Spor yazarları, Beşiktaş-Dortmund maçını değerlendirdi: "Şampiyonlar Ligi’nin galasında dram filmi izledik"
Spor yazarları, Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın Dortmund'a 2-1 mağlup olduğu karşılaşmayı köşelerinde değerlendirdiler. Yazıların tamamını, yazarların isimlerinin yanında yazılı olan gazeteyi satın alarak ya da kendi internet sitelerinden okuyabilirsiniz.
16 Eylül 2021 09:35
112
BİLAL MEŞE/MİLLİYET: Devler Ligi’nin tadı başka oluyor, insan, izlerken keyif alıyor. Beşiktaş, ilk sınavında Dortmund’a adeta 20 dakika kök söktürdü, nefes aldırmadı. Bu süreye Batshuayi ile bir pozisyon sıkıştırdık ama atamadık, kaleci kornere tokatladı. Tribünlerin inanılmaz desteğiyle adeta coşan Kartal, mükemmel oynadığı bu bölümde golü kalesinde gördü. 20. dakikada Bellingham, Ersin’in bacak arasından topu filelere gönderirken Kartal şoka girdi. Nitekim Haaland 27’de topu müsait durumda auta gönderdi, yüreğimiz bir kez daha ağzımıza geldi! Valla Pjanic muazzam bir yetenek... Öyle paslar atıyor ki, hepsi başlı başına büyük tehlike... Batshuayi’nin pozisyonunda da pas ondan geldi. İsabetli pasları, sıkışan oyunu açması, asistleriyle Pjanic bana Hagi’yi anımsatıyor. Ofansif oynamak, baskı kurmak tamam, ancak savunma güvenliğini de sıkı tutacaksınız! Valla sadece ilk golde değil, oyunun tamamında Vida’nın yokluğunu hep hissettik. Ender hatalar da yapsa, Vida Vida’dır, Kartal’ın savunmadaki sigortasıdır.
212
UĞUR MELEKE/HÜRRİYET: Dün Dortmund’la Beşiktaş’ı ayıran bir başka fark da bence taktiksel sadakatti. Birinci golü atan Bellingham o sırada sağ iç oynuyordu. Ve sahada eşleştiği adam Beşiktaş’ın sol içi Atiba’ydı. Maalesef Atiba kaçırdı o eşleşmeyi. Bellingham ikinci golü yarattığında da sol içteydi ve eşleşmesi bu kez Pjanic’ti. Olanları biliyorsunuz. Futbolda çağın en temel prensiplerin biri taktiksel sadakat. Yerinizi, rolünüzü, adamınızı kaybetmeyeceksiniz. Kaybederseniz böyle kesiyorlar faturayı.
312
LEVENT TÜZEMEN/SABAH: Dortmund takım halinde hareket ederken, Beşiktaş bireysel becerilerle ön plana çıkmaya çalıştı. Beşiktaş'ın ataklarında ön plana çıkan Batshuayi hücumda yeterli destek bulamadı. Tek vuruşu düşünmediği için maçın başında golü kaçıran Larin hem etkisiz hem de oyunda uzun süre gereksiz kaldı. Vida'nin yokluğu Beşiktaş savunmasının uyumunu olumsuz etkiledi. Welinton-Montero ikilisi rakibi karşılamada pozisyon hataları yaptı. Rosier ile N'Sakala kanatlardan etkili bindirmeler yapamadı. Haaland'ın golünü Beşiktaş resmen rakibin taç atışından yedi. Devler Ligi seviyesinde böyle hata olmamalı. Haaland'ı izlerken Norveçli oyuncunun fizik gücüne, çabukluğuna, hızına, pozisyon ısrarına hayran oldum. Beşiktaş kaybetti ama mücadele olarak maç boyu hiç geri adım atmadı. Ligdeki 5 maçı 8+3 kuralıyla oynayan Sergen Yalçın'ın kadroyu yabancı oyunculardan kurması Beşiktaş'ta bence uyum sorunu yarattı. Kadroda bu kadar radikal bir değişiklik şart mıydı? Keşke Larin'in yerine Kenan, Atiba'nın yerine de Salih ile başlasaydı. Kenan- Salih girince Beşiktaş daha etkili oldu.
412
ALİ GÜLTİKEN/SABAH: Beşiktaş bu sezon çok önemli oyuncuları kadrosuna kattı. Bu oyuncular hem heyecanlandırıyor hem de doğal olarak büyük beklenti yaratıyor. Maçın ilk 15 dakikası bu heyecana ve beklentilere cevap verdi. Taraftarın, Beşiktaş'ın bu bölümündeki oyunundan keyif aldığını düşünüyorum. Batshuayi'yi, Ghezzal'ı, Pjanic'i izlemek güzel bir şey. Ama iş skor beklentisine geldiği zaman görüntü değişiyor. Şampiyonlar Ligi oyununda işin ana noktası savunmadan geçiyor. Hem bireysel hem de bütün halinde doğru savunma yapmak bu seviyenin olmazsa olmazı. Hele Dortmund gibi bir takıma karşı oynuyorsanız, birinci önceliğinizin bu olması gerekiyor. Önce savunma, sonra beklenti. Bu adımları attığında ileride oynayacağı maçlarda maçı bitiren Beşiktaş'ı göreceğiz. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta daha var. Şampiyonlar Ligi sonuçlarının ligde güvensizliğe yol açmasının önüne geçmek lazım. Lig başka Şampiyonlar Ligi başka.
