BBC yazarlarından Duncan Bartlett Longyearbyen’ın yolunu tuttu ve ölmenin yasak olduğu bu ilginç yerle ilgili oldukça şaşırtıcı bilgiler edindi. İşte ölmenin yasak olduğu Longyearbyen kasabasının ilginç hikayesi
28 Aralık 2020 11:28
119
Kuzeyde 78. paralel üzerindeki Longyarbyön, Norveç'in kuzey sahili ile Kuzey Kutbu arasındaki Svalbard takımadalarından birinin üzerinde.
219
Kasaba, bir dağın eteğindeki rüzgâra korunaklı vadiye inşa edilmiş küçük ahşap evlerden oluşuyor.
319
1500 nüfuslu kasabada böyle bir uygulamanın detaylarına gelecek olursak, bunun sebebini kasabanın aşırı soğuk olması olarak özetleyebiliriz. 1917’de çıkan bir salgında nüfusun önemli bir kısmının ölmesi yüzünden yapılan araştırmada ise bu virüsün sebebinin 70 yıl önce mezarlığa gömülmüş bir ceset olduğu ortaya çıktı.
419
Soğuk hava yüzünden deformasyona uğrayamayan cesetler halkı salgın tehlikesiyle baş başa bırakıyordu. Bu sebeple bilim insanları burada defin işlemi gerçekleştirmeyi yasaklamış durumda. Kasabadaki bir diğer garip şeyse 1500 kişi dışında popülasyonun büyük bir kısmını kutup ayılarının oluşturuyor olması.
519
Buraya gelip de ağır şekilde hastalandıysanız, bir uçağa bindiriliyorsunuz ve ömrünüzün son günlerini Norveç'in başka bir yerinde geçiriyorsunuz. Uçağa yetişemediniz ve hastalığa ya da kazaya uğradıysanız, o zaman da bu topraklara gömülemiyorsunuz.
619
Longyarbyen’in hikayesiyle ilgili çok ilginç detayları BBC yazarlarında Duncan Bartlett kaleme aldı. Bartlett bölgede yaşayan psikoterapist Kristin Grotting'in misafiri oldu ve Longyarbyen hakkında ilginç bilgiler edendi. İşte Bartlett’in Longyarbyön kasabasıyla ilgili izlenimleri…
719
Kristin Grotting, psikoterapist. Buraya 12 yıl önce yerleşmiş. Açık renk cildi yazları sürekli gökyüzünde parlayan güneşin etkisiyle kızarmış. Kutup bölgesinde, mart ile ekim arası uzun bir tek gün gibi. Güneş hiç batmıyor. Ama hiç bir zaman da pek ısıtmıyor.
819
Longyarbyön körfezine bakıyoruz beraber. Açıklıyor, eskiden sürekli buz olan bu körfez, artık kış ortasında bile donmuyor. Çevresindeki buzullar da giderek eriyip küçülüyor. Çok değil on yıl kadar önce, kar motosikletleriyle gezdiklerini anlatıyor körfezin üzerinde.
919
Şimdi bu mümkün olmuyormuş. Küresel ısınma Kristin Grotting'i kaygılandıran tek konu değil. Emekli olduğunda ne yapacağını düşünüyor. Çünkü bu kasabada yaşlılar ve bakıma muhtaç insanlar için hiç bir olanak yokmuş.
1019
Yaşlılar için huzurevi yok ama anaokulu var Longyarbyön kasabasının. Kışları aylar süren karanlık gece boyunca çocuklar yaptıkları kocaman ve sapsarı güneş resimleri ve kabartmalarını asıyorlar pencerelere.
1119
Çocukların bazıları psikoterapi kliniğine geliyor. Kristin sürekli kalın kış giysileri içinde dolaşmaktan çocukların kollarını bacaklarını özgürce hareket ettirmeyi öğrenemediklerini anlatıyor. Anaokulunun bahçe duvarı dışında ise çocukları çok daha büyük tehlikeler bekliyor.
1219
Öğretmenler bu yüzden sürekli silah taşıyorlar. Çünkü Longyarbyön 1500 insanın yanı sıra, kutup ayılarının da memleketi. Üniversite birinci sınıfa başlayan her öğrenci, ilköğretim gününde, kutup ayısının nasıl vurulup öldürüleceğini öğreniyor.
1319
İlk tavsiye, "Hayvanın başını vurmak zordur, göğsüne nişan al. Eğer ayıyla karşılaştığında silahın yoksa dikkatini dağıtmak için eldivenlerini çıkarıp uzak bir yere at, belki dikkatini dağıtabilirsin. Eğer ağzını şapırdatır gibi sesler çıkartıyorsa öldürmeye hazırlanıyor demektir. O zaman, ayıya, Longyarbyön'de ölmenin yasak olduğunu hatırlatmayı dene, bakarsın hukuka saygısı vardır"
1419
Longyarbyön'de bu tehlikeli hayvanları meşru savunma dışında öldürmek kesinlikle yasak.
1519
O durumda bile olayı Svalbard valisine bildirmek gerekiyor. Ziyaretine gittiğim, vali Per Sefland'ın ofisinde içi doldurulmuş koca bir kutup ayısı var. "Ben vurmadım" diyor. Vali tam tersine, başkent Oslo'da avukatlık yaparken, sırf doğal hayata düşkünlüğü nedeniyle buraya tayinini istemiş.
1619
Sefland'la birlikte kasabanın kızaklarını çeken huski köpeklerini görmeye gidiyoruz. Çalışmadıkları zamanlarda, köpekler körfeze bakan bir merkezde büyük kafesler içinde yaşıyor ve balıkçıların getirdiği fok etleriyle besleniyorlar.
1719
Huskilerin kampının hemen yakınına kutup ördekleri yerleşmiş. Köpeklerin sesinden ürken kutup tilkileri burada onları rahatsız edip yumurtalarını ve yavrularını çalamıyormuş.