Gündem

27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül belgeleri komisyona ulaştı

Cumhurbaşkanlığı, arşivinde bulunan 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle ilgili belgeleri, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na gönderdi

08 Eylül 2012 15:37

Gün ışığına çıkan darbe belgelerinde Adnan Menderes'in eşi Berin Menderes'ten Cevdet Sunay'a, Nihat Erim'den İsmet İnönü'ye kadar pek çok tarihi kişiliğin özel notları ve talepleri yer alıyor.

Akşam Gazetesi'nden Soner Arıkanoğlu ve Yelda Gökdağ'ın haberine göre; Cumhurbaşkanlığı, arşivinde bulunan 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle ilgili belgeleri, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na gönderdi. Binlerce sayfa belge arasında, Berin Menderes'in eşi Adnan Menderes'le görüşmesine izin veren Cemal Gürsel'e telgrafı; Yassı Ada'daki duruşmaların yayınlandığı Yassı Ada Saati isimli radyo programına yaklaşan ramazan ayı nedeniyle 'teravih ayarı' yapıldığını gösteren yazışmalar; Yassı Ada'da çekilen fotoğraf ve filmlerin satışından elde edilen gelirin İslam Enstitüsü'ne aktarılmasını öngören Milli Birlik Komitesi kararı da var. Darbe arşivinin 12 Mart 1971 muhtırasına ilişkin belgeler arasında ise CHP'li Nihat Erim'in 12 Mart 1971 muhtırasının ardından nasıl tarafsız başbakan olduğunu gösteren yazışmalar bulunuyor.


Gürsel'e teşekkür telgrafı


Tarihin sararmış sayfaları arasında yer alan binlerce sayfalık belge arasında en çarpıcı olanlardan biri de Berin Menderes'in eşi Adnan Menderes'i asan 27 Mayıs darbecilerinin cumhurbaşkanı seçtirdiği Cemal Gürsel'e yazdığı bir teşekkür telgrafı. Berin Menderes, 23 Kasım 1960 tarihli telgrafında, Yassıada'da tutuklu bulunan eşiyle görüşmesine izin verdiği için Gürsel'e teşekkür ediyor. Berin Menderes, Beyoğlu'ndan gönderdiği telgrafta, 'Eşim Adnan Menderes'le görüşmem hususunda vaki müsaadeden dolayı derin memnuniyet ve teşekkürlerimi arz ederim' diyor.


Yanına 'tevarih ayarı'


Belgeler arasında, radyodan yayınlanan Yassıada duruşmalarının yayın saatine yaklaşan Ramazan ayı nedeniyle 'teravih ayarı' yapıldığını gösteren yazışmalar da var. İzmir'in Buca İlçesi'ne bağlı Kırklar Köyü Muhtarı Vehbi Tahtalı, Cemal Gürsel'e bir mektup gödrererek yaklaşan Ramazan ayında teravih nedeniyle Yassıada duruşmalarını izleyemeyeceklerini bildiriyor. Muhtar Tahtalı, 'Malum-u alileri olduğu üzere, 15 Şubat 1961 akşamı başlayacak olan Ramazan ve teravih namazı dolayısıyla Yassıada Saati her zamanki gibi saat 20.00'de olursa bittabii bunu dinlemekten mahrum kalacağımız da şayan-ı iş'ardır. Binaenaleyh bunun mümkün ise (bir mahzuru olmadığı takdirde) teravih namazından sonraya münasip saatlerden birine alınmasını köy halkımızın isteği üzerine arz ederim' diyor.

Çankaya Köşkü de Muhtar Tahtalı'ya Ramazan'ın başlağı gün yanıt veriyor. Cumhurbaşkanlığı Umumi Katibi Kur. Alb. Osman Köksal imzalı yanıtta, 'Radyo neşriyatı ve saatleriyle ilgili dilekleriniz hakkında alakalı makamlardan verilen malumata göre; esasen bu şekilde bir kararın alınmış bulunduğu öğrenilmiştir' ifadesi kullanılıyor.

