Gündem
Deutsche Welle

"Asya korkunun ne demek olduğunu öğreniyor"

Avrupa’daki sığınmacı krizi, Almanya Başbakanı Merkel’in Çin ziyareti ve Deutsche Bank’taki yönetim değişikliği, bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konuları:

30 Ekim 2015 00:51

Hessische Niedersaechsische Allgemeine gazetesi, Avrupa ülkeleri arasında gerilime yol açan sığınmacı krizini ele alıyor yorumunda:

“Dublin Anlaşması öldü, Schengen’in mezarı kazılıyor ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ulusal bencilliklerin başarı vaat eden ikonu haline geliyor.Sınırı kapattığından beri ülkesi için sığınmacı krizinin hallolduğunu söylüyor. Tabii ki Orban’ın tavrı örnek alınacak, diğer ülkeler de şimdi dikenli tel döşemeyi düşünecek. Ama aslında Macaristan örnek alınmaya pek uygun değil. Sadece bir geçiş ülkesiydi ve zaten hiçbir sığınmacı orada kalmaya niyetli değildi. Şimdi ise Macaristan’ı teğet geçiyorlar. Ama Almanya konusunda öyle olmuyor. Adı üstünde akın, su gibi kendine akacak yol buluyor ve hedef ülkeye varıyor. Dikenli teller olsa da olmasa da. Hiçbir tel güvenlik, özgürlük ve refah arayışındaki çaresiz insanları durduramıyor. Peki alternatif ne? Çözümü bildiğini söyleyen yalan söylemiş olur. Bu ödevin boyutu, tahayyül gücünü aşıyor ve geçmişten örnek alınabilecek bir temel konsept de yok. Siyasetin bu kadar çaresiz durumda olmasının nedenlerinden biri de bu.”

Die Welt ise uluslararası siyasetteki durumu ele alıyor. Gazete, dünyanın yeni bir ‘Soğuk Savaş’a sürüklendiği görüşünde.

“Yeni bir ‘Soğuk Savaş’ tehdidiyle mi karşı karşıyayız? 90’lı yıllarda tarafların rızasıyla sona erdirilen Soğuk Savaş, ünü kadar kötü değildi. Gerçi dönemin iki nükleer süpergücü birbirine karşıydı ve ideolojileri tamamen zıttı. Ama aynı zamanda onları bağlayan ortak bir tehdit vardı: Dünyanın sonunun gelmesi. Ve bu her iki tarafın da elinde olan birşeydi. O dönem geride kaldı. Yeni ‘Soğuk savaş’ daha farklı olacak. İdeolojileri daha az temel alan, daha ziyade gücü elinde bulunduran para birimlerine dayalı bir savaş. Güçler geometrisi değişecek. Çünkü Rusya da Amerika da farklı şekillerde de olsa Asya’ya yönelmiş durumdalar. Orada Çin yükseliyor ve Rusya dahil tüm komşuları korkunun ne demek olduğunu öğreniyor.”

Emder Zeitung ise Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Çin ziyareti kapsamında karşılıklı ekonomi casusluğuna başvurulmaması yönünde verilen taahhüdü alaya alan bir yorum yayımlamış:

“Uzak Doğu’da üzerinde ‘Alman malı’ yazan herşeyi taklit etmeyi bırakmaları konusunda yöneticileri ikna etmek için Başbakan Merkel’in Çin’e gitmesi gerekiyormuş. İki devlet şimdi ekonomi casusluğuna başvurmama konusunda büyük bir söz verdi. Bu neredeyse Sepp Blatter ve başkanı bulunduğu FIFA’nın, sıradaki Dünya Futbol Kupası’nın belirlenmesinde kesinlikle para almak istemedikleri güvencesi vermeleri gibi bir şey. İki devlet birbirlerine karşı artık casusluk yapmayacakları güvencesi veriyorsa, bunda mizahi bir durum var. Sonuçta casusluk aslında olmayan bir şey. Çünkü gizli. Dolayısıyla olmayan birşeye başvurmama sözü verilemez. Yoksa Çin en son büyük bir hata yapıp Volkswagen’ın dizel motorlarını taklit etti de, ondan mı ders aldı?”

Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank’taki yönetim değişikliğinin ardından kapsamlı tasarruf önlemleri yürürlüğe sokuluyor. Dünya çapında 25 bin kişi işten çıkarılacak, şirket tarihinde ilk kez hissedarlara temettü ödenmeyecek. Magdeburg kentinde yayımlanan Volksstimme gazetesinin yorumu şöyle:

“Geçen yıllarda hiçbir banka bu kadar kötü yönetilmedi. Deutsche Bank’ın Frankfurt’taki merkezinde aşırı yüksek maaşlı yöneticiler hüküm sürüyor, dışarıya kibirli bir görünüm sergiliyor, gerçekte ise bankayı yeniden başarı yoluna sokacak bir strateji ortaya koyamıyorlardı. Tam tersine mali skandallar birbiri ardına geldi. Şimdi John Cryan iş başında. Önünde temizlenmesi gereken dev bir cam kırığı yığını var. Ve kaosla geçen yılların ardından sert kısıntılara gitmeden bunu başarmak imkansız…”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle