Londra’da yarın Sotheby’s Müzayede Evi tarafından yarın satışa sunulacak kâtip kutusunun Osmanlı mı yoksa Hint mi olduğu tartışma yarattı.
Sotheby’s Müzayede Evi tarafından yarın ‘Oryantalist Eserler ve Ortadoğu Eserleri Haftası’ kapsamında İslam Sanatları Müzayedesi düzenlenecek. Ancak İslam sanatları simsarı Stephen Wolff’a göre burada satışa sunulacak Osmanlı eserlerinden birinin kökeni tartışmalı. Buna göre müzayedede Osmanlı eseri olarak sunulan kâtip kutusu, sadece 10 ay önce Paris’te Hint-Portekiz eseri olarak açık artırmaya çıkarılmıştı.
Karar'da yer alan habere göre, söz konusu kutu; tahta üzerine bağa, sedef, fildişi ve bakırın bir arada kullanıldığı bir kâtip kutusu. Kutu, 200 bin-300 bin (808 bin 500 TL- 1.2 milyon TL) taban fiyatla satışa sunulacak. Sotheby’s Müzayede Evi’nin verdiği bilgiye göre, kutu özel bir koleksiyona ait. Müzayede kataloğunda kutunun Osmanlı Padişahı Abdülmecid tarafından bir Avrupa elçisine hediye edildiği belirtiliyor.
Kutunun 16. yüzyıla ait olduğu bilgisini veren Sotheby’s Müzayede Evi, müzelik değeri olduğunu kaydediyor. Ancak iddiaya göre aynı kutu, Paris’te 29 Haziran 2015’te yapılan bir açık artırmada ‘Hint-Portekiz’ yapımı bir eser olarak açık artırmaya sunulmuştu. Paris Ader Müzayede Evi’nde satışa sunulan kutu, Hindistan’da Portekiz pazarı için yapılmış bir eser olarak nitelenmiş ve kutunun 18. yüzyıla ait olduğu belirtilmişti. B95 Lot numarası ile 3 bin-4 bin euro taban fiyatı ile satışa sunulan kutu, 50 bin euroya (161 bin TL) alıcı bulmuştu.
"Osmanlı ile ilgisi yok"
İslam sanatı simsarı Stephen Wolff, söz konusu kutunun Osmanlı ile ilişkisi olmadığını belirterek, “Adler Müzayede Evi’nde Osmanlı’ya ait olduğu yazılmadı. Ben bu kutunun Sultan’la bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorum ve 16. yüzyıla da ait değil,” dedi. 30 yıldır sanat simsarlığı yapan Wolff, 10 yıl Sotheby’s’de görev yaptı. Sotheby’s’in güçlü bir kuruluş olduğunu belirten Wolff “Sotheby’s de eğitim gördüm, çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir kuruluş ancak bu bir kandırmaca. Çünkü kutunun yakından uzaktan Osmanlı ile bir alakası yok. Karlsruhe Müzesi’ndeki kutuyu örnek göstermiş aralarında hiçbir benzerlik yok. Tabii bu Sotheby’s’in değil uzmanların hatası“ dedi.
Wolff, kutunun Osmanlı olmadığının nedenlerini şöyle sıraladı: “Kutunun üzerindeki mihrap Hint mihrabı. Sotheby’s buna sadece bir örnek gösteriyor; bu da Bursa’daki türbenin penceresi. Mihrap Türk mihrabı değil. Sadece bir örnek kutunun Osmanlı olduğunun ispatı değil. Pencerenin mihraba benzemesi ise tamamen tesadüf. Bağanın kullanılışı da Osmanlı değil.
Kutu eğer Abdülmecid’e ait ise neden haziran ayında Paris açık artırmasında bahsedilmedi? Ayrıca kutu 16. yüzyıla ait de değil. Hint nasıl oldu da bir anda Osmanlı oldu? Fildişi yanlış, bakır yanlış. O dönem Osmanlı’da bakır kullanılmazdı, fildişi yerine kemik kullanılırdı. Kutunun yapıştırılma şekline bakılırsa zaten anlaşılır. Katalogda elle tutulur bir bilgi yok. Kutunun menşei ve tarihçesi de yok.” Wolff ayrıca, “Sotheby’s kutunun ayak kısmına sedef eklemiş ve Osmanlı diyor. Osmanlı’ya ait iz göremiyorum” dedi.
Sotheby's: Paris'ten farklı düşünüyoruz
Milliyet'in haberine göre, Sotheby’s’in Ortadoğu ve Hindistan bölüm başkanı Edward Gibbs, kutunun Paris’teki müzayede de satıldığını kabul etti. “Katalogda kutunun Paris’te satıldığı neden yer almıyor?” sorusuna ise “O satıştaki bilgilerle aynı fikirde değiliz. Ailenin (Elçi ailesinin) verdiği bilgileri esas aldık. Mihrap, Bursa’daki türbe penceresinin benzeri.
Kutunun bir benzeri de Topkapı Sarayı’nda var. Kutunun üzerindeki çiçeklerin kavisi İznik dizaynındakinin aynı” dedi. Gibbs kutunun ayaklarına sedef eklendiğini kabul ederken, bunun restorasyon çalışması olduğunu belirtti. Kutunun tarihçesi ve menşeinin neden katalogda yer almadığı sorusuna ise, “Biz menşei katoloğa koymuyoruz” cevabını verdi. Gibbs, “İnsanların dedikoduyu sevdiğini” belirtti.