Büyükada'da toplantı sırasında gözaltına alınan hak savunucularından 6'sı silahlı terör örgütüne yardım ettikleri iddiasıyla tutuklandı. Ne soruşturma savcısı Can Tuncay, ne de tutuklayan Sulh Ceza Yargıcı Kudret Köse bu örgütün hangisi olduğunu belirtmedi.
Cumhuriyet'ten Canan Çoşkun'un haberine göre, Büyükada'da 5 Temmuz'daki dijital güvenlik toplantısına yapılan baskınla gözaltına alınan hak savunucularının soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Can Tuncay, savunucuların belirtmediği örgüte üye olmadan yardım ve yataklıktan tutuklanmalarını istedi. Savcı Tuncay'ın 10 kişi hakkındaki tutukluluğa sevk yazısı hukuki garabetlerle dolu.
'Duyuru yapmadılar'
Savcı Tuncay, tutuklanmasını talep ettiği 10 kişi ile ilgili Büyükada'daki toplantıyı 'herhangi bir duyuru yapmaksızın organize ettikleri' suçlamasını yarattı. Savcı tutukluluğa sevk yazısında ne ile suçlandığı bilinmeyen hak savunucuları hakkında çevirmen olduğu belirtilen tanığın “içeride bulunan şahısların cep telefonlarını polislerin alacağı, bu telefonların içerisinde bulunan bilgilerin nasıl saklanacağı, bu bilgilerin telefonlar yakalansa bile nasıl gizli tutulabileceği, bilgilerin polis veya başka şahıslar tarafından ele geçirilmesinin nasıl engellenebileceği ve şifrelemelerden bahsettikleri” şeklinde ifade verdiğini belirtti. Savcı ayrıca bu tanığın “içlerinden birinin dernekte bulunan bilgisayarının polisin ele geçirmesi durumunda çoğu kişinin yanacağından bahsettiğini, içerideki kişilerin elektronik cihazlarının polisin eline geçmesinden çok endişe ettikleri” şeklindeki iddiasını da tutukluluğa dayanak yaptı. Ancak dosyada bu iddiayı destekleyecek başkaca bir somut delil yer almadı.
Savcının biber gazı hassasiyeti
Savcı Tuncay, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şube Direktörü İdil Eser'in, tutuklanmasına pek çok sivil toplum örgütünün ortaklaşa yürüttüğü Güney Kore'nin Türkiye'ye biber gazı kartuşu ve gaz bombası ihracını protesto amaçlı “Kore bize gaz verme” kampanyasını dayanak yaptı. Ayrıca 25 bin kişinin imzaladığı açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için başlatılan kampanyayı da suç olarak sevk yazısına kattı.
Polise işlem yok, Kurşun'a tutuklama
Savcı Tuncay, İnsan Hakları Gündemi Derneği'nden Günal Kurşun'un tutuklanmasını talep ederken de akıl almaz bir garabete imza attı. Kurşun'un ByLock kullanıcısı olduğu bildirilen polis Ali Çamkömürü ile görüştüğü için tutuklanmasını isteyen savcı Tuncay, Çamkömürü'nün hakkında henüz adli bir işlem yapılmamış olduğunu belirtti. Polis Çamkömürü'nün Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün 13 Temmuz 2017 tarihli yazısı ile ByLock kullanıcısı olduğunun belirtilmesi akıllara hak savunucularına gözaltına alınmalarının ardından suç arandığı ihtimalini getirdi.
Etimolojik harita
Savcı Tuncay toplantının moderatörlüğünü yapan Ali Ghravi'nin oteldeki eşyalarının aranması sırasında “Asya kıtasına ait olan, detaylı bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yer alan Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinin etimolojik olarak ve ayrıca ayrı bir devlete ait topraklarmış gibi gösterilen haritanın” bulunduğunu öne sürdü. Bu iddia gözaltının ilk günlerinde yandaş Akşam gazetesi tarafından Türkiye haritası olarak nitelenmişti. Savcı Tuncay'ın ise 'etimolojik' olarak belirttiği haritanın ise arama motorunda yapılan kısa bir araştırmada aslında bir kelimenin bölgelere göre nasıl değiştiğini gösteren bir harita olduğunu gösteriyor.
Örgüt ismi tutuklama kararında da yok
10 hak savunucusunun sorgusunu gerçekleştiren İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser, suçlama konusu edilen toplantının moderatörü Ali Ghravi, insan hakları aktivisti Peter Steudtner, İnsan Hakları Gündemi Derneği üyeleri Veli Acu ve Günal Kurşun ile Yurttaşlık Derneği üyesi Özlem Dalkıran'ın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklamalarına karar verdi. Ancak kararda da hangi örgüt olduğu belirtilmedi. Serbest bırakılan hak savunucuları Nalan Erkem, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Şeyhmus Özbekli'nin yurtdışına çıkışları yasaklanarak, haftada 3 gün karakola imza verme şartı konuldu.