Başbakan Erdoğan'ın ziyaret edeceği Köln'de yayımlanan Kölner Stadt Anzeiger gazetesi ziyarete ilişkin sert bir yoruma yer veriyor:
"Erdoğan'ın Köln'deki platformunu elinden almak, bir fark yaratmaz. Daha iyisi bu platformu, alttan yıkmaya çalışmak. Kısa süre önce çifte vatandaşlık yasasında yapılan yeni düzenleme, Türk asıllı göçmenlere yeni memleketlerinde siyasete katılım yolunu açıyor. Bu sayede sembolik ve dolaylı olarak bir nebze de olsa bir yere ait olma hissini yaşayıp, kültürel kökenlerinden de koparılmaya artık zorlanmıyorlar. Her şeyden önce Türk pasaportu sahibi olabilmenin, duygusal bir değeri bulunuyor. Böylesi şartlar altında, Erdoğan'ın bölücülüğünün etki etmesi de zorlaşıyor. Aksine kendi hedef kitlesi içinde, otokratik başına buyruklukların kimseye yarar getirmediği fikri gelişebilir. Erdoğan'ın despot egemenlik modeli, Avrupa'nın özgür toplumları için yabancı bir madde gibi. Bunu da Köln'deki konuşması kanıtlayacak. İstemeksizin ancak açıkca…"
Badische Zeitung ise son dönem Türkiye'de yaşanan gelişmeleri ve Başbakan Erdoğan'ın tavrını AB üyeliği açısından değerlendiren bir yoruma yer veriyor;
"Kulağa saçma gelse de Erdoğan'ın Köln'de konuşmasının iyi bir yanı da var. Zira Erdoğan'ın son dönemdeki tutumu ve dört yıl önce Köln'de yaptığı konuşmadan geride bıraktığı enkaz yığını, Almanya ve Avrupa'da bir görüş oluşmasına hizmet etti. Bu görüşün özeti şöyle: Türkiye, en azından şuanki Türkiye, Avrupa değil ve bu mevcut durum ile de Avrupa Birliği üyesi olması imkansız. Ekonomik değerleri nasıl olursa olsun… Avrupa Birliği, her ne kadar bazıları Euro tartışmaları nedeniyle bunu unutsa da, öncelikle bir değerler topluluğudur. Ve bu değerler, Tayyip Erdoğan'ın değerlerinden tümüyle farklıdır."
Frankenpost gazetesi, Başbakan Erdoğan'ın Köln'de konuşmasını engellemenin düşünce özgürlüğünü engellemek olacağını vurgulayan bir yoruma yer vererek, sebebini şu sözlerle açıklıyor:
"Neredeyse, Erdoğan'ın sözel olarak dövüldüğü izlenimi belirmeye başladı. Argümanlar, hararetli siyasi atmosfer içerisinde arka planda kalıyor. Son derece tartışmalı ancak demokratik yollarla seçilmiş bir başbakanının konuşma hakkını elinden almak, yanlış bir mesaj verir. Erdoğan'ın düşüncelerini özgürce söyleyebilme hakkı olduğunu kabul etmek için bir Erdoğan destekçisi olmak gerekmiyor."
Alman basınında işlenen bir diğer konu da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Çin'e düzenlediği ziyaret. Ukrayna krizi nedeniyle Batı ile gerginlik yaşayan Putin'in Çin ziyareti, eleştirilere yol açıyor. Thüringische Landeszeitung, konuyu iki ülkenin çıkarları açısından değerlendiriyor:
"Rüzgarın yönü ne çabuk değişebiliyor. Halbuki başlarda Pekin, Rusya'nın Ukrayna krizindeki tavrı nedeniyle öfkeliydi. Ancak Moskova ile ittifakın gittikçe önem kazanmasıyla birlikte Çin'de neredeyse bu öfkeden eser kalmadı. Bu yeni uzlaşma herşeyden önce, Ukrayna krizinde yepyeni fırsatlar yakalayan Çin'in işine yarıyor."