Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Suudi Arabistan öncülüğündeki dört Arap ülkesinin Katar'la ilişkileri normalleştirmek için öne sürdüğü 13 şarttan birinin Türk askerinin Katar'dan çekilmesi olmasına verdiği tepki Guardian ve Times'ta yer buluyor.
Guardian "Erdoğan Suudiler'in Türk birliklerinin Katar'dan çekilmesi çağrısına gücendi" başlığını atan Guardian Erdoğan'ın "Türkiye'nin asker çekmesini talep etmek, bir defa Türkiye'ye karşı da maalesef saygısızlıktır. Biz herhangi bir ülkeyle savunma işbirliği anlaşmasını yaparken birilerinden izin mi alacağız?" dediğini aktarıyor.
Gazete ayrıca okuyucularına Erdoğan'ın "Katar'ın 13 maddeye yönelik tavrını, Türkiye olarak biz hem takdir ediyoruz hem benimsiyoruz. Takdir ediyoruz, bir defa bu 13 maddeyle ilgili yaklaşımı biz uluslararası hukuka aykırı buluyoruz. Türkiye'nin 2014 itibarıyla savunma iş birliği yapmış olduğu Katar'la attığı bu adıma müdahil olmak çok çok çirkin bir yaklaşım" şeklindeki sözlerini de aktarıyor.
Guardian Katar'ın talepleri reddettiğini söylediğini, Erdoğan'ın bu pozisyonu desteklemesinin de "Doha'nın tutumunu sağlamlaştırdığını" belirtiyor.
Gazetenin açıklamalarına yer verdiği Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Enver Gargash ise "Bölgede büyük çıkarları ve Türkiye'nin önceliğinin ideoloji değil çıkarları olacağını umuyoruz. Ancak bin ila iki bin Türk askerinin varlığı Katar hükümetinin istikrarına güvensizliğini gösteriyor. İstikrar bölgeyle entegrasyondan gelecektir" diyor.
Times da konuya dünya haberleri sayfalarında geniş yer veriyor.
"Körfez Krizi büyürken, Türkiye aceleyle asker yolluyor" başlıklı haberde takviye asker yollanmasının gerilimi arttıracağı kaydediliyor.
Gazete, Türkiye ve Katar arasındaki ittifakın Arap Baharı'na dayandığını ve her iki ülkenin de Müslüman Kardeşler'le bağlantılı fraksiyonlara destek verip, eski, militarist diktatörlüklere karşı çıktıklarını söylüyor. Times, "Erdoğan'ın da uzun süredir ordunun kendisini devirebileceğinden korktuğunu ve bunun geçen yaz neredeyse gerçeğe dönüştüğünü" yazıyor.
Ankara ve Doha'nın Hamas'la ilişkiler kurduğunu Türkiye ve Katar'ın Muhammed Mursi'nin Müslüman Kardeşler yönetimini askeri darbeyle deviren Cumhurbaşkanı Sisi yönetimini tanımayı reddettiği de belirtiliyor. Gazetenin görüşlerine yer verdiği eski bir Türk diplomat "13 maddelik ültimatom açıkça Türkiye'ye de bir mesaj veriyor. Arap ülkeleri bir aile ve biz o ailenin üyesi değiliz. Özellikle, bir dost olarak kendinizi dinletebilecek durumda değilseniz, kendi aralarındaki kavgalarda uzak kalmak en iyisi" şeklinde konuşuyor.
