Gündem
Deutsche Welle

23.04.2014 - Alman basınından özetler

Ukrayna’daki durum, AB’nin enerji sevkiyatı konusundaki endişeleri, Suriye’de tarihi ilan edilen devlet başkanlığı seçimleri ve ABD’nin uluslararası politikadaki rolü, bugün Alman basınından seçtiğimiz yorum konuları.

23 Nisan 2014 00:39


Berliner Zeitung Ukrayna'nın doğusunda görev yapan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gözlemcilerinin konumunu ele alıyor:

“Cenevre anlaşmasının barışçı bir çözüme hiç de uygun olmadığı kısa sürede ortaya çıktı. Çünkü tüm taraflar anlaşmayı kendi işine geldiği şekilde yorumlayabiliyor. Bu içinden çıkılmaz hal alan durumda AGİT gözlemcilerinin bir şeyler yapabileceğini ummak abestir. Bu gözlemciler işin sonunda Yugoslavya’nın dağılması ya da Rusya’nın Güney Osetya’ya müdahalesindeki gibi en iyi ihtimalle askerî alanda daha kararlı olanın nasıl sözünü geçirdiğini kaleme alan kronikçiler konumunda olacaktır. Şu anki şartlarda sözünü geçirecek tarafsa Putin'dir.”

Stuttgarter Zeitung Polonya Başbakanı Donald Tusk’un , Rusya’dan bağımlılığı azaltmak üzere AB’nin Bankalar Birliği modelinde bir Enerji Birliği oluşturması önerisini ele alıyor. Tusk’un önerisi, Birlik içinde oluşturulacak bir merkezin 28 üye adına doğalgaz alımı yapmasını ve darboğazlar sırasında üyelerin birbirini destekleyeceği bir dayanışma sistemi getirilmesini öngörüyor.

“Krizin yarattığı aciliyete rağmen Tusk’un Rusya’dan doğalgazı hep birlikte alma önerisinden bir şey çıkar mı? AB Komisyonu’nun enerjiden sorumlu üyesi Günther Oettinger’in ikili enerji anlaşmalarının yayınlanması girişiminde nasıl başarısız olduğunu görenler, bu öneriye de kuşkuyla bakacaktır. Moskova’dan komşuya göre daha ucuz fiyat koparabilmeye odaklanan ulusal çıkarlar bir anda ortadan kaybolmayacaktır. Euro tahvillerinde borçlu ülkelere aynı faiz oranı uygulanmasını istemeyenler ortak doğalgaz fiyatlarına da yanaşmayacaktır. Vatandaşın gözünde pek çok AB ülkesinin bel bağladığı nükleer enerji, kömür ve kaya gazı gibi mevcut alternatifler de pek başarı vaat etmiyor. Dolayısıyla enerji tasarrufuna tamamen yeni bir açıdan bakılması gerekecek. Bu konuda boş konuşan çok. Ama bunun bile uygulamaya geçirilmesi muhtemelen Tusk’un önerdiği Enerji Birliği’nden daha kolay olur.”

Suriye yönetiminin 3 Haziran’da devlet başkanlığı seçimleri yapılacağını açıklaması soru işaretleri yarattı. Neues Deutschland gazetesinin yorumu şöyle:

“Suriye’de seçim yapılamaz. En azından şimdilik. Milyonlarca insan evinden kaçmış durumda. Kurşun yağmuru altında seçim kampanyaları mı yapılacak? Ülkede Esad’a alternatif olabilecek muhalif mi kaldı? Esad’ın düşmanlarının kontrolündeki pek çok bölge ne olacak? Sonuçta gerçek bir seçim için daha absürd bir senaryo olamaz. Bu nedenle yurtdışında da olumsuz yankı buldu. Ama Esad yine de bunu göze alacaktır. Çünkü onun için şu an muhtemelen en önemlisi, içeriye askeri güç gösterisinde bulunmak.”

Düsseldorf kentinde yayımlanan Rheinische Post gazetesi ise mevcut koşullarda ABD'nin dünyadaki rolünü irdeliyor.

“Başkan Barack Obama Asya’ya, yardımcısı Joe Biden Ukrayna’ya gidiyor. Amerikan yönetiminin seyahat planlaması daha stratejik olamazdı. Jeostratejik önceliğini Pasifik olarak ilan eden Başkan Obama bu konuda kararlılığını sürdürüyor. Ama aynı zamanda aralarında bir türlü uzlaşamayan Avrupalıların bırakın Ortadoğu ya da Afrika’yı, kendi sorunlarını bile tek başlarına çözemeyeceklerini de biliyor. Süpergüç Amerika küresel anlamda odak noktasını değiştirse de sonuçta dünya çapında saygı duyulan, düzen kurucu tek güç. Sevilmese de, popüler olmasa da önemli bir role sahip. Moskova’nın Ukrayna’daki katı ve sert tutumu da Washington’ın sorunu. Çünkü buna net bir tepki vermezse Pekin de askerî karta oynama hevesine düşebilir…”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle