Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Göztepe beraberliğini yorumladı: "Kimse kusura bakmayacak; böyle hocaya böyle takım..."

Spor yazarları, Fenerbahçe'nin deplasmanda Göztepe ile 1-1 berabere kaldığı mücadeleyi değerlendirdi. Yazıların tamamını paragraf sonunda adı geçen gazeteleri satın alıp okuyabilirsiniz

30 Kasım 2021 08:47

118

ERMAN TOROĞLU: F.Bahçe teknik direktörünün ne yapmak istediğini, ne yapmamak istediğini bu maçta herkes iyi anladı. Sahada düzgün top oynayan 3-4 kişi varsa bir tanesi İrfan Can'dı. Onu oyundan alıyor, İrfan Can yürürken onun önünden geçiyor, yüz yüze gelmek istemiyor. Olmuyor; sahada yürüyen, hiçbir şey yapmayan Mesut'u 90'da oyundan alıyor, hem de elini sıkarak tebrik ediyor… Eee, yabancılar böyledir, cinlerdir! Kimden tehlike gelecek, kimden gelmeyecek iyi biliyorlar. Mesut istemezse gidecek ama İrfan Can'ın o gücü yok. İyi oynayanı alıyor, kötü oynayanı tutuyor. F.Bahçe'de iş yapacak an az 3 oyuncu yedek kulübesinde. Ama teknik adam onlarla mücadele ediyor. Bunların başında da Pelkas var, bu oyuncuya yazık oluyor. Şöyle bir bakıyorum, 90 dakika boyunca F.Bahçe kalecisi daha zorlandı, Göztepe kalecisi neredeyse hiç zorlanmadı. Bu bize maçın fotoğrafını gösterebilir, fikir verir. Düşünün, böyle bir maçta Mete Kalkavan hiç zorlanmadan kararlar verdi. Ne oldu üçlü oynayacağım diyen Pereira'ya! Bastıra bastıra dörtlüye döndü... Futbolcuların zoruyla. Yani, tükürdüğünü ona yalattılar. Sahanın kenarında da duruşu, yüz ifadesi, vücut dili çok kötüydü. Bunun sorumlusu da kim? Yönetim ve Başkan Ali Koç... (Sabah)

218

AHMET ÇAKAR: Yahu Pereira! Ne kadron kadro, ne sistemin sistem! Bakma geçen hafta G.Saray'ı yendin, takımın başında kaldın… Gittin Olympiakos'a yenildin, dün gece de ligin en zayıf takımlarından birine puan kaybettin. Puan kaybından öte F.Bahçe'nin attığı gol dışında 'ah vah' dedirtecek tek pozisyon yok. Sahada o ana kadar topla en iyi oynayan, adam geçen ve golün de pasını veren İrfan Can'dı. Tuttun onu da oyundan çıkardın. Senin santrforun kim? Ferdi gibi önemli silahı hangi akla hizmet sağ bek gibi kullanıyorsun? Dün geceki maç F.Bahçe için lige tutunma maçıydı. Ama beraberliğe bile şükretsinler. Eskiden F.Bahçe, puan kaybettiği maçlarda bile özellikle 2. yarılarda oyunu domine eden taraftı. Ama dün gece öyle olmadı. Pereira; devre bitiyor daha ideal ilk 11'ini oluşturamadı. Gerçekten F.Bahçe ne oynuyor bilmiyoruz. Belli ki yukarıdan gelen talimatlarla Pereira maaşını kaybetmek istemiyor. Mesut gibi oyuncuya 90 dakika dayanabiliyor ama maçı kurtarabilecek şutu, pası atabilecek İrfan Can'ı oyundan alıyor. F.Bahçe teknik direktörü bu kadar omurgasız olmamalı. Sonuç olarak F.Bahçe günbegün geride kalıyor, ligden düşüyor. Önce Avrupa gitti ve maalesef lig de bitiyor. Herkes sorunlu. Pereira da sorunlu, onu orada tutan yönetim de! (Sabah)

