Ruşen Çakır*
1. Kim yaptı?
Tabii ki IŞİD. Nitekim saldırının hemen ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan da dâhil olmak üzere yetkililer IŞİD’in adını telaffuz ettiler.
2. IŞİD tek başına mı yaptı?
Herhalde. Ancak şu ana kadar yaşanan tüm IŞİD saldırılarının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere yetkililer, PKK, DHKP-C ve son dönemde FETÖ adlarını da telaffuz etmeye özen gösteriyorlar. IŞİD’in (ki genellikle DAEŞ, DEAŞ veya DAİŞ demeyi tercih ediyorlar) tek başına adının anıldığına neredeyse hiç tanık olmadık. Böyle yaparak IŞİD’i tek başına öne çıkarıp diğerlerini gölgede bırakmak istemediklerini varsayabiliriz. Tabii bu arada, 10 Ekim 2015 Ankara katliamını PKK ile IŞİD’in yaptığı bir tür “kokteyl terör” eylemi olarak göstermeye kalktılar.
Türkiye’de yetkililerin ve onlara inanan kamuoyunun ciddi bir bölümünün IŞİD’i tek başına bir şey yapamaz bir örgüt gibi görmeye ve göstermeye çalışmasının siyasi kaygılar dışında hiçbir makul açıklaması yok. Mutlaka benzer yapıların tümünde söz konusu olduğu gibi IŞİD de birtakım odakların etkisine açık olabilir, bazı durumlarda farklı odaklarla işbirliğine de gidebilir, ancak örgütün faaliyetlerine baktığımız zaman esas olarak kendi başına ve kendi gündemine göre hareket ettiğini görüyoruz.
3. IŞİD Türkiye’de iç savaş mı çıkarmak istiyor?
Muhtemelen. Ama Gaziantep saldırısının ilk ve esas hedefinin iç savaş provokasyonu olduğunu söylemek abartılı olur. Öte yandan iç savaş söyleminin, IŞİD’in hedeflerini anlamayan, anlamak, daha önemlisi bunlarla yüzleşmek istemeyen çevrelerce benimsendiğini, bir tür çaresizliğin ifadesi olduğunu söyleyebiliriz.
4. IŞİD, Türkiye’nin Suriye’de Cerablus’a yönelik saldırı hazırlıklarını önlemek mi istiyor?
Muhakkak. Bilindiği gibi IŞİD Suriye’nin kuzeyinde Kürtlere çok toprak kaybetti. Şimdi kendisi için stratejik öneme sahip olan Cerablus’a, Türkiye’nin desteğindeki muhalif gruplar saldırı hazırlıkları yapıyor. IŞİD’in bunu engellemek için Türkiye’yi tehdit etmesi, bu bağlamda savaşı Türkiye topraklarına taşıması beklenir. Ancak böylesi bir durumda IŞİD’in Sultanahmet, Beyoğlu ve en son Atatürk Havalimanı’nda olduğu gibi turizme ve stratejik hedeflere saldırması daha akla yatkın olacaktır.
5. IŞİD, Türkiye’nin Rusya ve İran ile yakınlaşıp Suriye politikasını değiştirmeye yönelmesinden rahatsız mı oluyor?
Kesinlikle. Ancak bir önceki sorudakine benzer bir şekilde, Gaziantep katliamını esas olarak bu rahatsızlıkla açıklamaya çalışmak doğru olmaz. Esas neden bu olsaydı IŞİD Atatürk Havalimanı’na benzer stratejik bir hedef seçerdi ki bu tür saldırılar yapabildiğini gördük, biliyoruz.
6. IŞİD Gaziantep’te özel olarak Kürtlerin düğününü mü seçti?
Evet. Bu katliamın esas hedefinin Kürtler ve Kürt hareketi olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda Gaziantep katliamını, Diyarbakır HDP mitingi, Suruç, Ankara Garı katliamlarıyla birlikte değerlendirmek gerekir. Bu saldırının öncelikli amacının Menbiç’in intikamını almak olduğuna inanıyorum. Tıpkı daha önce Kobani fiyaskosunun intikamını Türkiye’deki Kürt hareketi ve ona yakın duran çevrelerden almak istediği gibi IŞİD bu sefer de Suriye’de yapamadığını Gaziantep’te yapmak istedi. “Bu saldırı tüm Türkiye’ye yapılmıştır” gibi iyiniyetli olsa da hiçbir açıklayıcı yönü olmayan çıkışlar IŞİD’i anlama ve onunla mücadele etme konusunda elimizi kolumuzu bağlıyor. Acı ama gerçek: Gaziantep’te çoğu çocuk olan 50’yi aşkın kişi sırf Kürt oldukları için, Kürtler IŞİD’e Suriye’de öldürücü darbeler indirmiş oldukları için hayatlarını kaybetti.
Bu arada IŞİD saflarında hatırı sayılı ölçüde Kürdün (ki çoğu Türkiye’den) bulunduğunu, Türkiye’deki saldırıların çoğunun bunlar tarafından yapıldığını (belki Gaziantep’te de öyle olmuştur) biliyoruz. Ancak onlar için Kürtlük birincil kimlik olmaktan çıkmış durumda; hatta Kürt kimliğini öne çıkartanlara daha fazla düşmanlık besleyebiliyorlar.
7. Bu saldırılar nedeniyle IŞİD Türkiye’de tabanını ve desteklerini riske atmıyor mu?
Tam olarak değil. Hatta özellikle Kürt siyasi hareketine ve onunla yakın duran kesimlere saldırdığında taban ve desteğini daha da artırabiliyor. “Düşmanımın düşmanı…” yaklaşımından hareket eden kişi ve çevreler IŞİD’in Türkiye, Suriye ve Irak’ta Kürtlerin siyasi kazanımlarına yönelik saldırılarına sempati ya da en azından empatiyle yaklaşabiliyorlar.
8. IŞİD saldırıları sürer mi?
Muhtemelen. Öncelikle Kürtlere ve Kürt hareketine yönelik saldırıların devam edeceğini ve siyasi yönü daha güçlü olan hedeflerin gözetileceğini düşünebiliriz. Öte yandan Ankara’nın Suriye politikasındaki değişikliklere ve Cerablus’ta yaşanacaklara bağlı olarak tüm Türkiye’yi hedef alacak stratejik IŞİD saldırılarına da hazırlıklı olmak gerekir.
9. IŞİD bu saldırıları nasıl yapabiliyor?
Kolaylıkla. IŞİD defalarca saldırdı ama Türkiye’deki örgütlenmesi ciddi ölçüde zarar görmedi. Kaldı ki Gaziantep IŞİD’in Türkiye’deki başkenti gibi görülüyor. İlginçtir, daha IŞİD ortada yokken, Suriye iç savaşı bile patlak vermemişken Gaziantep Irak’taki El Kaide örgütlenmesi için son derece stratejik bir kentti. Örgütün burada çok kolay faaliyet yürüttüğünü, kendisine muhalif olan Suriyeli göçmenleri katlettiğini, son olarak 1 Mayıs günü Emniyet Müdürlüğü binasına bombalı araçla saldırdığını biliyoruz.
10. IŞİD’e karşı ne yapmalı?
Çok şey yapmalı. Öncelikle IŞİD’i başlı başına tüm Türkiye ve bölge için öncelikli bir tehdit olarak ele almalı. Bu olursa gerisi gelir. Ama henüz bu noktanın çok uzağındayız…
Bu yazı ilk olarak medyascope.tv'de yayımlanmıştır