Gündem

14 yaşındaki çocuğa cinsel istismara 32 yıl hapis

A.K.'nın cezasında 4 kez artırım yapan mahkeme, tutukluluk halinin de devamına hükmetti

01 Nisan 2018 15:34

Diyarbakır'da, 2016 yılında, 14 yaşındaki çocuğunu harabe bir eve götürüp, farklı zamanlarda 10 kez cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen A.K. (29), yargılandığı davada 32 yıl hapis cezasına çarptırıldı. A.K.'nın cezasında 4 kez artırım yapan mahkeme, tutukluluk halinin de devamına hükmetti.

​Diyarbakır'da ailesi ile birlikte yaşayan ve o dönem 14 yaşında olan H.B. adlı kız çocuğu, annesine cinsel istismara uğradığını söyledi. Mahallede bulunan bir kişinin kendisini harabe binaya götürerek, farklı zamanlarda 10 kez cinsel istismarda bulunduğunu söyleyen H.B., annesi tarafından hastaneye götürüldü. Görevlilerin durumu polise bildirmesi üzerine kimliği tespit edilen A.K., gözaltına alındı, ardından da tutuklandı. 

Yürütülen soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede, A.K.'nın 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 36 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Savcı, şüphelinin, istismarı kimseye anlatmaması için H.B.'yi tehdit ettiğini belirtti. H.B.'nin, olayı ailesine anlatmaktan korktuğu için şüphelinin yanına gitmeye devam ettiğini kaydeden savcı, A.K.'nın bu şekilde eylemlerini 10 kez tekrarladığını kaydetti. İddianamede, mağdurun annesiyle birlikte kadın doğum hastanesine gitmesi üzerine olayın adli mercilere yansıdığı ifade edildi.

"Baskıyla ifade verdim"

İddianamenin kabul edilmesinin ardından tutuklu sanık A.K. hakkında Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın da avukat Remzi Atalay aracılığıyla müdahil olduğu duruşmada suçlamaları kabul etmeyen sanık A.K., "Polisler beni yakaladığında kelepçe takıp, dövdüler. Karakolun bahçesinde 30 polis bana bağırdı. İfade hazırlayıp, kabul etmemi istediler. Belki ceza almayacağımı söylediler. Ben cinsel istismarda bulunmadım. Polislerin baskısıyla ifade verdim" dedi.

Utandığı için ikinci ifadesi alınmadı

Sanığın kendisine ilk istismarı yaptığında beşinci sınıfa gittiğini söyleyen H.B. ise "On veya yirmi defa aynı şeyleri yaptı. Beni hep korkutuyordu. Beni her seferinde harabe eve götürdü. Korktuğum için olayı kimseye anlatamadım" dedi. 

Mahkeme, kısık sesle ve utanarak ifade verdiğini tespit ettiği H.B.'nin, tekrar aynı olayı yaşamaması ve psikolojisinin daha fazla etkilenmemesi için savcılıkta verdiği ifadesini okudu. H.B., ifadesinde anlattıklarının doğru olduğunu söyledi.

İstismar bulgusuna rastlanmadı

Yargılama sırasında aldırılan tıbbi raporlarda ise mağdurda darp izleri olmadığı, cinsel istismar bulgularına rastlanmadığı ve gebe olmadığının anlaşıldığı ifade idildi. Adli Tıp Kurumu raporunda ise mağdurun cinsel istismara maruz kaldığına dair herhangi bir fiziksel bulguya rastlanmadığı, ancak iddia edilen olayın üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle vücutta herhangi bir bulgu bulunamayabileceği kaydedildi. Yargılama sırasında polise yaptırılan araştırmada, H.B.'nin ifadesinde bahsettiği şekilde harabe evlerin bulunduğu da tespit edildi.

Yargılama sonucunda mahkeme, sanık A.K.'ı 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 32 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ceza oranında 4 kez artırım yapan mahkeme, sanığın pişmanlık duymaması ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkisini dikkate alarak herhangi bir indirim uygulamadı. Mahkeme, A.K.'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. 

Gerekçeli kararında sanık ve mağdurun ailesi arasında bir husumet bulunmadığını belirten mahkeme, 15 yaşından küçük olan H.B.'nin yaşı dikkate alındığında, kendisinin ve ailesinin namusunu ortaya koyacak şekilde, durup dururken sanık ile ilgili bu şekilde suçlamalarda bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu kaydedildi. Mağdurun tüm ifadelerinin yer, zaman, kişi ve olay örgüsü bakımından tutarlı ve itibar edilebilir olduğunu belirten mahkeme, sanığın kaçamaklı ifadeler kullandığını ifade etti. Mağdurun ancak cinsel bir birliktelik esnasında yaşanması muhtemel bilgileri verdiği dikkate alındığında, bu yaştaki bir çocuğun yaşamadığı olaya ilişkin bu bilgileri vermesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu belirtilen kararda, "Mağdurun açık, net, tutarlı ve yaşı dikkate alındığında gerçekleşmemesi halinde bilebilmesinin mümkün olmadığı cinsel detaylar içeren anlatımları dikkate alınarak eylemin gerçekleştiği sonucuna varılmıştır" denildi.