Almanya'da çok sayıda gazete gibi Frankfurter Rundschau gazetesi de doğu eyaletlerinden Thüringen'de Sosyal Demokrat Parti, Sol Parti ve Yeşiller Partisi'nin oluşturacağı ve ilk kez Sol Parti'li bir eyalet başbakanının getirileceği koalisyon oluşumunu yorum sütununa taşımış.
“Berlin Duvarı'nın yıkılmasından tam 25 yıl sonra ilk kez, yıkılan Doğu Almanya'nın Sosyalist Birlik Partisi'nin (SED) devamı niteliğindeki bir partinin üyesi, bugünkü Almanya'daki bir eyaletin başbakanlığına getiriliyor. Eskiden Sosyalist Birlik Partisi'ne karşı mücadele verenler için bu durum utanç verici. Öte yandan kardeş parti konumundaki Sol Parti'ye küçük ortak olarak dâhil olan Sosyal Demokrat Parti için de bu, utanılası bir durum. Ama aynı zamanda da iyi bir sinyal! Çünkü bu durum, normalleşme yolunda ülkenin ne kadar yol kat ettiğini de gösteriyor. Elbette Thüringen'de başlatılacak olan deney tehlikeler de içeriyor. Bir fazla oyla oluşturulmuş olan koalisyon bu birlikteliği birbirine kenetleyebilir ama içten içe kaynamalara da yol açabilir. Başarılı olursa başka yerlerdeki işbirlikleri için de zemin hazırlar. Fiyasko ile sonuçlanırsa, Sosyal Demokrat Parti - Sol Parti fantezileri gelecek uzun bir dönem için gömülmüş olacaktır.”
Almanya’da Federal Anayasa Mahkemesi hükümetin silah ihracatına izin vermeden önce parlamentoyu bilgilendirmesine gerek olmadığına hükmetti. Alman basınında bu konuya ilişkin de çok sayıda yorum var. Bunlardan biri de Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinde yayımlanmış. Şu satırları okuyoruz yorumda:
“Alman anayasası silah ihracatlarına göz yumuyor ama silah ticareti konusunda istekli değil. Federal hükümet tek tek durumlarda silah ticaretine izin verecek olduğunda, normal olarak parlamentoyu bilgilendirmesi ve kararını siyasi olarak gerekçelendirmesi gerekir. Ama bunun tersi oluyor şimdi. Federal parlamento hükümetin izninden sonra bilgilendirilecek ve hükümet herhangi bir gerekçe de göstermeyecek. Bu, anayasanın ruhuna aykırıdır. Ancak Federal Anayasa Mahkemesi bu durumdan şikâyetçi değil. “
Mitteldeusche Zeitung ise Ukrayna Avrupa ilişkilerini değerlendiği bir yoruma yer veriyor:
"Ukrayna'ya Avrupa yolunu açmak üzere Brüksel büyük tavizler verdi. Her bakımdan emsalsiz milyarlık programlar hazırlandı. Ancak bunlar sadece ve sadece AB'nin partneri olan Kiev hükümetinin para kaynaklarını disiplinli bir biçimde kullanması ve birlik içinde atılması gereken adımları atması ile işlev kazanabilir. Ukrayna'nın yalpalamalara meydan vermeden, AB ve Rusya ile bir ilişkiler ağı oluşturması şart. Moskova bu durumu kavradı. Bu mesaj Kiev'de de anlaşıldı mı ve pratiğe geçirilebilecek mi, bu konuda kuşkular bulunuyor.”
Kız arkadaşını taksirle öldürmekten suçlu bulunan Güney Afrikalı ampute atlet Oscar Pistorius’a 5 yıl hapis cezası verilmesi haberine ilişkin olarak Heilbronner Stimme adlı gazete yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
“Beş yıl hapis cezası ve de taksirle adam öldürmekten suçlu bulunmuş olmak, bir insan hayatıyla eşdeğerde tutulabilir mi? Şurası kesin: Birkaç metrekarelik bir alanda bulunan bir kişiye kapalı kapı ardından dört kez ateş edilmez. Bu yapılıyorsa, o zaman bu kişinin ölümü göze alınmış demektir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda Oscar Pistorius'un şansı yaver gitti denilebilir. Hukuk uzmanları, Pistorius'un hapisteki iyi hal durumu dikkate alınarak, cezasının 10 ay içinde ev hapsine dönüştürülmesinin mümkün olduğunu belirtiyorlar. Bu, orantılı mı? Bu konuda yoğun kuşkular mevcut!”