318

GÜRCAN BİLGİÇ: Birden bire kendisini ligin finalinde buldu Fenerbahçe. Bunu anlamayan tek kişi, kenarda takımı yönetsin diye oturttukları Vitor Pereira'ydı. Derbiyi kazandıran 4-3-3'e "kurtarıcı" gibi sarılıp, yine tüm taşların yeri ile oynadı. Oynatmadıkları, oynattıklarından daha çok tartışılıyorsa, bir değil birçok yerde sorun var demektir. İstediğiniz sistem ile oynayın, bir takımı yönetecek yer orta sahası. Bu yüzden Gustavo, Sosa ve İrfan var. Üç günde bir maç periyodunda hep "yorgunluk" bahanesi varsa bir teknik adamın, ligin kendi dinamiklerinden de haberi yok demektir. Ne yazık ki Fenerbahçe böylesine "yetersiz" analiz kabiliyetinin eseri olarak önümüze çıkıyor. Pereira'nın cephesinde "hesap" neydi? Çok düşünmeyin, öyle bir şey yok. Sadece oyuncu yetenekleri üstüne kurulmuş beklentiler var. O yüzden topu ayaklarına alıyorlar ama ne yapacaklarını bilmiyorlar. Eğer hedefiniz varsa, planınız da olmalı. Yolda revize edip, gerekirse düzeltmeler yapacağınız bir harita. Fenerbahçe ise 'kaybolmuş' durumda. Takımını da rakibini de Türkiye'yi de bilmeyen bir hocası var. Onu hâlâ "yeterli" görüp, bağırıp- çağırıp, problemleri çözeceğini sanan da bir başkan... (Sabah)

418

GÜNTEKİN ONAY: Fenerbahçe, iyi oynayamadı ve Vitor Pereira da ciddi hatalar yaptı. Sanırsınız ki bu maç bir kupa maçıydı ve Fenerbahçe, İstanbul’da 1-0 kazandığı maçın rövanşını oynuyordu İzmir’de!. 0-0 iken Göztepe kalesine gitmeyen sarı lacivertliler karşısında golü isteyen ve arayan taraf İzmir ekibiydi. Devreyi 1-0 yenik kapatan Fenerbahçe’de teknik direktör Vitor Perreira’nın rakip kalede hiç fırsat yaratamayan aynı 11 ile sahaya çıkması da açıkçası şaşırtıcıydı. İrfan Can Kahveci’nin şık asistiyle Serdar Dursun skoru beraberliğe taşıdı. Kuşkusuz bu golün ardından ekranları başındaki Fenerbahçeliler “İyi oynamıyoruz ama 1-1’i bulduk. Biraz kıpırdansak bu maçı kazanırız” duygusuna kapıldı. Asist yapan ve ataklara şekil veren İrfan Can oyundan alındı, 90’ıncı dakikada da Mesut’un yerine Szalai skoru tutmak için sahaya sürüldü. Açıkçası Perreira 1-1’i kendi lehine bozmaktan ziyade “Kazanamıyorsam, kaybetmeyeyim” tarzı değişiklikler yaptı. Dünkü 90 dakikadan çıkan net bir çıkarım var; Galibiyeti daha fazla isteyen, 3 puanı kaçıran taraf ev sahibi Göztepe oldu. (Hürriyet)

518

ÖMER ÜRÜNDÜL: İzmir'de futbol kalitesi çok düşük bir ilk yarı izledik. F.Bahçe bu yarıda mücadele eder gözüktü. Ama tek pozisyon dahi bulamadı. Çünkü Pereira'nın alışılmış maceracı kadro tercihleri yine gündemdeydi. Futbolun ruhu orta sahaya bakalım. Crespo, Zajc, Meyer… Bu kadar maç geçti, birbirlerini hemen hemen hiç tanımıyorlar! İkinci faktöre bakalım, ileri uçta solda Mesut, sağda İrfan Can… İkisinin de yapıları kanat forvetine zıt kutup teşkil ediyor. F.Bahçe açısından kaybedilen iki puanın yanında en üzücü tablo, attığı gol dışında tek pozisyon dahi bulamayışlarıydı. Tüm takımda ayakta kalan iki kişi vardı. Crespo ve Kim... Zaten Pereira'nın bu kadar çok taşlarla oynayarak bir türlü istikrarlı bir kadroya ulaşamaması bence en büyük teknik adam yanlışıdır. (Sabah)

