Halen görev başındaki Cumhurbaşkanı François Hollande'ın yanı sıra iki selefi Jacques Chirac ve Nicolas Sarkozy'nin 2006 ile 2012 yılları arasında NSA tarafından dinlendiğine ilişkin iddialar, Wikileaks tarafından yayınlanan gizli belgelerde yer aldı. Bu iddialar, Paris yönetimi tarafından sert tepkiyle karşılandı. Konuya ilişkin Frankfurter Allgemeine Zeitung adlı gazetenin değerlendirmesi şöyle:
“Fransa, ABD’nin en eski müttefiki. Fransızlar, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nda kolonilerin yanında yer almışlardı. NSA’in Almanya’daki faaliyetlerinin ortaya çıkmasından sonra, kurumun bilgi açlığının böyle bir ülkeyi bile gözüne kestirmesine şaşmamak gerek. Ancak bu, Washington’daki siyasetçilerin hala müttefiklere karşı nasıl davranılması gerektiğini sık sık unuttuğunu gösteriyor. Görünüşe göre Amerika, Irak Savaşı’ndan çıkarması gereken önemli bir dersi henüz içselleştirememiş. Bir dünya gücünün nüfuzu, inanılırlığına bağlıdır. Bu arada Fransızların da yeni Gizli İstihbarat Yasası’nın akıl karı olup olmadığını sorgulamaları gerek, zira yasa tam da NSA'yi örnek alıyor.”
Berlin'de çıkan Der Tagesspiegel ise şu yorumu sunuyor okurlarına:
“François Hollande, NSA’in kendisini ve iki selefini gizlice dinlemiş olduğuna gerçekten şaşırıp buna kızıyor mu, samimi olarak söyleyin. Fransa Cumhurbaşkanı, ulusal güvenlik tehlikedeymiş gibi Savunma Konseyi'ni acilen toplantıya çağırıyor. Ama Angela Merkel başta olmak üzere bir dizi önde gelen politikacının cep telefonlarının NSA tarafından dinlendiğinin 2013 sonbaharında ortaya çıkmasından sonra, böyle bir gelişme Fransa’da kimseyi şaşırtmamalı. Bu iki yüzlülük, dünyanın en geniş kapsamlı dinleme mekanizmalarından birinin kontrolünü elinde tutan ve Ulusal Meclis'e, gizli haber alma kurumlarına daha da geniş yetkiler tanıyan bir yasa tasarısı sunan bir kişiden geliyor. Ayrıca sözde kızgınlığını, bu yetkilerin genişletilmesine yüzde 69 destek veren bir ulusun önünde sergilediğini de hatırlatmak gerek.”
Lüneburg'dan Landeszeitung Fransa'daki NSA skandalına ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
“İdeal bir dünyada devletler ortak prensip ve hedefleri paylaştıkları için müttefiklerini gizlice dinlemezler. Gerçek dünyada ise siyasetçiler, insanların özel hayatlarına müdahalenin önünde hiçbir engelin kalmadığı bir dünya yaratmaya çalışıyorlar. İdeal bir dünyada, dünyaya insan haklarını armağan eden ülke, gizli dinleme faaliyetlerinin kurbanı olarak, gelecekte güvenlik adına özgürlüklerin kurban edilmesine çabalayacaktır. Gerçek dünyada ise Fransa aynı gün, istihbarat birimlerine müttefiklerin bile düşüncesizce dinlenebilmesine imkan sağlayacak geniş yetkiler tanıyor.”
Fransa'da son üç cumhurbaşkanının NSA tarafından dinlendiği yönünde Wikileaks'in yayınladığı belgelerin ardından Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumu da şöyle:
“Barack Obama ile François Hollande’ın telefonda birbirlerine ne söylediklerini herhalde hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Ancak Fransa Cumhurbaşkanı kamuoyu karşısında sergilediği kadar kızgın değil muhtemelen. Zira o da farklı bir çizgi izlemiyor. Fransa'da, NSA'den geri kalmayacak şekilde kitlesel bir gözetimi mümkün kılacak yeni bir güvenlik yasası kabul edilmekte. Fransa hükümetinden casusluk konusunda Washington'da bir sonuç almasını beklemek hayalperestlik olur. Büyük güçlere ve vatandaşlık haklarını çiğneyen uygulamalarına karşı tek baskı aşağıdan gelebilir. Neyse ki Wikileaks var. İnşallah internet platformu Beyaz Saray'dan ya da Fransa Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan, utanç verici ayrıntıları ifşa etmeye devam eder.”