Yunanistan'ın mali durumu, Mısır devlet başkanının Almanya ziyareti ve FIFA skandalı Alman gazetelerinde öne çıkan konular.
Frankfurter Rundschau gazetesinin, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden ayrılma ihtimaliyle ilgili yorumunda şu satırları okuyoruz:
“Almanya Başbakanı Angela Merkel, haftayı Yunanistan konulu kriz toplantılarıyla açtı. Haftanın aynı şekilde sona ermesi de mümkün. Başbakan, Almanya'daki Yediler Grubu zirvesinde başarılı ve dünyaya açık bir ülkenin lideri olarak görünecek. ABD Başkanı Barack Obama açısından ise Merkel, Avrupalıların beş yıldır dünya ekonomisini tehdit eden sorunları çözememiş olmasının baş sorumlusudur. Yunanistan'ın gerçekten devlet iflasını göze alıp ortak para bölgesinden ayrılması Merkel'i, Yediler Grubu zirvesinin başarısızlığa uğraması kadar üzmeyecektir. Bu durumda Merkel dünya kamuoyu tarafından, seleflerinin Avrupa projesi olarak yarattıkları Euro'nun batışından sorumlu tutulacaktır.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung da aynı konuya değiniyor:
“Berlin'deki kriz zirvesinden hem anlaşmazlık hem de uzlaşma haberleri geliyor. Anlaşmazlık, Yunanistan'ın kağıt üzerinde bile kredi yükü kaldıracak durumda olmadığı gerekçesiyle ek borç vermeye yanaşmayan Uluslararası Para Fonu ile AB arasında çıktı. Uzlaşma ise kredisizlikten kaynaklanan maliyeti karşılamaya hazır olduklarını duyuran Euro kurtarıcıları arasında sağlandı. Teknik bir konu olsa da son derece önemli. Yunanistan faiz dışı fazlanın erimesi yüzünden AB Komisyonu'nun en iyimser tahminlerine rağmen borcunu ödeyemeyecek. Sonunda borçları yeniden affedilecek ve bunun faturasını da Avrupalılar ödeyecek. Ama bunlar hemen olmayacak. Önce reform sözü verilecek. Ama aynı zamanda eskisi gibi Tsipras döneminde de kayırmacılık sürüp gidecek.”
Ravensburg'da yayımlanan Schwäbische Zeitung adlı gazete Mısır Devlet Başkanı El Sisi'nin Berlin ziyaretini konu alan yorumunda diktatörün ağırlanmasında aşırıya kaçılmamasını ihtar ediyor:
“Önemli bir diktatör nasıl ağırlanır? Almanya'daki siyasi çevreler bunu iş bölümüyle yapmaya çalışacak. Mısır Devlet Başkanı'nın iki günlük ziyareti, Ortadoğu'da karanlık kişiliklerin sözünün geçtiği bir dönemde Alman dış politikasının imkanlarının nasıl kısıtlandığını gösteriyor. Ziyarete pragmatik yaklaşım gösterilmesi tabii Alman çıkarlarının korunması, İsrail'in güvenliği, Süveyş Kanalı'ndaki Alman gemileri, şiddet eğilimli İslamcıların takibatı ve Alman şirketlerinin Mısır'daki ekonomik çıkarları açısından önemli. Mısır lideriyle diyalogun sürdürülmesi doğrudur. Ama onu gösterişli bir şekilde ağırlamak yanlış olur.”
Haftalık Die Zeit gazetesi Dünya Futbol Federasyonları Birliği FIFA'nin rüşvet iddialarıyla çalkalanmasını konu alan yorumunda şu satırlara yer veriyor:
“Yolsuzluk ve al gülüm ver gülüm kültürü sadece FIFA ile sınırlı değildir. Futbolcu transferinde kulüpler ve danışmanlar kadar antrenör ve idareci de cebini doldurur. Karşılıklı çıkar sağlayanlar sonunda yolsuzluğa bulaşır. Futbol piyasasının mali potansiyeli dudak uçuklatacak boyutlara vardı. 2010 yılında 1,3 milyar Dolar olan geliri 2014'te 2,1 milyara fırladı. Ama maalesef futbol tekele alındı ve küresel bir kuruluşun malı oldu. Böyle olunca da kontrol mekanizması kalmadı. Bu ortamda ahlâk hayal olur, yasalara bağlılık sözde kalır. Sepp Blatter meşin yuvarlağın çevresinde oynanan oyunların otantik ifadesidir.”