Muhtar Tahtalı, bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı'na yeni bir mektup daha yazıyor ve 'Mezkur yazımızda Yassıada Saati'nin münasip bir saate alınması hakkındaki dileğimizin yerine getirildiğine bütün köy halkımızın namına candan teşekkür ve şükranlarımı arz eder saygılarımı sunarım' diyor.


Hasılatı İslam Enstitüsü'ne


Belgeler arasında yer alan Milli Birlik Komitesi kararlarından biri de oldukça dikkat çekici. Kararda, Yassıada'da çekilmiş ve çekilecek fotoğraf, telefoto ve her türlü filminden lüzumlu görülenlerin satılabilmesini mümkün kılıyor. Satıştan elde edilecek gelirin ise Yüksek Tahsil Öğrenci Yurtları, İslam Enstitüsü ve Milli Birlik Komitesi İstanbul İrtibat Bürosu masraflarına tahsis edilmesi karar altına alınıyor.


Nihat Erim nasıl tarafsız Başbakan oldu?


Darbe arşivinden çıkan belgeler arasında, CHP'li Nihat Erim'in 12 Mart 1971 muhtırasının ardından nasıl tarafsız başbakan olduğunu gösteren yazışmalar da var. Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, muhtıradan 7 gün sonra dönemin CHP lideri İsmet İnönü'ye bir mektup gönderiyor. Sunay, mektubunda şu cümlelere yer veriyor: 'Yeni Bakanlar Kurulu'nun, Anayasa'nın 102. maddesine göre siyasi partilerimizin iştiraki ile teşkili için, Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Nihat Erim'i Başbakan olarak görevlendirmeyi istemekte ve partiler üstü bir anlayış ve cari durumun şartlarına uygun bir tutumla çalışmasını kolaylaştırmak ve sağlamak üzere de CHP'den istifa etmesini gerekli görmekteyim. Prof. Nihat Erim'e bildirilmiş olan keyfiyeti, büyük bir anlayışla karşılayacağınız ümidi ve kendisine her bakımdan yardımcı olacağınız temennisiyle partinizin yeni Bakanlar Kurulu'nun teşkiline bir şart ileri sürmeden iştirakini ve güvenoyuna mazhar kılınarak anayasa gerekleri çerçevesinde yapacağı yürütme görevlerinin de partinizce desteklenmesini rica eder, saygılarımı sunarım'.

Aynı gün, dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Cihat Alpan da Nihat Erim'e bir mektup yazarak Cumhurbaşkanı'nın kendisini Başbakan olarak görevlendirmeyi düşündüğnü bu nedenle partisinden istifa etmesi gerektiğini bildiriyor. Alpan da mektubuna, 'Bu tevcih ve şartları kabul buyurduğunuz takdirde, gereğini ivedilikle yerine getirip bildirmenizi rica ederim' diye yazıyor.


Bir yurtseverlik borcu


Nihat Erim de aynı CHP Genel Merkezi'ne istifa dilekçesini gönderiyor. Dilekçesinde, 'İçinde bulunduğumuz koşullar altında bağımsız olarak daha verimli hizmette bulunabileceğimi düşünerek CHP'den çekiliyorum' diyen Erim, yine aynı gün İsmet İnönü'ye gönderdiği mektupta da şunları kaleme alıyor: 'Sayın Cumhurbaşkanı'nın uzun çalışmaları sonunda beni bu göreve atamak isteyişini bir zaruriyet saymanın yanlış olmayacağı düşüncesiyle ülkemize hükümet başkanı olarak hizmet etme çağrısını olumlu karşılamayı parti mülahazalarınının üstünde bir yurtseverlik borcu olarak görüyorum. Bu nedenle CHP'den çekiliş mektubunu ilişik olarak sunuyorum. Olağanüstü fedakarlık isteyen bunalımı gözönünde tutarak CHP'den bu hizmet için çekilişimi anlayış ve hoşgörüyle karşılayacağınızdan ve benim için değeri büyük olan yardımlarınızı esirgemeyeceğinizden emin ve müsterih bulunuyorum.'