Sergi için verdiği pozları tepki çeken Uraz Kaygılaroğlu’ndan yeni açıklama: Rahatsızlık uyandırdıysa...

Bir sergi için objektif karşısına geçen oyuncu Uraz Kaygılaroğlu’nun pozları sosyal medya büyük tepkiye tepkiye yol açtı. Fotoğraflarda parçalanmış kadın bedenlerinin yer alması, kadın cinayetlerini üzerinden büyük eleştiri aldı. Kullanıcılar, fotoğrafların kadın cinayetini meşrulaştırdığını ve “şiddet pornografisi” oluşturduğunu söyledi. Eleştirilere karşı ilk açıklamasında “Sakin olalım” yanıtı veren Kaygılaroğlu, bu açıklamaya da tepki gösterilince özür diledi.

18 Nisan 2024 14:04

120

Sergi için verdiği pozlar tepki çeken Uraz Kaygılaroğlu’ndan yeni açıklama: Rahatsızlık uyandırdıysa

220

Ünlü oyuncu Uraz Kaygılaroğlu, fotoğraf sanatçısı sevgilisi Sayna Soleimanpour’un “Life in Plastic” adlı sergisi için objektif karşısına geçti. Sanatçının sergi için verdiği pozlarda, parçalanmış kadın bedenlerinin yer alması dikkat çekti.

320

Sergi için çekilen fotoğraflardaki kadın bedeni detayları ise sosyal medyadaki kullancılar tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

420

Kullanıcılar sergideki fotoğrafların yılda yüzlerce kadının öldürüldüğüne, bazı kadınların parçalanarak öldürüldüğüne dikkat çekerek, sergideki pozların kadın cinayetlerini görselleştirdiğini söyledi.

520

Sergi için verdiği bazı pozlar ağır eleştirilere yol açan oyuncu Uraz Kaygılaroğlu ise tepkiler üzerine açıklama yapmak durumunda kaldı.

620

İlk açıklamasında Şems-i Tebrizi’nin "Her an, her nefeste yenilenmeli, yepyeni bir yaşama doğmak için, ölmeden önce ölmeli” sözüyle başlayan Kaygılaroğlu, “Sayna Soleimanpour, bir oyuncak bebek gibi hapsolduğumuz, bir yandan da bize konforlu ve güvenli gelen etiketler, tanımlar, görevler kutusunun içinden çıkmaya çalışıyor” dedi.

720

“Sakin olalım dostlar” diyen Kaygılaroğlu, “Life in Plastic serisinde Soleimanpour'un yanışını, kalbini göğsünden çekip çıkarışını, ruhsal parçalanmalarını, maskeleriyle yüzleşip kimliksiz kalmasını, Jacques-Louis David'in Marat'ı gibi ölüşünü, doğanın -insan doğamızın kendini yeniden doğuruşunu, yeni yazılımını, kozadan çıkışını görüyoruz” dedi.

820

İlk açıklama şöyle: “Sayna Soleimanpour Life in Plastic. ‘Her an, her nefeste yenilenmeli, yepyeni bir yaşama doğmak için, ölmeden önce ölmeli.’ Şems-i Tebrizi.”

920

“Toplumsal tanımları, kuralları kim, ne zaman, ne için kurguladı? Hareketlerimiz, kararlarımız özgür irademizin birer sonucu mu yoksa fark etmediğimiz, bizden beklenenleri yaptığımız bir manipülasyonun mu içindeyiz?”

1020

“Zihnimizde yarattığımız soyut bir kutunun içindeyiz belki de... Sayna Soleimanpour'un Life in Plastic sergisinde galerinin girişinde ziyaretçilerin de içine girebileceği, bizleri (sanki her daim ısrarla) bekleyen dev bir "biçilen roller" kutusu karşılıyor bizleri.”

1120

“Anne, baba, birilerinin başarılı çocuğu, arkadaşı, eşi, sevgilisi, sanatçı, işçi, beyaz yaka, ünlü, sporcu... Toplumun bize biçtiği rolleri, rollerimize biçtiği davranış kodlarını kurulu birer oyuncak bebek gibi oynadığımız birer kutudayız.”

1220

“Bu sergide kutudan sanatçı ile beraber çıkmak senin elinde... Mavi hapı mı seçeceksin kırmızı hapı mı?”

1320

“Sayna Soleimanpour, bir oyuncak bebek gibi hapsolduğumuz, bir yandan da bize konforlu ve güvenli gelen etiketler, tanımlar, görevler kutusunun içinden çıkmaya çalışıyor.”

1420

“2021 yılında kendini aynen böyle bir kutuda çektiği "You can be anything - If we let" fotoğrafından başlayarak kendini özgürleşmek için çıktığı yolda, yaşadığım hayat plastik mi, diye soruyor: "Gerçekten mutlu muyum? Bu cümleleri neden seçtim? Tercihlerimin ne kadarı bana ait?”

1520

“Ben olmak ne demek? Anılarım gerçek mi? Rüyada mıyım?" Yaşadıklarını, hayatta zorlandığı engelleri, bizlere empoze edilenleri düşünerek kendi içinde, sorularında ve hayat dediğimiz rüyada kayboluyor. Girdaplara giriyor, yanıyor, maneviyata yöneliyor, okuyor, düşünüyor, sorguluyor, pişiyor.”

1620

“Life in Plastic serisinde Soleimanpour'un yanışını, kalbini göğsünden çekip çıkarışını, ruhsal parçalanmalarını, maskeleriyle yüzleşip kimliksiz kalmasını, Jacques-Louis David'in Marat'ı gibi ölüşünü, doğanın -insan doğamızın kendini yeniden doğuruşunu, yeni yazılımını, kozadan çıkışını görüyoruz.”

1720

"’Yandım, piştim. Ölmeden önce öldüm. Varoluşuma dair herşeyi kucaklamam gerektiğini öğrendim. Ve sonra... Yeniden doğdum.’ Peki ya sen, buna cesaret etmeye hazır mısın? Sakin olalım dostlar”

1820

Ancak Kaygılaroğlu, ilk açıklamasına da tepki gelince bu kez özür açıklaması yaparak, şöyle dedi:

1920

“Sosyal medya ve basında hakkımda çıkan haberlere ve tepkilere cevap verme ihtiyacı duydum. Amacım hayatımdaki özel birinin sanat çalışmasına destek vermekti.”

2020

“Verdiğim destekten ötürü ortaya çıkan görseller toplumumuzda rahatsızlık uyandırdıysa bunu sadece ‘sanat’ diyerek geçiştiremem ve çok üzüldüğümü belirtmek isterim. Amacım hiçbir şekilde kötü duygular uyandırmak değildi. Bu sebeple herkesten özür diliyorum.”