Gündem

10 soruda 'kayıp trilyon' davası

18 Mayıs 2009 03:00

1- Dava ne zaman, nasıl başladı?

1997’de, Refah Partisi’nin (RP) kapatılmasının hemen ardından dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Hazine’den RP’ye yapılan 1 trilyon liralık yardımın, partinin kapatılmasından sonra Hazine’ye devrinin engellenmesi amacıyla kapatılma tarihi öncesinde harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. İnceleme sonrasında aralarında Genel Başkan Necmettin Erbakan’ın da bulunduğu Genel Merkez ve taşra örgütünde görevli 88 partili hakkında “RP’nin 1997 Hazine yardımını 71 il teşkilatına makbuz karşılığı dağıtılmış gibi göstererek, ‘kamuyu dolandırdıkları gerekçesiyle dava açıldı.

2- Kimler hangi cezaya mahkum edildi?

Erbakan’ı, ‘özel belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 4 ay hapse mahkûm eden Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, partiden 68 kişiyi de bir yıl ile bir yıl iki şer ay arasında hapisle cezalandırdı. O dönem RP’de Genel Başkan Yardımcısı olan Abdullah Gül ve eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında dokunulmazlık nedeniyle dava açılamadı.

3- Abdullah Gül’le ilgili süreçte neler yaşandı?

Gül için dönemin Ankara Başsavcısı Melih Tarı Meclis’e fezleke gönderdi. Fezlekede suç, ‘özel evrakta sahtecilik ve Siyasi Partiler Kanunu’na aykırılık’ olarak tanımlandı. Dokunulmazlığı olduğu için yargılanamayan Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından hakkında daha once hazırlanan fezleke TBMM Başkanlığı’ndan Ankara Başsavcılığı’na gönderildi. Savcı Kürşat Kayral da, dosyayı inceleyerek 2 Haziran 2008’de kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Ancak savcılık söz konusu takipsizlik kararını Maliye Bakanlığı’na tebliğ etmeyi geciktirdi.
Maliye’ye tebligatın yapılmadığı, bir vatandaşın itirazıyla ortaya çıktı. İtirazda, Gül’ün cumhurbaşkanı olmadan önce bu suçu işlediği, hakkında dava açılması gerektiği ve bu nedenle takipsizlik kararı verilemeyeceği savunuldu. İtiraz üzerine Gül hakkındaki karar, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

2008 ağustos başında mahkeme, Gül’e ilişkin dosyayı başsavcılığa iade ederken, takipsizlik kararının Maliye Bakanlığı’na da iletilmesi gerektiğini bildirdi. Savcılığın, 2 Haziran’da verdiği takipsizlik kararını yaklaşık 2.5 ay sonra, Maliye Bakanlığı Ankara Muhakemat İl Müdürlüğü’ne ağustos ortasında tebliğ ettiği öğrenildi.
Maliye Bakanlığı karara itiraz etmedi. Bunun üzerine Sincan Ağır Ceza Mahkemesi takipsizlik kararına yapılan itirazı yeniden görüşmeye başladı.

4- Erbakan neden hemen hapse girmedi?

Erbakan, 2 yıl 4 aylık hapis cezası Yargıtay tarafından onandıktan sonra bazı sağlık sorunlarını gösteren raporlar alarak cezanın infazını dört kez erteletti. Son erteleme kararı, 14 Temmuz 2005 tarihinde 6 aylığına verildi. Bu süre 14 Ocak 2006 tarihinde doldu.

5- Ev hapsi nasıl gündeme geldi?

Erbakan’ın avukatları, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) uyarınca davanın yeniden ele alınması için başvurdu. Bunun reddedilmesinin ardından avukatların Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz da kabul edilmedi. Avukatlar daha sonra Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını Yargıtay’da temyiz etti. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 3 Nisan 2006’da, 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 6 Mart 2002 tarihli kesinleşmiş kararı bozdu. Bozma kararının ardından yapılan yargılamada kararında direnen mahkeme Erbakan’a aynı cezayı verdi. Bunun üzerine dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın girişimleriyle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da değişiklik yapıldı ve Erbakan’ın cezasını konutunda çekmesi sağlandı.

6- Devletin alacağı ne oldu?

Erbakan ve arkadaşları hakkında bir dava da Hazine tarafından açıldı. Bu davada Erbakan ve parti genel saymanı Rıza Ulucak, Hazine zararının tümünden sorumlu tutularak toplam 2.6 milyon YTL ödemeye mahkum edildi. Bu miktar, 1997’den itibaren işleyen yasal faizlerle birlikte 11.5 milyon YTL’yi buldu. Diğer 73 sanık hakkında da çeşitli miktarlarda para cezası verildi.

7- Erbakan parayı ödedi mi?

Kararın ardından Ankara 7. İcra Müdürlüğü Erbakan ve Ulucak ile diğer davalılar için ihtiyati haciz kararı aldı. İcra takibi çerçevesinde Eylül 2007’de Erbakan’ın tüm gayrimenkulleri üzerine haciz konuldu. Erbakan’ın avukatları Ankara’daki gayrimenkuller için yapılan kıymet takdirine ‘hatalı ve eksik’ olduğu gerekçesiyle İcra Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Kıymet takdiri yeniden yapılacak.

8- Alacakla ilgili son söz kimde?

Asliye Hukuk Mahkemesi’nın alacak davasına ilişkin kararı da Erbakan’ın avukatları tarafından ‘haklı ve hukuka uygun olmadığı’ gerekçesiyle temyiz edildi. Bu konuda son sözü adli tatilden sonra Yargıtay söyleyecek.

9- Gül’e de alacak davası açıldı mı?

Gül, dokunulmazlığı nedeniyle ceza davasında yargılanamadı ancak alacak davası kapsamı içine alındı. Ancak Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Gül hakkında açılan davanın reddine karar verdi. Kararda, Gül’ün parti harcamalarıyla ilgili bir sorumluluğunun bulunmadığına vurgu yapıldı.

10- Erbakan ne kadar evinde hapis kaldı?

Erbakan, ev hapsi cezasını Altınoluk’taki evinde 26 Mayıs 2008’de çekmeye başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yapılan başvuru üzerine ‘sürekli hastalık’ gerekçesiyle Erbakan’ı iki ay 23 günlük ev hapsi çektikten sonra 19 Ağustos’ta affetti. Ancak söz konusu af sadece hapis cezasını kapsıyor ve alacak davasının affı anlamına gelmiyor.