Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 'Kayıp trilyon' davasında yargılanmasının önünü açan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararının uygulanmasını önlemenin bir yolu olduğu belirtildi. Bunun için, Adalet Bakanlığı’nın kararın kanun yararına bozulması için Yargıtay’a gitmesi gerekiyor. Yargıtay’ın vereceği karar Gül’ün yargılanıp yargılanmayacağını belirleyecek.
İşte Cumhurbaşkanı Gül'le ilgili son durum:
1- “Kayıp Trilyon” olayı nedir?
- RP kapatıldığı dönemde Anayasa Mahkemesi, partiye 1997’de yapılan devlet yardımının Hazine’ye iadesini kararlaştırdı. Ancak RP yöneticileri, harcandığını belirterek parayı iade etmedi. Maliye müfettişleri, paranın matbu makbuzlarla teşkilata aktarılmış gibi gösterildiğini saptadı. Ankara Başsavcılığı da dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş’ın suç duyurusu üzerine dava açtı.
2- Ceza davası nasıl sonuçlandı?
- Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ı “özel belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 4 ay, il teşkilatlarında görevli 68 kişiyi de 1 yıl 2’şer ay hapse mahkûm etti.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi kararı onadı. Genel başkan yardımcıları Recai Kutan, Şevket Kazan, Aydın Menderes, Genel Muhassip Abdürrahim Bezci gibi isimler beraat etti. FP’den milletvekili seçilen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise dokunulmazlığı nedeniyle yargılanmadı. Ancak dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle fezleke hazırlandı.
3- Gül hakkında başka işlem yapıldı mı?
- Maliye Bakanlığı, bugünkü değeri yaklaşık 11 milyon TL olduğu belirtilen devlet yardımının tahsili için aralarında Gül’ün de bulunduğu 88 partili hakkında alacak davası açtı. Gül’ün malvarlığının bir bölümüne tedbir konuldu. Dava, Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinden kısa süre önce sonuçlandı. Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Erbakan ile RP yöneticisi Rıza Ulucak’ı, yasal faiziyle birlikte toplam 2 milyon 644 bin 616 TL ödemeye mahkûm etti.
Teşkilatlarda görevli 73 kişiyi de 90 bin TL’ye kadar değişen oranlarda cezaya mahkûm eden mahkeme, Gül’ün de aralarında bulunduğu 13 kişinin ise sorumluluğunun bulunmadığına hükmetti. Bu kararın temyiz incelemesi yapılmadı.
4- Karar Gül’ün beraat ettiği anlamına geliyor mu?
- Hayır. Gül, ceza davasında henüz yargılanmadı. Alacak davasına bakan mahkeme, hangi parti yöneticilerinin sorumlu olduğunu belirlerken, alacak davasının faturasını Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin suçlu bulduğu isimlere çıkardı. Ceza davasında suçsuz bulunan Kutan, Menderes, Kazan gibi isimler hakkındaki alacak davası ise reddedildi. RP’de bu isimlerle benzer konumda bulunan Gül de ceza davasında yargılanmamasına rağmen devlet zararından sorumlu tutulmadı. Bu nedenle Gül’ün ceza davasında diğer genel başkan yardımcıları gibi beraat etmesi bekleniyor.
5- Gül hakkındaki fezleke cumhurbaşkanı sıfatına rağmen neden işleme konuldu?
- TBMM Başkanlığı, milletvekilliği sona erenlerin fezlekelerini, gerekli işlemlerin yapılması için savcılıklara gönderiyor.
Cumhurbaşkanı seçilen Gül’ün de milletvekili sıfatı sona erdiği için, fezlekesi Başbakanlık kanalıyla Adalet Bakanlığı’na, buradan Ankara Başsavcılığı’na gönderildi.
6- Dokunulmazlık tartışması nasıl çıktı?
- Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa’da cumhurbaşkanlarının dokunulmazlığına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı için Gül’ün yargılanması gerektiğine yönelik bir makale kaleme aldı.
Buna karşılık, AKP’liler ve bazı anayasa hukukçuları milletvekillerinin bile dokunulmazlığının bulunduğu bir ortamda cumhurbaşkanının dokunulmazlığının bulunmamasından söz edilemeyeceğini savundu. Tartışmalar sürerken, başsavcılığa, Gül’le ilgili hukuki süreci başlatması için başvurular yapıldı.
7- Başsavcılık, dosyayla ilgili nasıl bir işlem yaptı?
- Başsavcılık, 1924 Anayasası’nda cumhurbaşkanının dokunulmazlığının bulunduğunun belirtilmesine rağmen 1961 ve 1982 anayasalarında bu yönde bir düzenleme olmamasının “cumhurbaşkanına saygıdan” kaynaklandığını belirterek, takipsizlik kararı verdi. Kararda, devlet başkanının dokunulmazlığının bulunmadığının düşünülemeyeceği belirtilerek, Gül hakkında işlem yapılmasının imkânsız olduğu savunuldu.
8- Bu karar ortadan nasıl kalktı?
- Davanın tarafı konumundaki Maliye Bakanlığı takipsizlik kararına itiraz etmedi. Ancak emekli bir yargı mensubu itiraz mercii olan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, itirazı, Hazine’nin zarara uğradığı davada vatandaşların da “taraf” sayılacağı gerekçesiyle kabul etti.
Hukukta yargılamanın esas olduğunu ve kanunda yazılı olmayan bir kuralın kıyas yoluyla getirilemeyeceğini belirten mahkeme, Gül’ün yargılanması gerektiğine hükmetti. Kararda, Gül’den “şüpheli” olarak bahsedildi.
9- Karar kesin nitelik taşıyor mu?
- Evet. Mevzuata göre, takipsizlik kararlarına karşı yapılan itirazlar üzerine verilen kararlar kesin ve bağlayıcı. Kararın uygulanmamasının tek yolu ise Adalet Bakanlığı’nın kararın kanun yararına bozulması istemiyle başkanlığını Ersan Ülker’in yaptığı Yargıtay 11. Ceza Dairesi’ne başvuru yapması.
10- Bu durumda Yargıtay’ın vereceği kararların sonucu ne olacak?
- Daire mahkemenin kararını ortadan kaldırırsa, Gül cumhurbaşkanlığı süresince soruşturulamayacak. Daire, aksi yönde karar verirse, Ankara Başsavcılığı, Gül hakkında soruşturma açmak ve ifadesini almak zorunda kalacak.
Aksi takdirde savcılık yetkilileri, görev suçu işlemiş olacak. İfade vermeye gelmemesi halinde ise savcılığın Gül hakkında “polis zoruyla getirme” kararı çıkarması gerekiyor.
Gül ifade verir ve hakkında dava açılırsa, duruşmalara çıkmak zorunda kalacak.
Yargıtay’ın kararı bozmaması durumunda, bu süreçlerin yaşanmamasının tek yolu ise Anayasa’nın değiştirilmesi. (Milliyet)