512
ATTİLA GÖKÇE/MİLLİYET: Şampiyonlar Ligi’nin galasında dram filmi izledik. Beşiktaş, evet, kendi sahasında Vodafone Park’ta oynuyordu ama, ancak 20 dakika dayanabildi. Sonrasında alışmadığı bir oyun, bilmediği bir futbol diliyle karşı karşıya kaldı. Oyunun başlarında Batshuayi’nin topla buluşması umut veren bir şuta dönüştü. Dortmund kalecisi güçlükle kornere attı. Sonrasında Pjaniç, Ghezzal, Rosier ve N’Sakala ile oyun kurmaya, pozisyon oluşturmaya çalıştı şampiyonumuz. Ancak Dortmund’un kalabalık oluşturan savunmasında top kayıplarından kurtulmak pek mümkün olmadı. Josef, biraz da Vida’nın yokluğunda daha tedbirli davranarak savunma dörtlüsünün önünde “ihtiyat” nöbeti tutarken oyuna bildiğimiz katkıyı sunamadı. Pjaniç ise iki şık top atıp kendini gösterdikten sonra durakladı. Ghezzal, Rosier ve Batshuayi’nin gayretleri de işe yaramadı.
612
ATTİLA GÖKÇE/MİLLİYET: Borrusia Dortmund, eksik oyuncularına rağmen dün sahada fazla olan takımdı. İki ülke futbolu arasındaki fark, üzücü biçimde ortaya çıkıyordu. Almanya temsilcisi, topu çok gezdirerek, fazla pas yaparak değil, uzun toplarla atak pozisyonuna geçip fırsatçı adamlarıyla golleri buldu. İkinci yarıda Beşiktaş biraz daha kendi gibi oynadı. Topu kullanmaya başladı.Larin-Kenan, Atiba-Salih, Ghezzal-Gökhan değişikliklerinden sonra oyun karşılıklı ataklara dönüştü. 90+4’de Pjaniç’in kullandığı serbest vuruşu kafa ile tamamlayan Montero seyirciye teselli veren golü attı. Bu maçtan çıkan bir ders var. Süper Lig’de oynadığı her rakibe kendi oyununu kabul ettirerek savunmaya zorlayan Beşiktaş, zaman zaman da aynı savunma oyununu kendi oynayabilmeli. Hücumdaki çeşitliliğe karşı dün çok fazla pozisyon veren savunma biraz daha organize olmak durumunda. Vida’nın yokluğunda bu gerçeği daha iyi gördük.
712
SİNAN VARDAR/FOTOMAÇ: Beşiktaş yenildi ama öncelikle teşekkür ederek yazıma başlamak istiyorum. Güzel bir Şampiyonlar Ligi heyecanı yaşadık, her şey için teşekkürler çocuklar. Taraftar harikaydı. Muhteşem Beşiktaş taraftarını ne de çok özlemişiz. Beşiktaş, Dortmund karşısında 60 dakika sahada sadece bir Türk oyuncuyla mücadele etti. Bence maçın yıldızı Ersin Destanoğlu'ydu. Son dakikaya kadar maça ortak eden isimdi. Batshuayi'nin maçın ilk dakikalarında vurduğu şut gol olsa, ikinci yarıda yine Batshuayi ve Atiba girdikleri pozisyonlarda biraz dikkatli olsalar Beşiktaş belki de sahadan puan ve 3 puanla ayrılacaktı ama olmadı, 'sağlık olsun' diyelim. Sergen, Malatya maçı sonrası "Süper Lig performansı Şampiyonlar Ligi'ne yetmez" demişti ve haklı da çıktı. Burada hızlı oynayıp hatayı minimuma indireceksin. Atiba, Larin, Josef tutuk günündeydiler. Rosier savruk ve savunmayı unutmuş sağ kanadı Dortmund koridoru yaptı. Pjanic zaman zaman güzel paslarla takımı ateşlerken Ghezzal'in hala beklenen ritminden çok uzakta olması dikkat çekiciydi. N'Sakala ise hırsıyla takımı ateşleyen isimdi. Oyunu kendi sahamızda kuramazken savunmada de rakibe çok açık verdik. Bu kötü bir sinyaldi. Türkiye'nin en iyi takımı tartışmasız Beşiktaş olduğuna göre dünkü yenilgiden ülke futbolu olarak almamız gereken dersler var.