618

ŞANSAL BÜYÜKA: Vitor Pereira, perşembe yorgunluğunu düşünerek, radikal değil, makul sayılabilecek bir rotasyonla sahaya çıktı. Maç öncesi söylediği gibi Crespo ve Meyer gibi iki “dinlenmiş” oyuncu ile başladı. Ancak Meyer ile Crespo; oyun kuran değil, rakibi bozan futbolcular...Oysa Fenerbahçe’nin oyun kurmaya, o oyunu rakip alana yıkmaya ihtiyacı var. Oyunu kuracak, maçı rakip ceza alanına yıkacak iki futbolcu var; Biri Mesut Özil, diğeri İrfan Can... Mesut Özil, tartışmasız kariyerini merkez orta sahada yapmasına rağmen, Fenerbahçe’de ısrarla kenarda oynatılınca, o sınırsız yetenekleri kepenk indiriyor, sıradan bir oyuncuya dönüyor. Kala kala, elde bir İrfan Can kalıyor. O da, tek başına kime yetişsin. Hele İrfan’ın bitime 15 dakika kala çıkarılması; resmen çılgınlık... İş yapacak tek adamın var, onu da oyundan alıyorsun. Sabotaj gibi... Fenerbahçe ikinci yarıya, İrfan Can’ın “fırıncı küreğini” andıran sol ayağından Serdar Dursun’un kafasına inen asistle golü buldu, sonrasında orta alanı, oyunu Göztepe teslim aldı. Mesut Özil’i oyundan alıyorsun, Szalai’yi zaten son maçlarda yok sayıyorsun. Golü atmasına rağmen Serdar Dursun’da, Berisha’da, Rossi’de çare arıyorsun. Kimse kusura bakmayacak; böyle hocaya böyle takım... Galatasaray, Olimpiakos, Göztepe maçlarının ikinci yarılarında rakip kalelere gidemedi. Galatasaray ve Göztepe maçlarının ikinci yarılarında birer gol bulmasına rağmen, bunun dışında yarım pozisyon yaratamadı. Bu üç maçta da ikinci yarılarda müthiş baskılar yedi. Raslantı mı bunlar... Hayır değil... Sadece hoca marifetleri (!)... (Milliyet)

718

ERCAN GÜVEN: Ne oynadığı bile belli değildi “büyük” Fenerbahçe’nin. Sinsi bir sıradanlaşma yaşıyor Fenerbahçe. Pereira’nın elinde en kaliteli futbolcuları bile vasat hale geliyor, büyük takım hüviyeti elden kayıp gidiyor resmen. Çünkü yıldız futbolcuları yemeye doymuyor Pereira. Mesut’u, İrfan’ı, Pelkas’ı falan bitirdi şimdi uzatmada oyuna alarak Szalai’yi koydu tabağa.F.Bahçe’nin sadece bu sebepten bile Göztepe’den alınan bir puana “Allah bereket versin” demesi gerekir. Pereira işini bitirdiğinde bu günleri bile özleyecektir. Kıran kırana ikili mücadele ile geçen devrede ne oyun kurabildi Fenerbahçe, ne oyunu sete çevirebildi. Merkezi kullanamıyor, ileride top tutamıyordu ki, bekleri ileri çıksın ve hücuma katılsın. Ne kenar ortası vardı takımın ne adam eksiltmesi, ne de kulübede bir akil adamı!.. Böylece İrfan ve Mesut’un katkıları minimuma inmişti. . Fenerbahçe’nin futbolu galibiyeti işaret etmediği için Pereira yine “ya tutarsa” değişikliklerine girişti. Daha önce Sosa’yı oyuna sokan Pereira, Meyer’in yerine Berisha, İrfan Can’ın yerine Rossi’yi oyuna sürdüğünde maçın son çeyreğiydi. Mesut da iyi değilken İrfan neden çıkar ki? Pereira’nın Mesut’u çıkarıp Szalai’yi alması uzatma dakikalarında gol yememe hamlesiydi sadece. Bir puan fazla bile bu “sıradan” Fenerbahçe’ye. (Milliyet)

818

MEHMET DEMİRKOL: Dün Mesut, İrfan, Ferdi üçlüsünün yaptığı gibi. Bunu da 5 değişiklik paramparça ediyor. Derme çatma, ezberlenmemiş doğaçlama bir oyunu bu kadar değişiklikle uygulamak zor. İkinci ve daha önemli sorun ise daha önce yazdığım gibi güvensizlik. Fenerbahçe huzurunu çok uzun süre önce kaybetti ve bunu bulamıyor. ‘3’lü ve Mesut’ üzerinden oluşturulan baskı, hocanın bozulmaya zaten fazlasıyla yatkın olan dengesini dağıttı. Böyle olunca son 4 sezonda oynadığı 96 maçın sadece yüzde 47’sini tamalayabilmiş olan İrfan Can oyundan çıkarılırken Mesut’a ‘Ben böyle bir şey görmedim’ diyor. (Evet sahanın en iyisiydi) Ama plan, huzur, dirayet... Bunlar olmadan olmaz. (Fanatik)

