Frankfurter Rundschau Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin reform edilmesi gerektiğini savunan bir yoruma yer veriyor:
“ABD, Suriye'de İslam Devleti mevzilerinin bombalanmasından önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden izin talebinde bulunmadı. Uluslararası hukukun böylelikle ihlal edilmiş olup olmadığı üzerine tartışılabilir. Kesin olan bir şey varsa o da gri alanın dikkate alınmaması ve genişlemesi halinde, sürecin erozyona uğramasının hızlanacağı. Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde yazılı olan uluslararası hukukun uygulamaya konup konmayacağı konusunda kararı, 1945'in muzaffer güçleri olan Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi, tamamen kendi çıkarlarına göre veriyor. Buna karşılık Arap dünyasının, Afrika, Latin Amerika, Hindistan'ın çıkarları ise hiçbir yerde korunmuş olmuyor. O nedenle Güvenlik Konseyi reform edilmezse, askeri müdahalelerinin meşrulaştırılması noktasındaki itibarı daha da kaybolacaktır.”
Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen'ın Alman ordusunun NATO'ya karşı yükümlülüklerini yerine getiremeyecek olduğunu açıklaması basında geniş yer tutuyor. Hannover'de yayımlanan Neue Presse açıklamayı şu sözlerle yorumluyor:
“Almanya NATO'ya karşı yükümlülüklerini tam olarak yerine getiremiyor, savaş gücü sadece sınırlı olarak kullanılabilir durumda. Bu somut bir skandaldır. Alarm zillerinin zamanında çalmaması nasıl mümkün olabilmiştir? Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından Almanya, maliye bakanlarını sevindirerek uzun süre silahlanmaya para harcamadı ve başta ABD olmak üzere diğer NATO ülkelerinin sorunu bizim için halledeceğini varsaydı. Bu arka plan dikkate alındığında Alman siyasetçilerin Almanya'nın uluslararası önemi nedeniyle dünyada daha fazla sorumluluk alması gerektiği yönündeki açıklamaları, alaycılık olarak kalıyor. Bakan von der Leyen'ın göreve geldiğinde ilk iş olarak askerlere, işler teçhizat temin edilmesi yerine çocuk kreşleri istemesi de aynı şekilde.”
Neue Osnabrücker Zeitung şunları yazıyor aynı konuda:
“Alman ordusunda sürekli daha fazla eksiklik gün yüzüne çıkıyor. Çarpıcı malzeme sorunlarının yurtdışı operasyonlarına giden askerler açısından tehlikeli ve hatta öldürücü sonuçları olabilir. Ancak Savunma Bakanı Ursula von der Leyen'ı bu kötü durumdan sorumlu tutmak işin kolayına kaçmak olur. Bu açıdan bakıldığında bakan kısa bir zamandır görevde ancak teçhizat projeleri uzun vadeli planlanıyor. Elbette bakanın durumu küçümsemesi ya da güzel göstermeye çalışması kabul edilemez. Malzeme problemleri her şeyden önce yıllardır var olan kötü ekonomiyle ve özel olarak bu bakanlığın yönetilmesinin zor olmasıyla ilgili. Şimdi bir de tüm siyasi taraflar, hatta silahların kötü durumda olmasını eleştirenler dahil, orduda tasarrufa gidilmesini istiyor.”
Freiburg'da yayımlanan Badische Zeitung Alman ordusundaki teçhizat eksikliğini şöyle yorumluyor:
“Hurdaya dönmüş helikopterler, uçamayacak durumda olan savaş uçakları Alman ordusu kadar siyaset açısından da bir acizlik belgesi. Dışarıdan bunları karşılamaya çalışmak ise daha az değil daha fazla para harcanması anlamına geliyor, tabii bununla kalacak olursa. Acilen bir yandan teçhizat projeleriyle daha etkin ilgilenilmesi, diğer yandan AB ve NATO içindeki ordularla nihayet işbirliği kurulması iki kez yapılanma ve dolayısıyla iki kez harcama yapmayı önleyecektir. Yıllardır konuşup duruluyor. Ama ortaya çıkan sonuç hazin. Güncel tartışma da bu konuda büyük bir değişiklik yaratmayacak.”
