Türkiye’nin 1990 - 2015 arası kaybedilen tarım alanlarının 3 milyon 907 bin hektar olduğunu belirten Türkiye Ziraatçılar Derneği bu alanın Hollanda’dan büyük olduğunu vurguladı. Hükümet cari açığa karşı yerli üretimi özendirici tedbirler alırken, en önemli üretim alanlarından biri olan tarımda ekili alanların gittikçe küçüldüğü ortaya çıktı.
Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin (TZD) raporunda, “1990-2015 döneminde kaybedilen tarım alanlarının toplamı 3 milyon 907 bin hektardır. 1979’a göre alırsak rakam 4 milyon 676 bin hektara çıkıyor. Bu rakam Avrupa’nın en önemli tarım ve hayvancılık ürünleri ihracatçısı Hollanda’nın topraklarından daha büyük bir alandır” denildi. S&P, Fitch ve Moody’s gibi kuruluşların Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin, Türk tarımını da olumsuz etkileyeceği kaydedilen raporda, “Ülkemize sermaye akışında bir yavaşlama olması durumunda son yıllarda giderek tarımsal kredilere bel bağlayan tarım sektörünün de bu olaydan olumsuz etkilenmesi doğaldır” ifadesine yer verildi.
TZD raporunda, özellikle şehirleşme ve rantla arazilerin nitelik değiştirdiği belirtilerek, “1990’da 27 milyon 856 bin, 2000’de 26 milyon 379 bin, 2010’da 24 milyon 394 bin hektar olan tarım alanları 2015 yılında 23 milyon 949 bin hektara kadar indi” denildi.
Mısırda olumlu sonuç
En önemli tarımsal kalem olan buğdayda da düşen üretimin, ithalat kapısını açtığı ifade edilen raporda, “Buğday ekim alanları ise 2000’den bu yana 9.4 milyon hektardan 7.5 milyon hektara düşmüştür. Buğday ithalatımız da 2001’deki reformdan etkilenmiş, bu dönemde 1 milyon tonun üzerine çıkan ithalat 2003’te iki milyon tona yaklaşmıştır. 2007-2008 kuraklık yıllarında bu rakam üç milyon tonun üzerine çıkmış, 2014’te ise 5 milyon eşiği aşılmıştır” değerlendirmesi yapıldı.
Mısırda izlenen olumlu politikaların ise üretime yansıdığı ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi:
“2000’den günümüze kadar sürekli artan bir seyir izlemiştir. Bunun en büyük sebebi TMOtarafından uygulamaya konulan politikalar, prim uygulaması ve diğer desteklerin artırılması, sertifikalı tohumluk kullanımı, üretimde mekanizasyonun gibi sebeplerdir. Mısır örneği, istenildiği ve yeterince destek verildiği takdirde diğer hububat ürünlerinin de üretimlerinin artırılabileceğine verilebilecek en güzel örnektir. Bu destekler sonucu 2002’deki 2.1 milyon ton mısır üretimi 2014 yılında yüzde 183 artışla 5.95 milyon tona ulaşmıştır. 2015’te de artış devam etmiş mısır üretimi bir önceki yıla göre yüzde 7.6 oranında artarak 6.4 milyon ton olmuştur. Aynı dönemde 525 bin hektar olan ekim alanı 650 binin üzerine çıkmıştır.”
‘Not’ tarımı etkileyebilir
Uluslararası kredi notlarındaki düşüşün tarıma da yansıyabileceği ifade edilen raporda şu uyarılarda bulunuldu:
“Son dönemde S&P, Fitch ve Moody’s gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ülkemiz ekonomisi ile ilgili olarak olumsuz değerlendirmeler yapmış ve kredi notunu düşürmüşlerdir. Konu doğrudan tarım sektörü ile ilgili olmasa da ülkemize sermaye akışında bir yavaşlama olması durumunda son yıllarda giderek tarımsal kredilere bel bağlayan tarım sektörünün de bu olaydan olumsuz etkilenmesi doğaldır. Tarım sektöründe geçen yıl kullanılan banka kredisi miktarı 60 milyar TL gibi büyük bir rakama ulaşmıştır. Son yıllarda bütçeden tarıma ayrılan destekleme fonunun 10 milyar TL civarında olduğu düşünülürse bu rakamın önemi daha iyi anlaşılır.”