Gündem

16 Mart Davası'nda yargıçların ihmali var

Zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılan, 30 yıl önce Beyazıt'ta 7 üniversiteli gencin öldürülmesiyle ilgili davada yargıç ihmali olduğu ortaya çıktı.

18 Mart 2009 02:00

Müfettişler ihmal tespit etti. Adalet Bakanı Şahin yargıçların disiplin yönünden incelenmesi için Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'na başvurdu 


Adalet Bakanlığı, '16 Mart davası'nın zamanaşımında dolayı düşmesiyle ilgili olarak, davaya bakan hakimlerin ihmali olup olmadığı konusunu araştırmak için görevlendirdiği müffetişler "Hakimlerin ihmali var" tespiti yaptı. Bakanlık, söz konusu hakimlerin 'disiplin yönünde soruşturulması' için Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) başvurdu. HSYK, hakimlerin ihmali bulunduğu değerlendirmesine karar verirse, 'meslekten mene' kadar çeşitli cezalar verebilecek.

İstanbul Beyazıt'ta 30 yıl önce 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırıya ilişkin 3 sanığın İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkmemesinde yargılandığı dava zamanaşımı nedeniyle düştü. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklar Mustafa Doğan, Latif Aktı ve Özgün Koç hakkında, "16 Mart 1978'de bomba atarak ve silahla tarayarak 7 kişiyi öldürmek ve tasarlayarak öldürmeye kalkışmak" suçlarından eski TCK uyarınca açılan kamu davasında zamanaşımı süresinin dolduğunu geerkçesi ile düşmesine karar vermişti.

İhmal soruşturması

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, davanın zaman aşımından düşmesi üzerine müffetiş görevlendirirek davaya bakan heyetin bir "ihmali" olup olmadığını araştırılmasını istedi. Müffetişler yaptıkları inceleme sonucunda hazırladığı raporda davanın düşmesinde heyetin 'ihmali' bulunduğunu tespitini yaptı. Bunun üzerine Bakan Şahin, yargıçların disiplin yönünde incelenmesi için HSYK' başvurdu.

'HSYK'ya taşıdık'

Şahin, NTV'de katıldığı programda davaya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "16 Mart davası olarak bilinen 1978'de İstanbul Üniversitesi'nden 7 kişinin hayatını kaybettiği, bana göre bir katliam davasıdır, zaman aşımı nedeniyle düştü. Ben bunun üzerine müffetiş görevlendirdim. Acaba bu davaya bakan yargıçlar, bu davayı sonuçlandırmak için yapmaları gereken işi, göstermeleri gereken titizliği göstermişler mi göstermemişler mi, ihmal var mı? Bunu inceleyin dedim. Müffetişler incelediler, rapor hazırladılar. Raporda 'bir ihmal söz konusu' dendi. Biz de disiplin yönünde ihmalde bulunan yargıçlarımızla ilgili HSYK karar vermesi için dosyaya oraya sevk ettik. Kurul başkanı olarak, yargıçlarımızın savunmalarını istedim. Hala savunmaları gelmedi. Bu hakimler şu anda görevdeler. Savunmaları geldikten bir 'ihmal var mı, savsaklama var mı' HSYK değerlendirecek, yasa neyi gerektiriyorsa o yapılacak"

Yargıtay'a götürürdüm

Bakan Şahin, yerel mahkemenin kararının, mağdur avukatları tarafından temyiz edildiğini de ifade ederek "8 mağdur avukatı bu dosyayı temyiz ettirdi. Dosya şu anda Yargıtay'dadır. Yargıtay, zaman aşımından düşümesini inceleyecektir. Eğer temyiz edilmemiş olsaydı, dosya kesinleşmiş olacaktı. Adalet Bakan'ı olarak 'yazılı emir yolunu' kullanmayı düşünüyordum. Sanıyorum zaman aşımı düşmüş davalarla ilgili bir disiplin soruşturması açılması belki de bir ilktir"dedi.

Şimdi ne olacak?

HSYK, yapacağı soruşturma sonucunda heyetteki hakimlerin 'ihmali' bulunduğunu tespit ederse yargıçları ceza verebilecek. HSYK 'ihmalin yoğunluğuna' göre, yargıçlara 'maaş kesme', 'kınama', 'uyarı' hatta 'meslekten men' cezası da vermesi söz konsuu olabilecek.