son noktası. Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn Türkiye'yi bir yandan sınırlarının korunmasına ilişkin eksiklikleri konusunda eleştirirken, öte yandan da sınırlarını Suriyeli sığınmacılara açması yönünde teşvik etti. Hahn, Avrupa'nın sığınmacı politikasındaki ikiyüzlülüğünü daha açık bir biçimde ortaya koyamazdı. Diğer yandan Türkiye'nin sığınmacılar için benimsediği yöntem de riyakarlığın bir başka örneği. Zira Ankara sığınmacıları Kuzey Suriye'de bir tampon bölge daha oluşturmak ya da basitçe Avrupa'dan daha fazla para talep etmek için pazarlık malzemeleri olarak görüyor.''
‘Badische Zeitung'da ise aynı konuya ilişkin şu görüşlere yer veriliyor:
''Suriye'de insanlar savaşa dahil olan tüm taraflar için adeta bir piyon haline gelmiş durumda. Her ne kadar Türkiye şu ana kadar zaten bu insanlara yardım etmiş olsa da (şu anda Kızılay da bölgede) insan şimdi neden sınırları kapattığı sorusunu sormadan edemiyor. Bölgedeki korkunç manzarayla AB üzerindeki baskıyı artırarak daha fazla mali yardım almak için mi? Öte yandan AB Türkiye'yi Suriyelileri alması için teşvik ediyor ancak birlik üyelerinin büyük bir çoğunluğu sığınmacı almak istemiyor. Bu insanların çektiği acıyı görenler devletlerin tamamına ancak şu çağrıda bulunabilir: Artık kendi çıkarlarınızı ikinci plana atıp bu durumun son bulması için var olan tüm gücünüzü çözüme kanalize edin.''
‘Der Tagesspiegel' ise Merkel'in Türkiye ziyaretine değiniyor:
''AB'nin iki yönlü tutumu hoşnutsuzluğa neden oluyor. Zira bir yandan Avrupa Ankara'dan sığınmacı akınına karşı daha fazla adım atmasını bekliyor, öte yandan Türkiye'ye insani gerekçelerle ülkeye daha fazla sığınmacı almak üzere Halep sınırını açması çağrısı yapıyor. Tabii insani gerekçeler bir yana bu sığınmacıların Avrupa'ya gelmemesi şartıyla.''
‘Sonntag Aktuell' Türkiye'nin krizin çözümünde oynadığı role dikkat çekiyor:
''Türkiye her ne kadar halihazırda milyonlarca Suriyeli'yi ülkeye kabul etmiş olsa da şu anda bir ölüm kalım mücadelesi veren bu insanlara sığınma güvencesi sağlamalı. Bu hem etik açıdan gerekli hem de uluslararası hukuka göre bir yükümlülük. Ancak Avrupa da Türkiye'yi bu süreçte şimdiye kadar olduğundan daha fazla desteklemeli. Zira Avrupa Birliği'nin dış sınırlarını koruma konusunda Türkiye kilit rol oynuyor. Öte yandan Avrupalılar ve ABD'nin tek ses olarak Rusya'ya askeri tutumunun kabul edilebilir olmadığını net bir şekilde göstermesi gerekiyor.''