Hemen tüm gazeteler, IŞİD'in Irak'taki ilerleyişi ve bölgede yaşanan sıcak gelişmelere dair yorumlara yer veriyor. Gazetelerin birçoğu ABD'nin dış politikası ve Bağdat yönetimini eleştiren değerlendirmeler yapıyor. Berlin'den Die Welt gazetesi, Irak'taki mevcut durumda Batı'nın payına dair bir tesbitte bulunuyor. Gazete, Irak'ın, Ortadoğu ülkelerindeki yanlışların acısını çektiğini vurguluyor. Yorum şöyle;
"Özeleştiri, demokratik toplumların başlıca özelliklerinden biridir. Sadece kendisini ve tutumunu tartışmaya açanlar, hatalarından ders çıkarabilir. O nedenle şimdi yine Batı'nın Irak'ta neleri yanlış yaptığını çok iyi bilenler korosunun sesleri yükseliyor. Irak gerçekten Ortadoğu ülkelerinin çoğulculuğa tahammül etme ve koordine edebilme yetersizliğinin acısını çekiyor. Ve tabii ki ABD de hataları önleyebilirdi. Ancak bölgesel aktörler 30 yıllık bir savaş sürmek istiyorlarsa, bu olacaktır ve bunda yapabileceğimiz bir şey yok. Ve bunun ilk sorumlusu Batı olmayacak. Aksine sorumlular, mezhepsel nefreti körükleyenler olacaktır."
Münih merkezli Süddeutsche Zeitung gazetesi de Irak'taki kaygı verici gelişmelere yönelik bir yoruma yer veriyor. Gazete, ABD Başkanı Obama'nın içinde bulunduğu zor duruma atıfta bulunarak, zor bir karar vermesi gerektiğine dikkat çekiyor. Yorum şöyle;
"Barack Obama için ne kadar korkunç bir ikilem söz konusu. Başkan, savaşı bitirmek için adım atmıştı. Şimdi ise iki seçeneği bulunuyor. Ya askeri müdahale başlatmayıp, yeni bir Sünni-Şii savaşının başlayıp, terör halifeliğinin kurulmasıyla Irak'ın düşmesini kabul edecek ya da saldırıya geçerek, zaten ülkedeki durumun tırmanmasına yol açan yetersiz ve mezhepçi Maliki rejimine destek verecek. Obama bu yolla Şii patron İran'a da yardım edecektir, ki İran askeri bir müdahale olasılığına karşı uyarıda bulunmuştu. Tersine dünya..."
Alman basınında öne çıkan bir diğer konu da Ukrayna krizinde Rusya, AB ve Ukrayna arasındaki gelişmeler. Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun 15 maddelik barış planı ve iki taraf arasında ilan edilen ateşkese dair değerlendirmeler yapılıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin salı günü ateşkes süresinin uzatılmasını isterken, AB Putin'den barış planına dair gönderdiği olumlu sinyalleri, somutlaştırmasını talep ediyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un konuya dair yorumu şöyle;
"Tam da geçen aylardaki güvensizlikler nedeniyle, Moskova'daki tutum değişikliğinin neye borçlu olunduğunu anlayabilmek oldukça güç. Henüz geçen cuma günü Kremlin'in Ukrayna'nın barış planına yönelik tepkisi her şeyin daha da tırmanacağı izlenimi yaratmıştı. Putin, ciddi olduğunu göstermek için mümkün olduğunca çabuk yeni kanıtlar sunmalı. Örneğin, Rus ayrılıkçıların aralarında iki AGİT gözlemcisinin de bulunduğu rehineleri serbest bırakmalarını sağlamalı ve helikopterin düşürülmesi gibi olayları açıkça kınadığını belirtmeli. Yoksa her şey sadece bu cuma yapılacak AB Zirvesi katılımcılarının ekonomik yaptırımlar almasını önlemek için bir taktikten ibaret kalır..."
Main Echo gazetesi de aynı konuya yer veriyor. Gazete, AB'nin Putin'in anlayacağı dili bulduğuna dikkat çekiyor. Yorum şöyle;
"Putin'in barış sinyalleri sevindirici olduğu kadar bu sinyallere şüpheyle de bakılmalı. Geçmişte kendisine güvenilemeyeceğini o kadar sık ispatladı ki... AB Putin'e, tutumunu tanıdıklarını göstermeli ancak aynı zamanda kendisine yönelik baskıyı minimalize etmemeli. Çünkü nihayet, inandırıcı tehditlerle ekonomik yaptırım kararları almakla Putin'in de anlayabileceği dil de bulunmuş oldu..."