T24 - 2 Temmuz 1993’te 37 kişinin Madımak Oteli’nde yakılmasına ilişkin süren ve ana davadan dosyası ayrılan 7 firari sanığın yargılandığı 19 yıllık dava, zaman aşımı riskiyle karşı karşıya. Savcılığın 15 yıllık zamanaşımından düşme talebine 13 Mart’taki duruşmada cevap verecek olan Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas’ta yapılan katliamı “insanlık suçu” olarak nitelemezse dava düşecek, dosya tamamen kapanacak.
Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyası ayrılan 7 firari sanığın yargılandığı, 19 yıllık davada skandallar zincirine şimdi de zamanaşımı riski eklendi. Sanıklardan öldükleri ortaya çıkan Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ dışındaki 5’ine de zamanaşımı piyangosu vuracak.
Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, savcının geçen duruşmada istediği 15 yıllık zamanaşımından düşme talebini 13 Mart’taki duruşmada görüşecek. Mahkeme Sivas’ta yaşananları “insanlık suçu” olarak nitelemezse, dava zamanaşımından düşecek.
Böylece, 19 yıllık dosya tamamen kapanacak. Dava süreci şöyle: Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm aramalara rağmen bulunamayan olayın kilit ismi, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak hakkında, 22 Temmuz 1993’te, TCK 146/1’den idamla, sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ ve Necmi Karaömeroğlu hakkında 16 Haziran 1994’te, TCK 146/3’ten 5-15 yıl hapisle dava açtı. Bu davalar Sivas ana davasından ayrı görüldü. Erçakmak dışındaki sanıklar uzun süre firari olarak arandıktan sonra yakalanarak ifadeleri alındı. Ancak Erçakmak yakalanamadı. Erçakmak’ın, Interpol kararıyla aranırken, Sivas’ta 10 Temmuz 2011’de gömüldüğü basına yansıdı. Evlendi, ehliyet aldı Erçakmak’ın, firari olarak aranırken, 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediyesi’nde evlendiği, 22 Mayıs 1997’de askerlik görevine başladığı, ardından çocuğunu nüfusa kaydettirdiği ve 2000’de ehliyet aldığı ortaya çıktı.
Sanıklardan Yılmaz Bağ’ın da katliamdan sadece 14 gün sonra, 16 Temmuz 1993’te, Sivas’ın Kangal ilçesinde düğün yaparak evlendiği de belirlendi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, 25 Aralık 2006’da ölen Bağ’ın nüfus kayıt örneğini 22 Temmuz 2011’deki duruşmadan önce mahkemeye gönderdi. Ancak Savcı Hakan Yüksel, Bağ’ın öldüğüne dair nüfus kayıt örneği gelmesine rağmen esas hakkındaki mütalaasında bu sanık için de zamanaşımı istedi.
Savcının mütalaası 6 Aralık’taki geçen duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, firari Sivas sanıkları Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ ve Necmi Karaömeroğlu’nun üzerlerine atılı eylemlerinin “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüse iştirak” suçu (TCK 146/3) olduğunu kaydetmişti. Savcı Yüksel, bu suça ilişkin olağanüstü zamanaşımı süresinin yasalar uyarınca 15 yıl olduğunu belirtmişti.
Suç tarihinin 2 Temmuz 1993 olduğu dikkate alındığında 2 Temmuz 2008’de zamanaşımı süresinin dolduğunu belirten Yüksel, 6 sanığa açılan kamu davasının zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesine karar verilmesini istedi. Müşteki avukatları duruşmada savcılığın görüşüne karşı çıkıp, “Sivas’ta insanlığa karşı suçu işlendi. İnsanlığa karşı suçta zamanaşımı olmaz” savunması yaptı. Aynı duruşmada firari sanık Erçakmak’ın ölümünün ardından kimliğinin tespiti için yapılması kararlaştırılan DNA testinin, Erçakmak’ın kardeşleri ve annesi yerine, oğlu ve kan bağı bulunmayan eşinden DNA örneği alınarak gerçekleştirildiği de ortaya çıktı.
Adli Tıp’tan babalık testi Mahkemeye ulaşan Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 6 Ekim 2011 tarihli raporunda, gömülen kişiden alınan kan örnekleri ile Erçakmak’ın eşi Nuran Erçakmak ve oğlu Ergün Erçakmak’tan alınan DNA profillerinin karşılaştırıldığı belirtilerek, şöyle denildi: “Elde edilen sonuçlarla Cafer Erçakmak’ın Ergün Erçakmak için biyolojik babalığının reddedilmediği, babalık indeksinin 92320080,093 olarak hesaplandığı, Cafer Erçakmak’ın yüzde 99.99 ihtimalle Ergün Erçak-mak’ın biyolojik babası olabileceği tespit edildi.”
Bu gelişmeler üzerine mahkeme, DNA konusunda ek rapor alınıp alınmaması ve sanık Bağ ile ilgili yeniden mütalaa verilip verilmemesi konusunda değerlendirme yapmak üzere dosyanın savcılığa verilmesine karar vermişti.
Duruşma 13 Mart’a ertelenmişti. İnsanlık suçunda zamanaşımı olmaz Sivas davası müdahil avukatlarından Şenal Sarıhan şunları söyledi: “Sivas’ta yaşananlar insanlık suçudur. Mahkeme 13 Mart’ta, bu olayın, insanlığa karşı suç teşkil ettiği gerekçesiyle, zamanaşımı kurallarının uygulanamayacağını karara bağlamalıdır. Mahkemenin, halkın vicdanının verdiği kararla ve toplu katliamlar yaşanmaması için zaman aşımını kabul etmemesini istiyoruz.”
Yıl yıl ana dava
Olay 2 Temmuz 1993’te: Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’a giden ve Madımak Otel’de kalan 37 aydın, sanatçı ve görevli yanarak veya dumandan boğularak yaşamını kaybetti.
- İlk karar 1994’te: 21 Ekim 1993’te başlayan davada 26 Aralık 1994’te karar verildi. 85 sanık 2-15 yıl arasında hapis cezaları aldı.
- Yargıtay’ın bozması 1997’de: Müdahil avukatlar, kararı Yargıtay’da temyiz etti. Yargıtay davayı bozdu. Yargılama yeniden yapıldı. 28 Kasım 1997’de açıklanan kararda, 33 sanık idam, 14 sanık değişik hapis cezaları aldı.
- İkinci bozma 1998’de: Yargıtay 24 Aralık 1998’de 33 idamı usulden bozdu. 16 Haziran 2000’de 33 sanık yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002’de idam kalktığı için cezalar müebbete çevrildi.
- 1999’da sanık sayısı 33’e indi: Geçen zamanda tahliyelerle sanık sayısı 33’e düştü. Olayın kilit ismi dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak ile 8 sanık firar etti.
- 10 Temmuz 2011: 10 Temmuz 2011’de sanıklardan Cafer Erçakmak’ın Sivas’ta kalp krizinden öldüğü ve Erçakmak’ın 18 yıldır Sivas’ta yaşadığı ortaya çıktı. - 6 Ekim 2011: Firari Vahit Kaynar Almanya’dan Polonya’ya geçerken yakalandı. Kefaletle bırakıldı. Hâlâ Türkiye’ye iade edilmedi.