918

İLKER YAĞCIOĞLU: Bu maç başlangıcıdan son düdüğe kadar Pereira'nın hataları ile dolu bir maç olarak tarihe geçti. Ne çıkan 11, ne de yaptığı ve yapmadığı değişikliklerle bir kere daha bizlere Fenerbahçe'nin hocası olamayacağını gösterdi. Beraberlikte bile liderin 12 puan gerisinde kalacağını düşünürsek kazanmaktan başka çaresi olmayan bir maça bu 11'le çıkmak harakiri yapmaktır. İlk 45 dakika bittiğinde Fenerbahçe'nin isabetli şutu bile yoktu. Peki Pereira ne yaptı? İkinci yarıya hiçbir değişiklik yapmayarak başladı. Demek ki oyundan memnundu. Şansı yaver gitti ve İrfan Can'ın asisti ile Serdar'ın golü geldi. Ama sonra Pereira'nın hamleleri geldi ve sahanın en iyisi İrfan'ı oyundan çıkardı ve herkesi şoke etti. Açıkçası ben Pereira'nın ne yapmak istediğini anlamış değilim. Pereira ile yollar ne kadar erken ayrılsa iyiyidi. (Takvim)

1018

OKTAY DERELİOĞLU: Fenerbahçe adına Trabzonspor'un kazandığı haftada zirve yarışında iddiasını korumak için Göztepe maçı büyük bir önem taşıyordu. Ancak sahaya çıkan Fenerbahçeli futbolcular bu durumun öneminin farkında değil gibilerdi. İlk 45'te isabetli şut dahi atamayan, rakibini hiç zorlayamayan Sarı- Lacivertli futbolcuların görüntüsü beklenenden bir hayli uzaktı. Hücumda bir varlık gösteremeyen Fener, ilk devre Mesut'un pas hatası sonrası yenilen golle sonuçlanınca kabus gibi bir ilk 45 geride kaldı. İkinci devre Serdar Dursun'un erken gelen golüyle Fenerbahçe'de bir kıpırdanma olur diye beklense de Sarı-Lacivertliler oyun üstünlüğünü rakibine kaptırdı. Pereira'nın takımın en iyisi olan İrfan Can'ı oyundan çıkarması da anlamsızdı. (Takvim)

1118

VOLKAN DEMİREL: Sosa'nın ilk 11'de başladığı maçlarda Fenerbahçe sadece bir kez mağlup olmuş. O da geçen Olympiakos maçı. Sosa ile oynayınca Fenerbahçe kazanıyor. Geçen sene, Emre ile çalışmaya başladığımızda Sosa'yı oynatmaya başladık ve top daha fazla bizde kaldı. Son Sivas maçıdaki sıkıntıdan dolayı şampiyonluk gitti. İrfan, Sosa, Mert, Mesut oynayınca top daha fazla bizde kaldı. Onun ismi bunun cismi ile değil. Futbol, futbol oynamayı bilenlerle oynanır. Fenerbahçe'nin yediği golde, Mesut'un o kadar geriye gelip top alması çok doğru değil. Topu ileriye taşıyacak oyuncunun o an olmamasından dolayı orada topla buluşuyor. İrfan golde ortayı yaparken Serdar'ın kafasına çarptırmış resmen.

1218

SERDAR ALİ ÇELİKLER: Tabii onlar kadar Fener'e zarar veren biri de Kibir Abidesi idi. İrfan'ı oyundan aldı ve o da haklı olarak "Böyle bir şey olabilir mi" diyerek başlayan haklı ve doğru bir sinkaf etti. Hakikaten böyle bir şey olabilir mi Anka Kuşu...!!!! Maç boyu hiç ama hiç bir şey yapmayan geberik Mesut'u çıkaramayan, Max Meyer'i sahada tutan, Rossi'sinden ne olursa olsun vazgeçmeyen, aslen Türkiye'yi de Fenerbahçe'yi de pek sallamayan bu hocanın devam etmesi zorlamak demektir. Zorlamaya gerek yoktur. Seneye devam etmenizin mümkün olmadığı bu hoca yerine Ocak ayında gelecek yıl da takımı emanet edeceğiniz bir hoca getirilse daha doğru olur. Hoş sadece Vitor Hoca değil. Zorlanmaması gereken bir de 'Dünya Yıldızı!!!!' Mesut Özil'in durumu var. Keşke bir hata yapıp Barcelona falan alsa...(HaberTürk)

