Türkiye’yi serbest piyasa ekonomisine geçiren ve devletin ekonomideki payını küçülten bir dizi önlemlerin alındığı 24 Ocak Kararları’nın Turgut Özal ile birlikte mimarlarından dönemin Hazine Müsteşarı Kaya Erdem, “Kararları el yazısıyla hazırladım, sadece dört kişi biliyordu. Demirel bakanları toplayıp (Bu iş bugün bitecek) dedi ve kararlar bir günde çıktı” dedi.
12 Eylül döneminde Maliye Bakanlığı yapan ve Anavatan Partisi’nin kurucuları arasında da yer alan Erdem, "24 Ocak, Özal ve ekibinin kararları olarak anılır ama böyle değil" diyerek, "Bütün sorumluluk bürokratların getirdiği programı kabul eden hükümete aittir" diye konuştu.
"Kararların darbeye etkisi yoktu"
CNN Türk’te yayımlanan ‘Sağım Solum Tarih’ programına katılan Erdem, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in sağlığında yaptığı, “Bu kararlar bir rejim değişikliğidir, darbeye zemin hazırlamaktır” eleştirisi hatırlatıldığında, “Darbe anarşiye karşı yapıldı, kararların bir etkisi yoktu” karşılığını verdi.
Erdem’in 24 Ocak dönemine ilişkin aktardıkları şöyle:
24 Ocak kararları öncesi:
1970-1980 arasında petrolün varili 1.80 dolardan, 17 dolara kadar çıktı. Döviz yoktu, enflasyon yüksekti. Petrol krizine karşı IMF ‘tedbir alan ülkelere kredi vereceğiz’ dedi, Türkiye tedbir almadığı için kredi de alamadı. Benzine zam yapılmadığı için döviz rezervi 2 milyardan 500 milyon dolara indi. Dış borçlar arttı. Krizin en önemli sebeplerinden biri de istikrarsızlığı başlatan 12 Mart Muhtırası’dır. Sağ ve sol mücadelesi de diğer sebep. Kıbrıs harekâtından sonra ABD’nin koyduğu ambargoyla Türkiye tarihinin en ciddi krizine girdi. Müsteşarlıkta kalorifer yanmıyor, paltoyla oturuyorduk.
“Kızıma para gönderemedim”
Döviz bulundurmak yasaktı. Belli ödemeler için Merkez Bankası’ndan müsade alınıyordu. Cambridge’de okuyan kızıma master parası olarak 150 sterlin’i bankaya yatırdım. Bir süre sonra devalüasyon yapacağız. Bunu üç kişi biliyor. Parayı göndersem, ‘Bildiği için parayı erken gönderdi’ diyecekler. Merkez Bankası’na ‘bekletin’ dedim ama sonra unuttum. Para, yeni kurdan diyelim ki 80 sterlin olarak gitmiş. Diplomayı vermiyorlar. Citibank’ta göreve başlayacak. Kızım, “Babam şu görevde, devalüasyon olacağı için göndermedi” diye anlatıyor. Üniversite bunu etik bir davranış olarak değerlendirip özel bir karar çıkartarak diplomayı veriyor.
Turgut Özal’la nasıl tanıştı?
Ben Hazine Müsteşarlığı’nda iken Turgut Özal özel sektörde çalışır, sık sık ziyaretime gelirdi, ben de kendisinin fikirlerini öğrenmek istiyordum. Tanışıklığımız vardı o kadar. Demirel Hükümeti 1979’da güvenoyu alınca Özal Başbakanlık Müsteşarı ve DPT Müsteşarı oldu, ben de Hazine Müsteşarı oldum. Beraber çalışmaya başladık. Serbest piyasaya geçmek lazımdı. Turgut Bey’le hemen KİT zamlarını ele aldık. Karaborsada ürünler fabrika fiyatının 3-5 katı fiyatla satılıyordu. İhracatı teşvik tedbirleri gerekiyordu.
