Gündem
Deutsche Welle

10.04.2014 - Alman basınından özetler

Ukrayna krizi, Katalanların bağımsızlık talebi ve Avrupa Parlamentosu seçimleri Alman basınında öne çıkan yorum konuları.

10 Nisan 2014 00:04


Offenburger Tageblatt, Ukrayna'nın doğusunda yükselen tansiyonu şu sözlerle yorumluyor:

“Ukrayna'nın bir bütün olarak geleceği yok artık. Rusya ülkenin doğusunu ilhak etme yoluna girdi. Peki, kim Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bu amaca ulaşmasını engelleyebilir ki? Kimse. Zira ABD ve AB bakmakla yetiniyor. Sert bir çatışmanın içine girmek bakımından Ukrayna fazlasıyla önemsiz. Kulağa pek hoş gelmese de durum bu. Brüksel tepki vermek için çıtayı çok yükseltti. Eğer Rus birlikleri Ukrayna'ya girecek olursa o zaman ekonomik yaptırımlar gündeme gelecek. Oysa Putin'in Ukrayna'da kendi birliklerine ihtiyacı yok. Kırım'ın ele geçirilmesini hazırlayan ve mevcut durumda Ukrayna'yı istikrarsızlaştıran, tepeden tırnağa kadar silahlı, anonim yardakçıları var.”

Braunschweiger Zeitung'un aynı konudaki yorumu şöyle:

“Sınırda bekleyen 40 bin askerlik Rus tehdidi karşısında Ukrayna baskı altında. Putin huzur içinde bekleyebilir. Eğer Ukraynalılar daha da huzursuz hale gelirse ve komşu ülkede bir iç savaş çıkacak olursa Rus birlikleri göreve hazır. Batılı devlet adamları Putin'in bu alaycı pişkinliği karşısında solda sıfır kalıyor. ABD, NATO ve AB'nin başka yaptırım imkanları bulunmuyor. Batı, sonuçları öngörülemez olduğu için askeri bir müdahalede de bulunmayacak. O zaman Putin'in oyuncağı durumundaki Ukrayna'ya olan hevesini kaybetmesini ümit etmekten başka geriye bir şey kalmıyor.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi, İspanya'nın özerk bölgesi Katalonya'da bağımsızlık talebinin daha yüksek sesle dile getirilmesini şöyle yorumluyor:

“İspanyol parlamentosu üç Katalonya partisinin bağımsızlık referandumu yapılması talebini reddetti. Uluslararası hukuk uzmanları ayrılmanın ancak ciddi insan hakları ihlalleri söz konusu olduğunda gündeme gelebileceği noktasında birleşiyor. Yani devletin bir bölgesindeki insanlar, diğerlerinin sahip olduğu özgürlüklere sahip olmadığında. Ama Katalonya baskı altında değil. Bağımsızlık çabasının arkasında yatan nedenlerden biri ekonomik: Katalonya, İspanya'nın zengin bölgeleri arasında. Bir diğeri ise duygusal: Birçok Katalan kendini İspanyol olarak hissetmiyor. Ama böyle bir sürecin sonu yok. Eğer ayrılıkçılığa kapı aralanacak olursa o zaman herkesin kendi devletini kurduğu bir modele varılacak. Küresel zorlukların olduğu bir dünyada bu kötü bir model olur.”

Die Welt gazetesi mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerini taşıyor yorum sütunlarına:

“Avrupa'da yaşıyoruz ama bu Avrupalıların olmadığı bir Avrupa. Bir Avrupa Parlamentomuz var. Dünyadaki tek doğrudan seçilen uluslar üstü kurum ama bu millet meclisi Avrupa Birliği vatandaşları üzerindeki etkisini her gün daha da yitiriyor. Peki, bu durum Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra değişecek mi? Hayır. Avrupa buna tahammül edebilir mi? Evet. Seçilmiş Avrupa Birliği Parlamentosu antlaşmalarda yapılan değişiklikler sonucunda hiç olmadığı kadar güçlü hale gelecek. Bir kriz parlamentosuna dönüşecek. Avrupa Birliği'nin içinde bulunduğu en çetin dönemde onun sureti haline gelecek. Yoksa bizim de artık ‘yaşanan bir Avrupa' ya da ‘Avrupa kimliği' gibi hayaller kurmaktan vazgeçmemiz lazım. İkisi belki de hiçbir zaman olmayacak. Hele hele küçük, gözetim altına alınabilir bölgelerde egemen olma arzusunun hüküm sürdüğü, ekonomik krizin ve güvencesizliğin olduğu bu zor zamanlarda hiç.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle