Almanya'nın dış istihbarat teşkilatı BND’nin, Fransız hükümeti, Avrupa Birliği Komisyonu ve çeşitli Avrupalı holdingleri dinleme faaliyetinde yıllardır Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’ye yardım ettiği iddiaları Almanya gündeminde. Bu iddialara rağmen Başbakan Merkel: BND ve NSA'in işbirliğinin süreceğini vurguladı.
Handelsblatt gazetesi konuya ilişkin olarak şu görüşlere yer veriyor:
“Sükut altındır. Fransız hükümetinin şu sıralar bu özdeyişi uyguladığı görülüyor. BND'nin Paris'teki casusluk faaliyetleri ve üst düzey politikacıları dinlemesi konusunda Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’ye yardım ettiği söyleniyor. Ne var ki Fransa’dan öfke haykırışları gelmiyor, Fransa sadece kibar bir biçimde susuyor. Fransa hükümeti resmî bir tepkide bulunmuyor. Fransız medyası da konuyu sadece kıyıda köşede ele alıyor. Sükut altındır; ulusal güvenlik özel yaşamdan daha önemlidir. Bu konudaki bir yasa tasarısının Fransa Ulusal Meclisi’nde oylanması bekleniyor. Şimdiye kadar casusluk önlemleri özellikle terörizm şüphesi altındaki kişileri kapsamına alıyordu. Buradaki sınırlamanın şimdilerde genişletilmesi isteniyor. Bilgisayarların, konutların ve telefonların dinlenmesi için bundan böyle yargıçların kararına gerek kalmaması hedefleniyor. Bu durumda Fransa eğer daha fazla casusluk faaliyetinde bulunacaksa, o zaman tabii bu konuda Almanya’yı işaret etmesi pek mümkün olmayacak.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konudaki yorumuna bakıyoruz:
“İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ve BND Başkanı Gerhard Schindler çarşamba günü Alman istihbarat birimlerinin denetlenmesinden sorumlu meclis denetleme komisyonuna açıklamalarda bulunduklarında, BND skandalının üzerinden neredeyse iki hafta geçmiş olacak. Bu süre içinde konuyla yakından ilgili olanların bile ayrıntıları hatırlamaları kolay olmayacak. Eğer ‘ekonomi casusluğu’ faaliyetinin gerçekten yapıldığı ortaya çıkacak olursa, o zaman Başbakan Merkel’ın başı ağrıyacaktır. Olayın kurbanı, ya komisyona açıklamada bulunacak adını verdiğimiz iki yetkiliden biri, ya da her ikisi birden olacaktır. Skandal böylece çıktığı yere, yani parlamentoya dönüyor. Skandalın ortaya çıkmasına destek veren meclis denetleme komisyonu ile NSA Komisyonu'ydu. Eğer Amerika bu iler tutar yeri kalmayan mercilere bu konuda yardımcı olacaksa, o zaman elindeki malzemeyi doğrudan Edward Snowden'a da gönderebilirdi.”
Stuttgarter Zeitung'un yorumunda ise bu skandal çerçevesinde kavgaya tutuşmak üzere olan Alman hükümetinin koalisyon ortaklarına değiniliyor:
“Hristiyan Birlik partileri açısından Sosyal Demokrat Parti lideri Sigmar Gabriel'in başbakan yerine konuşması hiç hoş kaçmadı. Ancak asıl sorunlu olan nokta, Gabriel'in Merkel için söyledikleriydi. Gabriel, BND'nin ekonomi casusluğu konusunda Amerikan istihbarat servisi NSA'ye yardımda bulunduğuna ilişkin bir işarete rastlanmadığını Angela Merkel'ın iki kez kendisine söylemiş olduğunu açıkladı. Böylece sosyal demokratların lideri Gabriel Merkel'ı bu sözlerinde bağlamış oldu. Yani, Merkel'ın kamuoyu önünde somut olarak söylemediği şeyleri somutlaştırdı. Böylece Merkel'ın olası kaçış yollarını kapatmış ve başbakanlıktaki inanılmayacak bu gelişmeden Merkel'ın sorumlu tutulmasının yolunu açmış oldu.”