Gündem
Deutsche Welle

03.11.2014 - Alman basınından özetler

Ukrayna'nın, Rusya tarafından desteklenen grupların işgalindeki doğu bölgelerinde yapılan seçimler ve Dünya İklim Konseyi'nin alarm niteliğindeki raporu.

03 Kasım 2014 12:35


Neue Osnabrücker Zeitung sonuçları sadece Rusya tarafından resmen tanınan Ukrayna'nın Donetsk ve Lugansk bölgelerindeki zoraki seçimin hangi amaçla yapıldığına şu satırları ayırmış:

“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in nihai hedefinin ne olduğu ortada. Donetsk ve Lugansk'ın Rusya'ya sadık milisler tarafından işgal edilmesinden sonra bu bölgeleri siyasi bakımdan Kiev'den tamamen bağımsız kılmak. Rusya henüz paylaşılamayan bu iki bölge üzerinde resmen hak iddia etmekten çekiniyor. Ama aynı zamanda Putin, ABD ve Avrupa Birliği'nin ekonomik yaptırımlarına rağmen Ukrayna'nın doğusunu siyasi ve askeri bakımlardan oldu bittiye getiriyor. Lugansk ve Donetsk'te Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun sözü geçmiyor. Bu bölgelerde Rusya'nın direktifleri geçerli sayılıyor. Soğuk Savaşı andıran iktidar mücadelesi böylece Rusya ile, Kiev üzerindeki nüfuzunu arttıran Batı arasındaki yenişmezlik durumuna dönüşüyor.”

Berlin'de yayımlanan Tageszeitung gazetesinin Ukrayna krizini konu alan yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Seçimi hedef alan eleştiriler, Rusya'nın gönderdiği yardım malzemesine yöneltilen eleştirilere benziyor. Bölgedeki krizin tırmanmasından sorumlu olan Rusya'yı Ukrayna politikası yüzünden eleştirmek için yeterli neden var. Ancak emeklilerin, Kiev'in kestiği maaşını alabilmek için cepheyi aşıp Kiev'in kontrolündeki bir kente sığındığı bir bölgenin halkına Moskova'nın yardım etmesini eleştirmek acaba ne kadar doğru olur?”

İklim koruma raporundaki ürkütücü veriler Alman gazetelerinin yorum sütunlarına da yansıdı. Mainz'da yayımlanan Allgemeine Zeitung konuyla ilgili yorumuna şu fıkrayla başlıyor:

“İki gezegen karşılaşmış. Biri diğerine nasılsın?, diye sormuş. Sorma, hiç iyi değilim, demiş öteki gezegen, ‘homo sapiensim' var. Ona halini soran gezegen de, ‘üzülme benim de vardı, ama geçer', diye karşılık vermiş.

Bu fıkra eskidi ama güncelliğinden hiçbir şey kaybetmedi. Son iklim raporu iklimi insanoğlunun yarattığı medeniyetin ısıttığını gözler önüne seriyor. Almanya gibi gelişmiş bir sanayi ülkesinin bile iddialı hedefler koymasına ve yenilenebilir enerji türlerine ağırlık vermesine rağmen sera gazı emisyonunu azaltamaması karşısında iyimser olunabilir mi? Almanya karbondioksit emisyonunu 1990'dan bu yana yüzde 23 oranında azalttı ama 2020 yılında bu oranı yüzde 40'a çıkarması kolay olmayacak. Sera gazı miktarı 2009'da asgari seviyeye indikten sonra tekrar artmaya başladı. Bunun başlıca nedenlerinden biri kömürle üretilen elektrik miktarının yükselmekte oluşu. Kişi başına elektrik tüketimi ve motor gücü yüksek otomobillere duyulan hayranlık gösteriyor ki, sadece politikacı ve sanayiciler değil, hepimiz hemen şimdi bakış açımızı değiştirmeliyiz.”

Flensburger Tageblatt gazetesi de Dünya İklim Konseyi'nin raporunu şöyle yorumluyor:

“Rapor iklim politikasında yapılan hataları acımasız bir şekilde gözler önüne seriyor. Berlin'in sık sık övünerek dile getirdiği enerji devriminin iklim değişikliğiyle mücadeleye katkısı şimdiye kadar sınırlı kaldı. İdeolojik nedenlerle nükleer santralların kapatılmasına karar verilmesinin ardından kömürle çalışan termik santraller tam kapasiteyle çalışmaya başladı. Geçen yıl Almanya'da elektrik üretmek için 20 yıl öncekinden daha fazla linyit ve taşkömürü yakıldı. Tüketici elektriğe şimdi daha fazla ödüyor ama temiz elektrik artmıyor.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle