Frankfurter Allgemeine Zeitung, Ukrayna hükümetinin bir an önce harekete geçmesi gerektiği görüşünü savunuyor:
“Kiev'deki hükümet belki de çok uzun süre bekledi. Artık acilen ayrılıkçılara karşı bir şeyler yapması gerekiyor. Şimdi harekete geçmezse tüm otoritesini yitirecektir, hem doğudakiler dahil kendi taraftarlarının gözünde, hem iki taraf arasında gidip gelen polis ve memurların ve hem de halkın sadece sükunet ve istikrar isteyen kesimlerinin gözünde. Geçici devlet başkanı Turçinov’un, cumhurbaşkanlığı seçimi ile aynı gün, Ukrayna’nın federal yapıya geçişi konusunda bir referandum düzenlenmesi önerisi siyasi açıdan bir çıkış yolu olabilir. Ama Moskova buna yanaşır mı, tartışılır. Rusya yanlısı güçlerin Ukrayna’nın doğusunda bile çoğunluğu elde edebilmeleri için oylamanın Rus usulü yapılması gerekir.”
Hamburg’da yayımlanan Die Zeit ‘ın yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:
“Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter-Steinmeier, ‘halkların kendi kaderini tayin etme iddiası karşısında toprak bütünlüğünün dokunulmazlığı ilkesinin zayıflatılması, başta çok milletli Rusya’nın kendisi için tehlikelidir’ diye uyarıyor. Ukrayna’nın parçalanmasından en çok kaybedecek olan, Rusya’nın kendisidir. Acaba Putin’in mantığı da bu mu? Şu an görünen o ki, bozuk bir Ukrayna, yüzü Avrupa'ya dönük bir Ukrayna'dan daha çok işine geliyor. Steinmeier dahil hiç kimse Putin’in daha ne kadar ileri gidebileceğini bilmiyor. Ama Putin Batı’nın ne yapmayacağını çok iyi biliyor: O da bir askeri müdahale.”
Die Welt gazetesi ise Ukrayna hükümetinin içinde bulunduğu ikileme dikkat çekiyor:
“Kiev, Ukrayna’nın doğusunda Rusya’nın yönlendirdiği provokasyonlara nasıl tepki göstereceği konusunda içinden çıkılması neredeyse imkansız bir ikilemle karşı karşıya. Bir yanda Rusların işini Kırım’daki gibi kolaylaştırmaması gerekiyor. Diğer yanda ise Moskova’ya Rus kökenli Ukraynalıları koruma gerekçesiyle müdahale etme bahanesi vermemek için çok dikkatli hareket etmesi gerekiyor. Ukrayna ile ilgili planlanan görüşmelerde Putin şu anki avantajlı konumunu kullanıp bundan azami siyasi kâr elde etmeye çalışacaktır. Bunu dengelemek ancak Batı’nın daha kararlı davranmasıyla mümkün olabilir.”
Düsseldorf kentinde yayımlanan Handelsblatt gazetesi ise Putin’in enerji silahını kullandığı yorumunda bulunuyor:
“Bağımlılık sorunu kısa vadede çözülemez. Ama özellikle de Rus doğalgazı söz konusu olduğunda rahatça arkaya yaslanmanın enerji politikaları açısından son derece riskli olduğu umarız şu sıralar siyasi sorumlular tarafından açıkça anlaşılmıştır. Avrupa’nın yeniden güçlü bir şekilde Rusya’nın karşısına çıkabilmesi için ağlarını yaygınlaştırması, çeşitli bölgelerden çeşitli sevkiyatçılar ve kendi kaynaklarını kullanması gerekiyor. Yaşlı kıtada Doğu ile Batı arasındaki karşılıklı bağımlılıklar öylesine gelişti ki, bir anlaşmazlık durumunda iki taraf da kaybetmeye mahkumdur. Bu açıdan bakıldığında Rusya’ya karşı kolayca sert yaptırımlar talep edenler, kendi ülkelerinin ve AB’nin ekonomik çıkarlarına zarar verir.”