Suudi Arabistan ve Katar arasındaki krizde Türkiye'nin tutumunu başyazılarından birinde de ele alan Times "Türkiye'nin Katar'a desteği NATO'yu aptalca bir bölgesel kavganın içine sürükleyebilir" diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suudi Arabistan'ın taleplerini "saygısızlık" diye tanımladığını söyleyen gazete, Katar'ın Riyad yönetiminin taleplerini reddettiğini, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ise Katar'a yönelik suçlamalarını sürdürdüğünü, ambargoyu sürdürmekten ve "ek önlemlerden" bahsettiğini belirtiyor. "Tehlikeli ve tamamen gereksiz bir hesaplaşma için sahne hazır" diyen Times'ın makalesinde dikkat çeken satırlar şöyle;
Türkiye'nin müdahalesi işi ciddileştiriyor. Türkler şimdi de Katar'ı dış müdahaleden korumak için askerlerini kullanmaya hazır olduklarından bahsediyorlar ve bu nedenle silahlı kavga kaygıları artıyor. Erdoğan böyle yaparak, IŞİD'le mücadele koalisyonun katılmak için isteksizce aldığı karar rağmen, İslamcı davalara verdiği destekten vazgeçmediğini gösteriyor. Ankara'nın yasaklı Müslüman Kardeşlere verdiği destek nedeniyle hala öfkeli olan Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile baltaları gömme niyeti de yok. Ayrıca, Suudi Arabistan ile Suriye konusundaki görüş ayrılığını derinleştirip İran'la yakınlaşmaktan da korkmuyor."
Times Erdoğan'ın Katar konusundaki tutumuyla Batı için bir ikilem yarattığını söylüyor ve "Erdoğan yanlış nedenlerle doğru bir iş yapıp, bir ülkenin zorbalara karşı kendi egemenliğini savunmasına yardım ediyor" diyor.
Gazete makaleye şöyle son veriyor;
Erdoğan'ın gündemi, bölge genelindeki İslamcı davaları desteklemek, Suriyeli Kürtler 'in yenilgisi ve eski Osmanlı hegemonyasının aşama aşama yeniden yaratılması. Bunlar Batı'nın amaçları değil. Ve Türkiye bir NATO üyesi olduğundan, herhangi bir askeri macera ittifakı da kavganın içine sokabilir. Gururları ve otoritelerine meydan okunduğunda Arap prensleri pervasızca yanıt verebilir. Ortadoğu'nun bir başka büyük yangına ihtiyacı yok"
Londra'da en az 79 kişinin öldüğü açıklanan Grenfell Tower yangınından sonra, neden binada yanıcı mantolama malzemesinin kullanıldığı ve özellikle yüksek katlı binaların yangın güvenliği yoğun bir şekilde tartışılmaya devam ediliyor.
Financial Times, sigorta şirketlerinin Grenfell faciasından bir ay önce kolay yanan mantolama malzemelerinin tehlikeleri konusunda hükümeti uyardığını belirtiyor.
İngiltere Sigortacılar Birliği'nin eskimiş ve yanıcı mantolama malzemelerinin kullanımı da dahil modern inşaat yöntemlerinin gerisinde kalan inşaat kurallarının gözden geçirilmesini istediği söyleniyor. Birliğin raporunda "Yanıcı maddelerden yapılan dış mantolama, büyük bir yangının yukarı doğru ve binalar arasında yayılmasına neden olabilir ve bu durum bina yoğunluğunun yüksek olduğu yerlerde özellikle kaygı yaratıyor" deniliyor.
İngiltere'de tam 10 yıl önce yürürlüğe giren kapalı alanlarda sigara içme yasağının kamu sağlığına olumlu etkileri Guardian'da haberleştirilmiş.
Resmi verilere göre yasağın ardından kalp krizi veya diğer kalp sorunları nedeniyle ölen 35 yaş üzeri insanların sayısı yüzde 20 azaldı. Felç nedeniyle ölümlerde ise yüzde 14'lük bir azalma oldu.
Kamu sağlığı yetkilisi Duncan Selbie de "Yasak geçen 10 yılda gördüğümüz dev kültürel değişimde önemli bir rol oynadı, özellikle de gençler arasında. Bu değişiklik kelimenin tam anlamıyla binlerce kişiyi kronik hastalıklardan ve erken ölümlerden korudu" diyor.