812
OKTAY DERELİOĞLU/TAKVİM: Beşiktaş, Dortmund karşısında zaman zaman iyi oynasa da tam olarak istediklerini yapamadı. İlk bölümde Batshuayi ile net bir fırsattan da yararlanamadı Siyah-Beyazlılar. Dortmund'un Beşiktaş'a nazaran birkaç gömlek daha üstün bir futbol oynadığını söylersek yanılmış olmayız. Almanlar daha disiplinli, daha kuvvetli bir oyunla İstanbul'dan galip ayrıldı. Dün Ersin'i yediği ilk golde hatalı görsek de genç kalesi özellikle ikinci yarıdaki kurtarışlarıyla farkın açılmasını önledi ve takımını ayakta tuttu. Eğer Beşiktaş ikinci yarıda biraz erken devreye girebilse sonuç belki daha farklı olabilirdi ama farkı bire indiren gol Montero ile duraklamalarda geldi bu da Beşiktaş'a kalan dakikalarda gol için yetmedi.
912
REHA KAPSAL/FOTOMAÇ: Şampiyonlar Ligi güçlü ve farklı bir organizasyon. Dortmund gibi yüksek tempolara çıkan oyun kalitesi ve ezberi iyi bir takımla oynamak da kolay değil. Beşiktaş, Sergen Yalçın'la beraber ülkemizde olumlu ve farklı oynayan bir takım.
1012
REHA KAPSAL/FOTOMAÇ: Pjanic'in duran topta gösterdiği farkını, hareketli oyunda Beşiktaş'ın saha içindeki hücum gücünün daha iyi olması için daha fazla rakip yarı alanda oynaması gerek. Dortmund sürü halinde hem savunma hem hücum yaptı. Ön alan baskısı ve hatlar arasında çok iyi baskı götürüp aynı şekilde de sahanın her yerinde de hücumda da 2'ye 1, 3'e 2, 4'e 3 gibi bir fazla oyuncuyla hücum etti. Böyle maçlar bir takımın kendi gücünü ve seviyesini görmesi açısından çok önemlidir. Oyuncular için de Sergen hoca için de müthiş bir tecrübedir. Beşiktaş takımı tabii ki böyle marketing değeri yüksek bir takımla karşılaşınca bir puan alsa bile çok önemliydi. "Ama yenildiğinde de saha içinde mutlaka dersler de çıkarmalı." En büyük kazancı da bu olmalı, geriye kalan gruptaki oynayacağı 5 maçı için. Çünkü saha içinde güçlü ve sağlam bir organizasyonu olan, üst seviyede bir takıma karşı oynadılar. Beşiktaş da saha içinde demekki Şampiyonlar Ligi organizasyonu mutlaka daha üst seviyelere çıkarması gerekir bu rakiplerle gruptaki yarışması için. Böyle mağlubiyetlerin geri bildirimini doğru aldığınız zaman kaybederken de çok şey kazanırsınız. Beşiktaş mağlup oldu ama saha içinde mutlaka öğreneceği çok şeyi de cebine koyduğunu düşünüyorum.
1112
SERDAR SARIDAĞ/MİLLİYET: İlk gol 20. dakikada Belingham’ın ayağından geldiğinde klasik “adamlar bir kere geldi, o da gol oldu” klişesini kullandık. Evet Beşiktaş sahaya karakterini koydu. İlk gole kadar biz de pozisyonlara girdik. 6. dakikada Batshuayi çok iyi vurdu fakat kaleci Kobel de çok başarılıydı. 13. dakikada Atiba arka direkte kafayla Batshuayi’nin önüne indirdi ama yine Kobel araya giren isim oldu. Belli ki Sergen Yalçın bu dakikalara bir gol sığdırmak istedi. Hoca, golü bulsa muhtemelen o tempoyu aşağıya çekerek Dortmund’un alacağı riskten yararlanmaya çalışacaktı. Tam devre biterken Haaland’ın attığı golle soyunma odasına giden Beşiktaş, dönüşte umut veren bir futbol oynadı. 67’de Batshuayi karşı karşıya durumda golü bulsa her şey farklı olabilirdi. Çünkü 2-0 önde olan Dortmund hem maçı soğutmak hem de zamanı harcamak için ince ince çalışıyordu. 90+4’te Montero’nun attığı golden sonra bu işi daha da abarttılar. Özetleyecek olursak Beşiktaş mağlup oldu ama bu maç aynı zamanda önemli bir test maçıydı. Hatalardan dersler çıkartılırsa, Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’ne çok yakışır.
1212
MEHMET DEMİRKOL/FANATİK: Beşiktaş herhangi bir lig maçından farklı başlamadı. Orta saha kurgusu yerinde, savunma önde, Ghezzal ve Larin doğru genişlikte... Pjanic yine orkestra şefiydi. To pa sahip olup arkaya Batshuayi’yi kaçırmayı da başardılar. Olmadı. Rose’nin saha kenarında hiç de rahat olmadığı görülebiliyordu. Kaleden Haaland’a atılan uzun toplarda doğru ikili pozisyon almalarla sorun çıkmaması da sağlandı. Sonra her şey değişti. Rose, oyun kuramama sorununu Bellingham’ı biraz daha merkeze çekerek çözdü, Brandt’ı biraz öne attı. Ghezzal-Rosier yıpratıcı bir oyun oynadı ve iki oyuncunun da dengesini bozdu. Dortmund çıkıp yerleştikten sonra yine bildiğimiz baklavaya dönebildi. Ve burada da hızlı ezbere paslarla işi çözdüler.