“Kararları 4 kişi biliyorduk”
Kararların Demirel tarafından kabulü çok önemliydi. Kararları Demirel, Özal, ben ve Maliye Bakanı sadece 4 kişi biliyordu. Kararlar 1 Ocak’ta görüşülecekti. Gizlilik içinde el yazısıyla 4 dosya hazırladım. Genelkurmay’dan hükümete mektup gelince gündem değişti, 1 Ocak’ta olmadı. Günler geçerken 24 Ocak’ta telefon geldi, Bakanlar Kurulu toplanmış, Demirel bizi çağırtmış. Gittik, bakanların yanına iki sandalye getirildi. Demirel, “Bu konuyu bugün sonuçlandıracağız” dedi. Gece 12’ye doğru bitirdik. Kararlar çıktı. Dolar 45 liradan 70 liraya yükseltildi. Demir çelik ve şeker zamları kalmıştı. Özal, “Şeker çok önemli” deyince Demirel, “Tamam yeter, (boğazını göstererek) bakanlar buraya kadar geldi” dedi ve toplantıyı bitirdi.
“Bütün sorumluluk hükümete aittir”
24 Ocak, Özal ve ekibinin kararları olarak anılır ama böyle değil. Bütün sorumluluk bürokratların getirdiği programı kabul eden hükümete aittir. Bütün kararları tam olarak almak Demirel’in başarısı. Özal’ın çok önemli bir faktörü var. O da Demirel’e kabul ettirmesi.
Ağır olmasına rağmen beklenen kararlardı. Türkiye’de belirli sıkıntıları üç ay içinde ortadan kaldırdı. Döviz rahatladı, benzin karaborsadan kurtuldu. Bulunamayan ürünler piyasaya çıktı. İhtilale zemin hazırladığı ihtimali bence yoktu.
Hapse mi, Maliye’ye mi?
Maliye Bakanlığı’nda 24 Ocak Kararları’na karşı bir reaksiyon vardı. Londra’da IMF, Paris’te OECD toplantısı yapılacaktı, onlara katılmak için Londra’ya gittim. Oradayken Evren Paşa beni çağırtmış. Bavulumu toplarken hanım, “Acaba hapishane için mi” diye korkmuş. İstanbul’da beni karşılayan subay, “Bugün Ankara’ya uğurladığımız üçüncü bakansınız” deyince rahatladım. Özal Başbakan Yardımcısı, ben de Maliye Bakanı oldum.
Hemen vergi kanunlarını hazırlattık. Kanunları Konsey’e götürdüm. Önce tereddüt ettiler. Ben de, “Bu kararlar acilen çıkmalı. Normal yolla 3 aydan önce çıkmaz. Sizi müşkül duruma düşürecek bir şey olursa ‘Biz askeriz ekonomiden anlamayız’ dersiniz, beni de görevden alırsınız” dedim. 10 gün içinde vergi kanunları çıktı. Türkiye kurtuldu.
Evren Paşa ve bankerler
Türkiye’de bankerlik konusunda kanun yoktu. Bankerlik yapmak isteyenin kaymakamlığa başvurması kafiydi. Banka yüzde 10 faiz veriyor, banker yüzde 20 vereceğim diyordu. Evren Paşa’ya banker krizi olabileceğini anlattım. Evren Paşa’nın bile bankerlerde parası olduğu söyleniyordu. Paşa müdahale etti, 82 yılında yürürlüğe girmek üzere Sermaye Piyasaları Kanunu çıktı. Bu ara dönemde bankere hücum oldu. Evini satan bankere yatırıyor. Bu tehlikeli yola girildiğini belirterek “Halk kumar oynamıştır” dedim.
Kastelli bankaların mevduat sertifikalarını garanti olarak almış. Faizi bankaların mevduat sertifikalarına bağlamış. Halk parasını istese bankaların bunu ödeyecek durumu yok. Bir kararname çıkartarak Merkez Bankası’ndan bu bankalara para pompaladık, mali krizi önledik. Türkiye 2001’de ne yazık ki bu anlayışı gösteremedi. Belki yine batacak olanlar batacaktı ama batmaması gereken birçok banka bu suretle kurtulurdu.
Kaya Erdem kimdir?
1928 yılında Safranbolu’da doğdu. İstanbul Yüksek Ticaret Okulu mezunu. Hazine Müşavirliği, Hazine Genel Müdürlüğü ve Hazine Müsteşarlığı görevlerinde bulundu. 12 Eylül’de Ulusoy Hükümeti’nde Maliye Bakanlığı yaptı. Anavatan Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. Anavatan hükümetlerinde Başbakan Yardımcılığı ve Meclis Başkanlığı yaptı.