-"AB SURİYELİLER İÇİN ÇOK AZ ŞEY YAPABİLİR" BRÜKSEL (A.A) - 26.04.2011 - AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, AB'nin, Devlet Başkanları Beşşar Esad'a karşı ayaklanan Suriyeliler için çok az şey yapabileceğini söyledi. De Standaard gazetesine konuşan Van Rompuy, AB'nin, Suriye konusunda Arap Birliği'nin desteğini ya da BM'nin yardımını almasını muhtemel görmediğini de ifade etti. Libya'da muhaliflere aktif destek veren AB, Suriye'deki ayaklanmada meydana gelen şiddet olayları ve ölümlere ise yeterince tepki vermediği gerekçesiyle eleştiriliyor. -"ESAD BARIŞÇI GÖSTERİLERİ KABUL ETMELİ" Suriye'de günlerdir süren gösterilerin ardından, ülkenin bir çok yerinde yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesi ve meydana gelen siyasi gelişmeler, yakın komşusu Lübnan'da da endişeyle izleniyor. Hükümet krizinin sürdüğü Lübnan'da, Suriye ile iyi ilişkileri olan "8 Mart Hareketi"nin içinde yer alan İlerici Sosyalist Partisinin lideri Velid Canbolat, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a seslenerek, bir an önce ülkede reformları uygulaması çağrısında bulundu. Dürzi lider Canbolat, partiye ait yayın organı El Anbaa gazetesinde yer alan yazısında, insanların barışçı gösteriler yapmasına izin verilmesi gerektiğini belirterek, Esad'ı, farklı partilerin, sosyal ve ekonomik grupların, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle, ülkede yapılması gereken reformlar konusunda, görüşmeler yapmaya çağırdı. Canbolat, ilgili taraflarla Suriye yönetimi arasında kurulacak bir diyaloğun en doğru çözüm olduğunu belirterek, güvenlik kuvvetlerinin müdahalesi sonucu, Suriye'de meydana gelen ve bir çok insanın hayatını kaybetmesine yol açan gösterilere ilişkin de sorumluluğu bulunan herkesin sorgulanmasının, Suriye güvenliğine katkıda bulunacağını belirtti. Öte yandan Lübnan'da yayımlanan gazetelerde Suriye'de meydana gelen gelişmelerin, ülkedeki rejimi direkt tehdit eder hale gelmesi halinde, bundan Lübnan'ın doğrudan etkileneceği yolunda yorumlar da geniş olarak yer alıyor. Daily Star gazetesinde görüşlerini açıklayan Lübnan ordusundan emekli general Elias Hanna, "Lübnan ve Suriye'nin güvenliği birbiriyle bağlıdır. Eğer Suriye'deki durum istikrarsızlığını sürdürür ve kaosa yol açarsa, bu durum Lübnan'a da sıçrar. Gelişmeler Lübnan politikasını, güvenliğini, ekonomisini ve sosyal yaşamı olumsuz olarak etkiler" dedi. İran ve Ortadoğu uzmanı Talal Atrissi ise, Suriye ve Lübnan'daki partiler arasında yoğun ilişkiler bulunduğunu ve bu nedenle Suriye'deki gelişmelerin çok önemli olduğunu belirterek, "Eğer Suriye'de kaos olursa, bu başta Lübnan olmak üzere Ürdün, Irak ve hatta Türkiye'yi de etkileyebilir. Çünkü bu durumda sınırların güvenliğini kimse garanti edemez" ifadesini kullandı. As Safir gazetesinin Yazı İşleri Müdürü ve köşe yazarı Satih Nureddin ise, Suriye'deki gelişmelerin Lübnan'da Hizbullah önderliğindeki 8 Mart grubuyla, Sünni geçici hükümetin Başbakanı Saad Hariri'nin önderlik ettiği 14 Mart grubu arasında, mezhep çatışmalarını tetikleyebileceği uyarısında bulundu. -DERA'DA SİLAH SESLERİ Suriye'de bir ayı aşkın süredir devam eden ayaklanmanın merkezi, kuşatma altındaki Dera kentinden silah ve topçu ateşi sesleri geldiği haber veriliyor. Reuters ajansına göre bir görgü tanığı, kentte silah ve topçu ateşi sesleriyle yankılandığını, sivil halkın sokaklardaki tank ve keskin nişancı ateşinden korunmak için evlerinden çıkmadığını söyledi. Dera halkı, kentte telefon hatlarının, elektriğin ve suyun kesik olduğunu kaydetti. Uydu telefonuyla açıklama yapan görgü tanığı, gece boyunca ara ara duyulan silah seslerinin sabah saatlerinde topçu ateşi ve makineli tüfek sesleriyle sürdüğünü, bazen birden bütün yönlerden açılan ağır makinelı silah ateşiyle insanların sindirilmeye çalışıldığını ifade ederek, halkın sadece dış dünyayla değil kentin diğer kesimleriyle de ilişkisinin kesildiğini söyledi. AP ajansı da görgü tanıklarının, silah seslerinin yankılandığı Dera'da hala sokaklarda cesetlerin durduğunu anlattığını duyurdu. Ajansa göre, bir görgü tanığı günlerdir elektriksiz, susuz olduklarını, çocukların bile öldürüldüğünü ifade etti. Suriye'deki bir insan hakları örgütü de bugün, hükümetin yönetim karşıtı protesto gösterilerini bastırmak için Dera kentine tankları yolladığı dünden bu yana, ülke genelinde yaklaşık 500 muhalifin gözaltına alındığını bildirmişti. Sevasiya adlı örgüt, Dera'da en az 20 kişinin de öldüğü yolunda haberler alındığını, ancak kentle iletişim kesik olduğundan bu bilgileri doğrulamanın güç olduğunu belirtmişti. Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esad'a karşı reform talebiyle gösteriler ilk olarak ülkenin güneyindeki Dera'da 18 Mart'ta başlamıştı. Merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Af Örgütü de, Dera'daki kaynaklara dayanarak, kentte dün 23 kişinin öldüğünü açıklamıştı. Diplomatlar ise Dera'da öldürülen sivillerin sayısının 50'yi bulabileceğini kaydederken, hükümet güçlerinin dün Dera ile birlikte baskın düzenlediği Şam'ın banliyölerinden Duma ve Muzamiye'de de ölenler ve gözaltına alınanların bulunduğu haberleri verildi. Öte yandan devlet televizyonu askeri bir kaynağa dayanarak, askerlerin Dera'ya "kent halkının talebine karşılık güvenliği sağlamak üzere" girdiğini duyurdu.