Walk Free-Özgür Yürü Vakfı’nın geçtiğimiz hafta kamuoyuna sunduğu ilk Küresel Kölelik Endeksi, gözleri modern kölelik sorununa çevirdi.
Luisa kendisini fuhşa zorlayan kişinin tecavüzüne uğradığında 13 yaşındaydı. Bir yıl sonra aynı kişi tarafından neredeyse kör edilinceye kadar dövüldü. Sonunda kaçıp canını kurtardı. Ama hemen ardından Afrika’daki akrabalarının öldürüldüğünü öğrendi. Kendisini fuhşa zorlayan kişi telefon açıp, ailesini öldüren katilleri kendisinin gönderdiğini söyledi. Modern bir kölenin korkunç, ama hiç de nadir rastlanmayan hikâyesi.
Deutsche Welle Türkçe'de yer alan habere göre, Afrikalı kız Almanya’ya okula devam edip eğitim alabileceği düşüncesiyle gitmiş… Tıpkı köylerine gelen yabancı bir adamın vaat ettiği gibi. Öksüz bir kız olarak her gün hayatta kalma mücadelesi vermektense bu teklifi severek kabul etmiş. Ancak okula gönderilmek yerine fuhşa zorlanmış.
Otuz milyon köle...
Luisa şu an Almanya’nın güneyinde tanık koruma programı altında yaşıyor. Onun için baskı dönemi sona ermiş. Ancak dünya çapında modern köle diye nitelendirilen 30 milyon insan bulunduğu tahmin ediliyor. Özgürlükleri ellerinden alınmış bir şekilde, kontrol ve sömürü altında yaşıyorlar.
Yeni kurulan “Walk Free-Özgür Yürü Vakfı”nın bu yıl ilk kez yaptırdığı “Küresel Kölelik Endeksi” araştırması modern kölelik konusunda ayrıntılı bilgi sunuyor. Araştırmaya göre özellikle de Afrika ve Asya’da çok sayıda köle yaşıyor. Listenin başında Hindistan, Çin, Pakistan ve Nijerya geliyor. Ancak Rusya da ilk on arasında yer alıyor. Araştırmada dünyadaki hiçbir kıta ve hiçbir ülkenin kölelikten muaf olmadığı vurgulanıyor. Salt rakamlar yerine kölelerin nüfusa oranına göre bakıldığında ise başı Moritanya çekiyor, ardından Haiti ve Pakistan geliyor. Bu ülkelerde reşit olmayan kız çocuklarının zorla evlendirilmesi sıralamada önemli rol oynuyor.
'Kölelik salgın gibi'
Araştırmanın başyazarı Prof. Kevin Bales, köleliğin ve çözüm yollarının son derece çeşitlilik gösterdiğine işaret ediyor. Rusya'da cinsel sömürü, Moldova Cumhuriyeti'nde insan ticareti, Brezilya'da ev hizmetlilerinin sömürülmesi, Kongo'da hukuksuzluklar, Çin'de zorla çalıştırma, ya da Hindistan’da aileden geçen kölelik. Bales her ülke için farklı çözümler gerektiğini belirterek, genelde gizli işlendikleri için suç vakalarının ölçülebilmesinin kolay olmadığını vurguluyor:
“Kölelik salgın gibi. Mükemmel rakamlara ulaşacağız diye beklersek, arada geçen zamanda başka insanlar da köleliğin pençesine düşecek ve ölecek. Onlara kimse yardım edemeyecek.”
'Zorla evlilik de kölelik'
Araştırmaya göre Almanya'da da 10 bin 500 kişi kölelik benzeri koşullarda yaşıyor. Vakfın verileri bilindik vakalar temelinde rakamlar, yapılan mülâkatlar ve sokak araştırmalarına dayanıyor. Araştırmanın yazarları, bu verilerden yola çıkarak tüm ülkedeki durumla ilgili hesaplama yapmanın mükemmel olmadığını, ancak iyi bir başlangıç noktası oluşturduğunu belirtiyor. Nitekim bu hesaplama yoluyla elde edilen rakamlar, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ya da Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın rakamlarından daha yüksek.
Çocuklara yardım kuruluşu Terre des Hommes’un Almanya kolu, araştırmanın ortaya koyduğu rakamların önemli olduğu görüşünde. Çocuk hakları uzmanı Barbara Küppers yeni endeksteki genişletilmiş kölelik tanımını yararlı bulduklarını belirtiyor:
“Walk Free Foundation, çocuğun evlendirilmesi gibi bir kişiyi bir şeye zorlayan her tür eylemi kölelik olarak görüyor. Bunu çok olumlu buluyoruz… Açıkça görülüyor ki pekçok hükümet konunun ne olduğundan bihaber. Umarım endeks bu bağlamda baskıyı artırır.”
Milyarderler vakfı
Küppers, BM’ye bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü gibi mevcut örgütlerin hükümetlere baskı yapmakta şimdiye kadar yetersiz kaldığını belirtiyor. Küppers BM’nin sömürüye karşı en azından birkaç model proje başlatacak bile parası bulunmadığına işaret ediyor. Walk Free Vakfı ise dünyaca ünlü milyarderlerin desteğine sahip. Avustralyalı milyarder hammadde kralı Andrew Forrest tarafından kurulan vakfın destekçiler listesinde Microsoft'un kurucusu Bill Gates ve İngiliz işadamı Richard Branson gibi milyarderler bulunuyor.
Çocuk hakları uzmanı Barbara Küppers bu özel kişilerin BM’ninkiler dışında ne tür hedefler izlediğinin dikkatle gözlenmesi gerektiğini kaydediyor ve sadece hükümetlere değil, şirketlere karşı da taleplerde bulunulması gerektiğini belirtiyor.
'Yamyamlık gibi olmalı'
Araştırmanın başyazarı Kevin Bales ise vakıflarının doğrudan şirketlere yönelik yeni bir endeks çalışması içinde olduğunu belirtiyor. Küresel Kölelik Endeksinin şu anki haliyle her yıl yayınlanması ve sürekli güncellenip somutlaştırılması planlanıyor. Vakfın hedefi ise dünya çapında köle sayısını mümkün olduğunca kısa bir süre içinde yaklaşık 30 milyondan birkaç bine indirmek.
“Kölelik yamyamlık gibi nadir hale gelmeli. O kadar nadir hale gelmeli ki, bu tür münferit vakalara rastlandığında büyük bir şok yaşanmalı.”