1318

RIDVAN DİLMEN: Fenerbahçe'de başkan ve yönetimin verdikleri bir takım var. Teknik direktörü de yönetim belirlemiş durumda ama Trabzonspor'un 180'lik arabası var, 180'le gidiyor. Fenerbahçe'nin 200'lük arabası var, 120 ile gidiyor. Bugün Fenerbahçe'yi hiç sevmeyen, Fenerbahçe'den nefret eden bir adam olsa İrfan'ı çıkarır. Ya da rakibin hocası böyle bir şey yapabilir. İrfan'ı çıkartırken bütün Türkiye 'Aaa' dediyse burada problem var. İrfan Can'ı çıkartan biri Fenerbahçe'de teknik direktörlük yapamaz. Sezon başından beri Fenerbahçe'de ilk kez Mesut üst üste iki maç oynadı. İrfan Can'ın da 90 dakika tamamladığı maç var mı, merak ediyorum. İrfan'ın çıkarken sinirlenmesi normal. İrfan Can, bugün İngiltere'deki 6 büyük takımda da oynayabilecek isim. İrfan Can'ı çıkartması aklımın ucundan geçmezdi. Berke'yi bile çıkartır derdim, İrfan demezdim. Ali Koç'a da bir başkan olarak üzülüyorum ama teknik direktör inadını doğru bulmuyorum.

1418

ÖNDER ÖZEN: Fenerbahçe kazansa 26 yapacaktı ve ikinci ile aynı duruma gelecekti. Trabzonspor'a favoriler arasından en yakın takım olacak. Beşiktaş'a 6, Galatasaray'a 4 puyan yapacaktı. Bu önemli fırsattı ve kaçtı. Fenerbahçe, Göztepe'ye karşılık veremedi. Fizik olarak karşılık veremedi. Koşunun karşılığı, koşu değildir! Kalitedir! PSG, City'nin karşısına çıktığında, City'nin silahıyla oynamadı! Kalitenin karşısına koşuyla çıktı. Koşunun karşısına, koşuyla çıkılmaz. Hele ki bu Fenerbahçe ise, biri çok koşuyor diye koşu olmaz! Fenerbahçe'nin tarihini inkar edersiniz. Fenerbahçe'nin ihtiyacı olan 3 puandı! Göztepe'yi zaten koşuyla geçemezsiniz. Sizin silahınız, teknik kaliteniz. Türkiye Ligi'nde Fenerbahçe'nin misyonu budur. Teknik kalite, koşuyu paramparça eder. Koşu, tekniği bazen bozar. Ancak gerçek kalite, koşuyu her zaman bozar. Fenerbahçe'de iki kaliteli oyuncu var. Mesut Özil golün yenilmesine sebep oldu. Ancak 10 yılda bir kere olur. Fenerbahçe'de tesadüfen olmuştur. Lionel Messi de bunu yaptı. Fenerbahçe'de kendi kalitesinin altında sezon geçiren 6-7 oyuncu var. Attila Szalai'ya hoca nereden takıldı bilemiyorum. Yönetici oyuncu satmayı düşünür ama teknik direktör, elinde ne varsa ortaya koymak ister. Çünkü antrenörlük böyle bir bakış ister. Pereira'dan 'Oyuncu satılacak, oynatma' şeklinde bir ricada bulunulduğunu düşünmüyorum. Belki daha sert bir savunma istiyordur.

