Bursa'da Ulubat Gölü, yeşil renge boyandı. Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran gölde alg patlaması yaşandığını belirterek, "Suya karışan atıklar, göldeki azot ve fosfor oranını artırdığı için algler çoğalıyor. Alglerin çoğalması suda yaşayan ve gölden balık yiyen canlılara zarar veriyor" dedi.
310
Alglerin sudaki oksijen oranını düşürdüğünü vurgulayan Doç. Dr. Dalkıran, "Bu durum göldeki canlıların hayatını tehdit ediyor. Suda karışan atıklar, sudaki azot ve fosfor miktarını artırdığı için zamanla alglerin çoğalmasına neden oluyor" dedi.
410
Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran, "Uluabat Gölü'ndeki bu aşırı alg çoğalmaları yılın bu dönemlerinde doğal hale geldi. Bunun çeşitli faktörleri var. Göl, sığ ve verimli bir göl. Besin tuzu açısından beslenmiş bir göl. Bu da azot ve fosfor anlamından zenginleşmiş anlamına geliyor.
510
Bu azot ve fosforun girdisinin sebepleri de var. Gölün sığ ve eski bir göl olmasına bağlı olarak doğal bir azot ve fosfor birikimi var. Bir de tarım ve insan faaliyetlerinden dolayı suya giren bir azot fosfor var.
610
Özellikle son 40-50 yıldır aşırı şekilde azot ve fosforun girmesi özellikle bu dönemlerde alglerin aşırı çoğalmasına sebep oluyor. Her canlının besine ihtiyacı var. Ortamda ne kadar besin olursa buna bağlı olarak da canlılar ona göre artış gösteriyor" dedi.
710
Alglerin çoğalmasının ekolojik zararları olduğunu belirten Doç. Dr. Dalkıran, "En önemli sorunlardan biri yüzeyde bir tabaka oluşturması. Bu da ışığın dibe girişini engelliyor. Işık dibe girmediği zaman da fotosentez yapan organizmaların fotosentez yapamaması anlamına geliyor. Bunun sonucunda da genellikle oksijen üretimi azalıyor. Dolayısıyla oksijen azalması olduğu gibi alglerin çoğalmasına bağlı olarak aşırı oksijenlenme de görülebiliyor. Bu da zararlı" diye konuştu.
810
Uluabat Gölü’nde daha önce karaciğer üzerinde etkili olan bir toksin tespit edildiğini söyleyen Doç. Dr. Dalkıran, "Bu toksin karaciğere etki ediyor. Balıklara besin zinciri yoluyla geçebiliyor. Balıkları tüketen insana, kuşlara geçebilir. Sulama suyuyla toprağa geçebilir ve insanlarda karaciğer zararına sebep olabilir. Bu Türkiye'deki birçok gölde tespit edilen bir durumdur" diye konuştu.
910
Alg patlamalarının düzelmesi için gerekenlerin azot ve fosfor girdisinin azalması olduğunu belirten Doç. Dr. Dalkıran, "Temizlik olayı farklı bir şey. Algler bu dönemde aşırı çoğalıyor, daha sonra ölüyorlar. Öldükleri zaman dibe organik materyal çöküyor. Bu da bakteri faaliyetini artırıp, sudaki oksijeni de tüketebiliyor. Temizlenmesi mümkün değil. Doğal dengeye çok dikkat etmek gerekiyor. Yapılması gereken en önemli şey atıkların doğal sulara karışmasının önüne geçebilmek" diye konuştu.
1010
Atıklarla ilgili arıtma tesislerinin kurulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Dalkıran, "En büyük sorunlardan bir tanesi Kütahya'dan gelen atıklar. Tarımdan gelen sulama suyu dönüşü var. Bundan da azot fosfor girdisi olabilir. Bu da alglerin çoğalmasını tetikliyor. Yapılması gereken en önemli şey çevreyi kirletmemek. Doğal dengeyi bozmamak. Doğal dengeyi bozduğumuz zaman istenmeyen durumlarla karşılaşıyoruz"