ABD Başkanı Barack Obama'nın İslam Devleti ile mücadele stratejisini açıklamasının ardından, gözler bölgeye, özellikle de Türkiye'nin tutumuna çevrildi. Berlin'de yayınlanan Der Tagesspiegel, Türk hükümetinin İslam Devleti ile mücadeleye sıcak bakmadığını, bu nedenle Almanya'nın Türkiye'ye bir nevi baskı uygulaması gerektiği yorumuna yer veriyor:
"Almanya dış politikada güçlü bir etki göstermeli. Bu özellikle Türkiye ile ilişkiler bağlamında geçerli. Türkiye'nin uzun yıllar başbakanlığını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan terör sorununun bir parçası olduğundan, bu sorunu gidermede de etkili olabilir. Türkiye, bazı tutuklamalara karşın Suriye'ye giden cihatçılara göz yumuyor. Aynı şekilde cihatçıların Almanya ve Avrupa'ya dönmelerine de kolaylık sağlıyor. Türkiye'nin NATO partnerlerini saldırı tehlikesine maruz bırakıyor olması Erdoğan'ı pek ilgilendirmiyor gibi görünüyor. Bunu Almanya, AB ve ABD kabul edemez. Erdoğan terörün engellenmesi için adım atmaya zorlanmalı."
İslam Devleti sorununa farklı bir açıdan yaklaşan Stuttgarter Zeitung, ABD'nin büyük destekle girişeceği bir operasyonun terör tehdidini tamamen ortadan kaldırmaya yetmeyeceğini vurguluyor:
"ABD çevresinde uluslararası bir koalisyon oluşturan devletler gönüllü olarak toplansalar, Türkiye ile Suudi Arabistan da destek verse bile bir şeyi söylemek gerekir: Askeri müdahale terör örgütünü zayıflatacaktır ancak yok edemeyecektir. Terörü oluşturan temeller de bu şekilde ortadan kaldırılamayacaktır.
Ukrayna sorunu da gündemi meşgul eden bir başka konu. Avrupa Birliği'nin, Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılara verdiği destekten ötürü Rusya’ya yönelik aldığı yaptırım karaları yürürlüğe giriyor. Die Rheinlandpfalz gazetesi, "Nihayet" diye başlayan yorumda Rusya'ya uygulanacak yaptırımlarla ilgili şu görüşlere yer veriyor:
"Günlerdir süren görüşmelerden sonra Rusya'ya yönelik AB'nin aldığı yaptırım kararları nihayet bugün yürürlüğe giriyor. 28 ülkenin aldığı kararın uygulanmaması eylem ve karar verme konularında AB hakkında şüpheler oluştururken, zaten zor olan koşulların daha da kötüleşmesine neden oldu. Rusya lideri Putin de iç çatışmalarla boğuşan AB'nin burnuna halka takarak dolaştıracağını düşünmüştü. Kim aldığı yaptırım kararlarının uygulanmasını iç anlaşmazlıkları nedeniyle geciktirirse, güvenilirliğini de yitirir."
Saarbrücker Zeitung ise Rusya'ya yönelik alınan yaptırım kararlarının ekonomik açıdan değerlendirmesini yapıyor. Rusya'nın yaptırımlar nedeniyle sıkıntıya düşeceğini vurgulayan gazete konuya ilişkin şu ifadelere yer veriyor:
"AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarını artırma kararı can yakacak. Ama farklı bir amacı var. Cezalar bir baskı aracı olacak. Böylece Putin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın barış planlarını kabul edecek. Bunun için AB sınırlarını zorlamaya hazır."