1518

METİN TEKİN: Yılladır sanırım ilk defa oluyor, 14. haftada bu kadar fark... Böyle bir lig yaşamadık. Vitor Pereira için çok sorgulanacak bir maç. Bazen oyuncular, bazen teknik adamlar sorgulanır. Crespo, Meyer ve Zajc orta sahası... İrfan ve Mesut'u ileriye bırakan, oyunu oraya getirmeden galibiyet hayal etmek... Teknik olarak hayal edemiyor. İlk 45 dakika tutmaz, ikinci yarı müdahale edersiniz. İlk yarı Fenerbahçe 1 pozisyona girmedi, 3 pozisyon verdi. Ancak oyuncu değişikliğe ile başlanılmadı. Bunu anlamak mümkün değil. Fenerbahçe için berabere kalmak sorun değil. Bu kadar kötü oynamak, oyunu vermek, sahada varlık gösterememek sorun. Hala bir teknik adamın koşan takımı, koşucularla yenmeye çalışması çok yanlış. Fenerbahçe 'Onlar kadar koşacağız' ile bir takımı yenmeye çıkar mı? Bir de sahada Mesut ve İrfan var! İki oyuncuyu da sahada yok edersiniz. Onlar sahada topa ne kadar fazla dokunursa Mesut ve İrfan olurlar. Vitor Pereira'nın oyun portföyü Fenerbahçe için çok yetersiz.

1618

TÜMER METİN: Ben hakikaten Fenerbahçe'yi izlerken yoruluyorum. Pereira anlamaya çalışırken de yoruluyorum. Fenerbahçe'nin kodları, genleri, oyun oynar, kaliteli ayaklarla oynar. Gol üzerine kurulu sistemle oynar. İlla birinin kadroyu sana söylemesi mi lazım, illa kadroyu yazıp eline vermesi mi lazım kağıdı? Öne geçersen, şunları yap, geriye düşersen şunları yap, falan bunları demesi lazım birisinin. Bu kadar muhafazakar olunmaz, muhafazakar olduğun dakika bu kadar inatçı da olunmaz. Nasıl hayal ediyorsun, neyi hayal ediyorsun, nasıl kazanırım diyorsun? Kafanın hiçbir bölümünde kazanmak var mı? Bu maç başladığı dakikadan itibaren, Pereira'nın kafasında kazanmak var mı? Ben şaşkınlıkla izliyorum, şaşkınlıkla soruyorum. Beraberliğe ancak bu şekilde kitlersin maçı. Kazanmak isteyen herhangi bir hoca, bugün Pereira'nın yaptığı hiçbir şeyi yapmazdı. Galatasaray derbisi öncesinde Pereira'ya dokundular. Şimdi o dokunuşun etkileriyle, dokunulan oyuncuları oynatmak için yine yanlış yollara sapıyor. Oynatayım ben, dokunuldu bana onları oynatmak için yanlış işler yapıyor. Bugünkü görüntü için söylüyorum, İrfan Can, Fenerbahçe'nin kaleye gidebilmesinin tek yolu. Galatasaray maçında bir iki kişi daha sayabilirim ama bugün tek İrfan tek. Pereira, onu dışarı alıyor. Kaybet ya maçı, yine berabere bitsin, sen çıkartma onu. Serdar Dursun'un kafasına bir tane attı, bir tane daha atabilir, bir şey yapabilir.

1718

ENGİN VEREL: Pereira'nın bir tezi vardı, "Trabzonspor Avrupa'da oynamıyor. Biz de elenince şartlar eşit olacak..." Eeee... Kabahatliyi hep dışarıda arayabilirsin, sudan sebeplerle hatalarını görmemeye ve göstermemeye çalışırsın ama bir gün deniz tükenir, biri çıkıp "Kral Çıplak" diye bağırır. Göztepe, ligin iyi futbol oynayan takımlarından biri. Geriye düşmen, hatta maçı kaybetmen de normaldir. Bunlar mantık çerçevesinde herkesin 'Olabilir' diyeceği ihtimaller. Ama hiç kimse Pereira'nın maç 1-1'ken ve galibiyet kovalarken, İrfan Can'ı oyundan almasına "Olabilir" diyemez. Başta maçı anlatan spiker olmak üzere, ekranları başındaki herkes tabelada İrfan Can'ın numarasını görünce, bir "Şok" durumu yaşadı. Yanılıyor olmalıydık ama Pereira bizi yanıltmadı. İrfan Can'ın bu kararı şaşkınlıkla karşılamasına ve söylene söylene kenara gelmesine de hiç kimse anlam(!) veremedi... Bunun tek bir tercümesi var, "Pereira kovulmak ve tazminatını almak istiyor" diyeceğim ama orada da Başkan Ali Koç'un, "Pereira'nın tek kuruş tazminatı yok" sözüne itimat etmek durumundayım... (Akşam)

1818