Ekonomi

2015'in en çok kazandıran-kaybettiren yatırım araçları neydi?

Mahfi Eğilmez: Türkiye’de tasarrufların niçin artmadığını araştıranlar, enflasyondan arındırılmış faize bakmalı

08 Ocak 2016 17:22

Mahfi Eğilmez *

 

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre yatırım araçlarının 2015 yılında, yatırımcılarına sağladığı nominal ve reel getirileri aşağıdaki tabloda sunuyorum (reel getiri hesabı nominal yani görünürdeki getirinin enflasyondan (TÜFE) arındırılması suretiyle yapılıyor.)


Önce tablodaki bazı değerleri ekonomi bilimi açısından bir yatırım aracı olup olmadığı noktasında değerlendirelim.


(1)Ekonomi açısından döviz yani dolar ve euro, yatırım aracı değildir. Bunların mali yatırım aracı (plasman) olarak kabulü bile tartışmalıdır. Bunların tasarruf olarak kabul edilebilmesi için banka veya benzeri kuruluşlara yatırılarak oradan yatırımcılara kullandırılabilir durumda olması gerekir. (2) BIST 100 başlığı altında toplanmış bulunan hisse senetleri ekonomi bilimi açısından mali yatırım (plasman) olarak kabul edilir. (3) Külçe altın, ekonomi biliminde atıl (işe yaramaz) yatırım olarak değerlendirilir. Evde veya banka kasasında saklanan altının ekonomiye hiçbir yararı yoktur. Tek yararı; satın alındığında kuyumcuya ödenen paranın, bir bölümünün kuyumcu tarafından harcanması sonucu ekonomiye canlılık katmasıdır. (4) Devlet Tahvilleri ve Hazine Bonolarının kısaltması olan DİBS de hisse senetleri gibi bir mali yatırım aracı olarak kabul edilir.

Şimdi tabloya bakarak 2015’in finansal yatırım ve tasarruf getirilerini değerlendirelim:


(1) En çok kazandıran dolar olmuş. Bu bloğu izleyenler 2015 yılı boyunca defalarca burada doların yıl içinde inişler ve çıkışlar yaşayacağını ama genel eğilimin çıkış yönünde olacağını tahmin ettiğimi ve yazdığımı hatırlayacaklardır.

(2)  En çok kaybettiren BIST 100 endeksi yani hisse senedi mali yatırımı olmuş. 2015 yılı boyunca yaşanan siyasal dalgalanmaları, artan jeopolitik riskleri, Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerindeki bozulmaları, Fed’in faizle ilgili kararının yarattığı baskıyı ve faizlerin yukarı seyrini göz önüne getirdiğimizde bu gelişmenin sürpriz olmadığını çok açık olarak görebiliriz. Buna karşılık BIST 100 endeksinin bir toplu ortalamayı yansıttığını, hisse senetleri arasında kazandıranların da olduğunu dikkate almak gerekiyor.

(3) Altın, dolardaki artış nedeniyle kazandırmış görünüyor. 2015’e 1.180 USD/Ons fiyatıyla başlayan altın yılı 1.062 USD/Ons fiyatıyla bitirdi. Buna karşılık 2015 yılına başlarken 90,5 TL olan altının gram fiyatı, 2015 yılı sonunda 99,6 TL’ye yükseldi. Altının fiyatı düştüğü halde doların değer kazanmasının yansımasıyla TL/Gram fiyatı artmış bulunuyor. Eğer dolardaki artış olmasaydı altın ciddi biçimde kaybettiren bir araç konumunda olacaktı. Bu durumda yılbaşında parasını dolara yatıranlar, altına yatıranlardan çok daha kazançlı çıkmış bulunuyorlar.


(4) DİBS ve mevduat yatırımcıları da enflasyon karşısında kayba uğramış görünüyorlar. Bu da bize yabancıların son dönemde ellerindeki DİBS’leri satarak kendi ülkelerindeki yatırım araçlarına dönmelerinin nedenlerinden birisinin bu negatif gelişme olduğunu gösteriyor. Burada faizlerin brüt yani vergi öncesi getirisinin alındığını dikkate alır ve vergiyi düşerek hesaplama yaparsak aslında kayıp daha yüksek çıkar.


(5) Euro’yu tercih edenler enflasyondan arındırılmış anlamda reel getiri elde etmiş görünüyorlar. Ne var ki bu getiri dolar getirisinin yanında beşte bir gibi düşük bir oranda kalmış bulunuyor.  


Tablodaki dolar ve euro gelişmesine başka bir gözle bakarsak farklı bir şey daha görebiliyoruz. Dolar, 2015 yılında, TL’ye karşı reel olarak euronun kazandığından çok daha fazla değer kazanmış durumda. Üretim maliyetlerimizin ağırlığının dolar, gelirlerimizin ağırlığının euro olduğunu dikkate alarak dolar ile euroyu karşılaştırdığımızda 2015 yılında ihracatımızda niçin düşüş yaşadığımızı da anlayabiliyoruz.  


Tablonun gösterdiği bir başka önemli konu da hakkında kıyametler koparılan faiz getirisinin 2015 yılında reel olarak ekside kaldığı konusudur. Yani parasını bankaya ya da DİBS’e yatıran kişiler 2015 yılı sonunda enflasyondan arındırılmış olarak bakıldığında faiz almamış, üste para vermiş görünüyorlar. Her yerde sıfır faiz varken bizde hala faiz yüksek gibi görünüyor ama enflasyondan arındırarak baktığımızda bizde faiz negatif çıkıyor. Türkiye’de tasarrufların niçin artmadığını araştıranların bu konuya da bakmasında yarar olduğunu düşünüyorum.