Moskova'nın Ukrayna ve Kırım politikaları nedeniyle Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde Rus heyetinin belli başlı hakları elinden alındı. Frankfurter Allgemeine Zeitung bu adımla ilgili olarak şu yorumu yapıyor:
“Strasbourg'da perşembe günü olana simgesel siyaset denir. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde Rus heyetinin oy hakkının geçici olarak elinden alınmasının somut sonuçları olmayacak. Ancak simgesel siyaset de siyasettir. Oylamanın sonucu Rusya'nın Avrupa içinde ne kadar tecrit olduğunu ortaya koyuyor. Ancak bu adıma Rusya'dan verilen tepkilere bakıldığında bunun bir sorun olup olmadığı belirsiz. Eğilim belli: Kırım Krizi'nin başlamasından çok daha evvel, iki yıl önce Putin'in devlet başkanlığına gelmesinden bu yana Rusya'da komşularıyla dostane ilişkilere değer vermeyen çatışmacı güçler etkisini artırıyor.”
Berliner Zeitung Moskova'nın Ukrayna'daki siyasi hedeflerini şöyle yorumluyor:
“Kremlin bir ilhak istemiyor. Daha çok, talep ettiğini istiyor: Ukrayna'nın federal bir devlet haline gelmesini ve bunun yakın gelecekte değil derhal, devlet başkanlığı seçimlerinden önce olmasını. Almanya'da federalizm kulağa sempatik geliyor. Ukrayna'da ise durum farklı. Eski Sovyetler Birliği'nin hükmettiği alanlarda işleyen bir federalizm örneği bulmak mümkün değil. Ya bu kağıt üstünde kalıyor yahut federalizm uzun süredir parçalanmış halde veyahut merkezi iktidar felç olmuş durumda. Kiev adem-i merkeziyetçiliğe hazır ama Donetsk'te talep edildiği gibi bir devletleşmenin tesis ve kabul edilmesine değil.”
Süddeutsche Zeitung Yunanistan'ın 4 yıl sonra ilk kez tahvil satışıyla finans piyasasından borç almasını yorum sütunlarına taşıyor:
“Atina hükümetinin başarısından sonra Yunanistan'da ya da Avrupa'nın tamamında kriz aşılmış gibi yapmak ve ferahlamak doğru olmaz. Gerçek şu ki Yunanlar 3 milyar euro değerinde tahvil sattı ama uluslararası kurtarıcılara çeşitli yardım paketlerinden hâlâ 240 milyar euroluk borçları bulunuyor. Dahası bütçe ve ekonomik büyüme Yunanistan'ı her ne kadar doğru rotaya sokmuş olsa da bazı reformlar ya çok yavaş ilerliyor ya da hiç hayata geçmiyor. Örneğin işsizlik hâlâ aşırı yüksek.”
Bonn'da yayımlanan General Anzeiger gazetesinin aynı konudaki yorumu ise şu şekilde:
“Uluslararası finans yatırımcıları Yunan tahvillerini satın alarak sadece Euro ülkelerinin değil Almanya Başbakanı'nın da Yunanistan'ın düşmesine izin vermeyeceği konusunda Atina'ya güven verdiler. Tahvil satın alanlara güven veren Yunan değil Avrupalı vergi mükellefleri oldu. Borçlu Euro ülkeleri arasında Yunanistan en büyük risk potansiyelini taşımayı sürdürüyor. Yunanistan'ı küllerinden doğan mitolojik Anka kuşuna benzetmek ise pek mümkün görünmüyor.”