Brezilya’da düzenlenen FIFA 2014 Dünya Kupası’na katılan 32 ülke takımı 6 kilo 175 gram ağırlığında, 36,8 santimetre boyundaki 18 ayar altın kupayı kazanmak için mücadele edecek.
Dünya Kupası, 1930 yılından başlayan 84 yıllık tarihinde, ilginç olaylarla karşılaştı. Önce kurucusu Jules Rimet'in adını taşıyan kupayı, 2. Dünya Savaşı döneminde FIFA yöneticilerinden İtalyan Doktor Ottorino Barassi bir ayakkabı kutusu içinde kendi yatağının altında sakladı. 1966 yılında İngiltere'de yapılan finallerde Londra'da sergilenmekte olan kupa, birden ortadan kayboldu. Ancak kupa, birkaç gün sonra Londra'nın güneyindeki kenar mahallelerden birinde, çalılıklar arasında ''Pickles'' adlı bir köpek tarafından bulundu.
Üç kez kazanan ülkeye verileceği duyurulan kupa, 1970 yılında şampiyonayı 3. kez kazanan Brezilya'ya teslim edildi. 1983 yılında çalınan kupa, hala bulunamadı.
1974'e yenisi yapıldı
İlk kupa Brezilya’ya gittikten sonra yeni bir FIFA Dünya Kupası tasarlama ve 1974 yılından itibaren bu kupayı kullanma fikri sonucunda, İtalyan sanatçı Silvio Gazzaniga’nın tasarımında karar kılındı.
Gazzaniga'nın tasarladığı, bugün halen kullanılmakta olan FIFA Dünya Kupası, tabandan spiraller çizerek yükselen hatlar en üstte dünyayı taşıyacak şekilde uzanıyor. Zafer anını yaşayan iki sporcu, dinamik bir biçimde heykelin gövdesiyle yükseliyor. Kupanın zemininde şampiyon ülkelerin isimlerinin yazılı olduğu 17 küçük plaka bulunuyor. 1974'ten itibaren şampiyon ülkelerin isimlerinin işlendiği bu bölge, 2038 yılındaki şampiyonayla dolacak.
Brezilya'daki hırsızlık olayından sonra kupa, şampiyonayı kazanan ülkeye tümüyle verilmiyor. Kupa, şampiyonayı kazanan ülkede sadece bir dahaki Dünya Kupası Finalleri'ne kadar 4 yıl kalıyor, sonra o ülkeye altın kaplama bir kopya veriliyor.
Tabanında iki tabaka malakit taşı bulunan FIFA Dünya Kupası'na sadece kupayı kazanma başarısı gösterenler ve devlet başkanları dokunabiliyor.
Dünya kupası finallerinde bugüne dek en gollü geçen organizasyon 1954 İsviçre olurken, en az gol atılan şampiyona ise 1990'da İtalya'da gerçekleşti.
İsviçre'de 1954 yılında gerçekleştirilen ve Türkiye'nin de katıldığı finallerde, oynanan 26 maçta toplam 140 gol atılırken, maç başına 5,38'lik ortalama ile dünya kupası tarihinin en gollü turnuvası olarak kayıtlara geçti.
İtalya'da 1990'da yapılan dünya kupasında ise 52 maçta 115 gol atıldı ve maç başına 2,21'lik ortalama ile 19 kupanın en az gollü turnuvası oldu.
Gol ortalamaları düşüyor
Dünya kupalarında son yıllarda gol ortalamalarında düşüş yaşanıyor. Son yapılan 2010 Dünya Kupası, İtalya 1990'dan sonraki en az gollü turnuva oldu.
Daha önceki 2006 ve 2002 dünya kupaları da yine gol ortalamaları bakımından son sıralarda yer aldı. 2010'da 2,26, 2006'da 2,29, 2002'de ise 2,51 gol ortalaması tutturuldu.
Dünya kupaları ve gol ortalamaları
Bugüne dek yapılan 19 dünya kupası organizasyonu, oynanan maç sayısı, atılan goller ve ortalamalar şöyle:
Tarih Ülke Maç Gol Ortalama
1954 İsviçre 26 140 5,38
1938 Fransa 18 84 4,67
1934 İtalya 17 70 4,12
1950 Brezilya 22 88 4
1930 Uruguay 18 70 3,88
1958 İsveç 35 126 3,60
1970 Meksika 32 95 2,97
1982 İspanya 52 146 2,81
1962 Şili 32 89 2,78
1966 İngiltere 32 89 2,78
1994 ABD 52 141 2,71
1978 Arjantin 38 102 2,68
1998 Fransa 64 171 2,67
1974 Almanya 38 97 2,55
1986 Meksika 52 132 2,54
2002 Japonya-G.Kore 64 161 2,51
2006 Almanya 64 147 2,29
2010 Güney Afrika 64 145 2,26
1990 İtalya 52 115 2,21