T24 - 2010 yılını geride bırakırken uzmanların 2011 Türkiye'si için genel kanaatleri olumlu yönde oldu.
Güngör Uras, 1977 yılında CIA görevlisi olarak Türkiye'de görev yapan Paul Hanze'in anlatımıyla CIA'nın Türkiye'yi değerlendirme yöntemiyle 2011'in ayrıntılı bir analizini yaptı. Uras'ın bugün (31 Aralık 2010) yayımlanan yazısı şöyle:
2011’e iyi giriyoruz, riskimiz Kürt sorunu
Ekonomi dünyası gözüyle Türkiye için 2011 yılının falı “genelde” iyi... Sürpriz “beklenenin üzerinde büyüme”... Risk ise “Kürt sorununun iyiliğe fren getirmesi”...
CIA görevlisi olarak Türkiye’de bulunduğu yıllarda birçok olaya karıştığı daha sonra medyada yer alan Paul Hanze, 1977 yılında ABD başkanının danışmanı Brezinski’nin ofisinde çalışıyordu. Kıbrıs nedeniyle ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ambargonun kaldırılması için Washington’a gelecek TÜSİAD heyetine randevu alma arayışında Altemur Kılıç ile birlikte Beyaz Saray’ın bitişiğindeki Executive House‘a gittiğimizde Paul Hazne ile karşılaştık. Bize çay ikram etti. Türkiye ile ilgili hatıralarını anlattı. Bunlardan birini hiç unutamam...
Bakınız, CIA Türkiye’de olacakları nasıl tahmin eder, Türkiye’nin geleceği hakkında tahminlerini nasıl oluştururmuş? Paul Henze anlatıyor: “Bizim meslekte, bir ülkede olup biteni izlemek yeterli değildir. geleceği hakkında da tahminleri ve de isabetli tahminleri yapmak gerekir... Türkiye’nin geleceği hakkında tahminde bulunmak çok çok güçtür. Ben Türkiye’nin geleceği hakkında tahmin yaparken, elime bir kâğıt alırdım... Kâğıdı yukarıdan aşağıya tam orta yerinden bir çizgi ile ikiye bölerdim. Çizginin sağ tarafına, yukarıdan aşağıya:
- Normal koşullarda Türkiye’de kısa, orta ve uzun zamanda neler olması gerektiğini, normal olarak neler olabileceğini sıralardım...
- Sonra, çizginin öbür bölümüne geçerdim... Çizginin sağına sıraladığım, normal olasılıkların tam tersini, mantıken olamayacağı sanılanları, yukarıdan aşağıya yazardım...
- Sağ taraftakileri, normal koşullarda olması gerekenleri çizer, soldaki, olmayacağı sanılanları daktilo ile rapor haline getirir ve merkeze bildirirdim. Bu sayede ben Türkiye uzmanı oldum.
Kimsenin tahmin edemeyeceği gelişmeleri önceden bilme becerim yüzünden takdir edildim. Yükseldim...”
Bu hikâyeyi neden anlatıyorum? Yılın son gününde herkes 2011 yılı için tahminlerini sıralıyor.
Malum... Tahmin “normal koşullarda olması gerekenler “değerlendirilerek yapılır. Halbuki burası Türkiye!.. Burada “normalin olması” anormaldir... Burada “anormaller” normaldir... Türkiye’de olacak şeyler, olması gereken şeyler değil de genelde olmayacak, olmaması gereken şeyler olur.
Denemek için ben de Paul Hanze’nin yaptığını yapmaya kalktım. Elime beyaz bir kâğıt aldım.
Yukarıdan aşağıya bir çizgi çektim. Çizginin bir yanına 2011 yılının temel büyüklükleri ile ilgili “olurları” öbür yanına “olmazları” sıraladım.
Bakalım hangi tahminler doğru çıkacak?