Köşe yazarları 31 Mart yerel seçimlerini nasıl değerlendirdi?

01 Nisan 2024 06:01

115

Köşe yazarları 31 Mart yerel seçimlerini nasıl değerlendirdi?

215

Türkiye 31 Mart’ta yerel yönetimleri belirlemek için sandık başındaydı. CHP, 47 yıl sonra ilk kez birinci parti olurken, AKP ise 22 yıl sonra ilk kez ikinci parti konumuna düştü. Peki yazarlar seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdi?

315

Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu: Sağlıklı insanlar da akıl tutulması yaşayabilir. Çok akılcı davranan insanlar da, zaman zaman akıl tutulması yaşayabilirler. Hepimiz, zaman zaman akıl tutulması yaşarız. Hızlı ve doğru karar alma süreçlerinde, normal şartlarda asla yapmayacağımız yanlışlara, bazen “nasıl oldu, nasıl olabiliyor” diye sorgulama yapa yapa imza attığımız/attığınız olur. Dün de 61 milyon seçmen nezdinde, bir akıl tutulması yaşandığı kanaatindeyim. Şu il, bu il özelinde söylemiyorum. Tabii ki bazı illerde yaşanan akıl tutulmasının, çok daha yüksek dozlu olduğu kanaatindeyim. Bunların birincisi İstanbul, ikincisi Ankara’dır.. Ama genel tablo da, bu iki ilden farklı değil. Türkiye genelinde fotoğraf; üç aşağı beş yukarı aynı olduğu için, tüm fotoğrafa bakarak söylüyorum.. Seçmen, akıl tutulması yaşıyor.

415

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu: 31 Mart seçimleri Erdoğan’ın iktidarına vurulmuş en büyük darbe oldu. Halk, sadece 10 ay önce ülkeyi düze çıkarmak için bütün yetkileri isteyen Erdoğan’a, 10 ay sonra “Hayır” dedi. Mesele 10 aday, 20 bölge, 30 şehir meselesi değil. Ülkenin kırmızıya boyanmış haritası bize halkın bir karar verdiğini söylüyor. Halk; boşalan cebinin, kaynamayan tenceresinin, karartılan geleceğinin hesabını kesmeye karar verdi. Kendisine en yakın, en görünür protesto tercihini yaptı. Hemen her bölgede “Erdoğan’a dur” diyeceği seçeneklere yöneldi.

515

Karar yazarı Yıldıray Oğur: Sahipsiz memleketin sahipleri, bir yıl önde ülkeyi yönetmesi için destek verdikleri iktidara hem deprem meselesindeki şikayetleri hem de ekonomideki kötüleşme için ağır bir fatura kesti. Bu form pek çok şehirde tekrarlandı. AK Parti’nin kalesi olan pek çok şehirde katılım oranı yüzde 70’in altına düşerken, CHP’nin yönettiği ve kalesi olan şehirlerde katılım yüzde 75’in üzerinde kaldı. AK Partili seçmen en fazlşa sandığa gitmeyerek tepkisini ortaya koydu.

615

Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu: Seçmen dün mesaj vermedi, ötesine geçti. Haritayı değiştirdi… Akla hayale gelmeyecek şehirleri, büyükşehirleri; Bursa, Adıyaman, Amasya, Kastamonu ve İstanbul’un ilçelerini CHP’ye teslim ederek siyaseti sıfırdan dizayn etti. Dün kurulan sandık 14/28 Mayıs’tan çıkan güç dengesine nihayet verdi.Bu seçimin ve Ak Parti’nin ağır yenilgisinin siyasette sarsıcı sonuçları olacaktır.Ak Parti, Erdoğan ile birlikte Cumhur İttifakı seçimin mutlak kaybedenidir. Yenilgi, 14/28 Mayıs zaferini unutturacak kadar ağırdır; telafisi de zor olacaktır.

715

Karar yazarı Mehmet Ocaktan: Ve “Bu ülkede biz ne dersek o olur, kimi hain ya da terörist ilan edersek onun işi biter” siyaseti duvara dayanmıştır. Dahası meydanlarda Gazze’ye selam gönderip, İsrail’e gemiler gönderen siyasi anlayışı seçmen sandıkta yenilgiye mahkum etmiştir. Bu ülkede siyaset yapan herkes bilmeli ki halkın iradesini küçümseyen, kutsal değerler üzerinden bütün toplumu ‘sürü’ye dönüştürebileceğine inanan politika oyunları iflas etmiştir.

815

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek: Ben iktidar liderlerine “emeklilerin, emekçilerin ve yoksulların ahını almayacaktınız” diyerek birkaç gün sonra yeniden konuşacağımız gerçek gündemimize dönmek istiyorum. İktidarın bu seçim sonucundan ders çıkarmasını gerektirecek bir durum olacak mı? Sanmıyorum. Zira bugünden itibaren (bir erken seçim olmazsa) 4 yıl 3 ay yeni bir seçim olmayacak ve iktidardakilerin hesap vereceği bir ortam olmayacak. O nedenle vatandaş açısından durumun gittikçe kötüleşmesi, iktidarın vatandaşın canını sıkacak acı reçetelere başvurması muhtemel.

915

Sözcü yazarı Rahmi Turan: Haftalardır “Vatandaş iktidara sarı kart gösterecek” diyorduk. Fakat ... Sonuçlar “sarı kartı” da aştı. Seçmenin iktidara sert bir tokadıdır bu... Ve “Kendine gel! Adımlarını doğru at, bu ülke sahipsiz değil” demektir. Sonuçların en belirleyici sebebinin, ekonominin perişanlığı, enflasyonun sürekli yükselmesi, paramızın pula dönerek insanlarımızı yoksullaştırması olduğunu düşünüyorum. Yarı aç-yarı tok yaşayan emekli vatandaşlarımızın haklı tepkisini de unutmamak gerek!

1015

Sözcü yazarı Necati Doğru: Halk sandığa sahip çıktı. Sandığa ne girdiyse o çıktı. Kavgasız, gürültüsüz, kansız, yüz ağartıcı bir seçim oldu. Demokratik olgunluk kazandı. Sandıklar açıldı. İçinden halkın yazdığı son mektup çıktı. Mektup “İktidar gemisi AKP battı, muhalefetin CHP gemisi kaptanları fırtınayı atlattılar” diye başlıyor. Ben bu yazıyı yazdığım saatlerde belli olan sonuçlara göre halkın Tayyip Erdoğan’ın “hem muktedir, hem bağıran, hem azarlayan, korkutan ve hem de sabredin yine beni seçin diyen halinden” halkın büyük çoğunluğunun rahatsızlık duyduğu ortaya çıktı.

1115

Karar yazarı Yusuf Ziya Cömert: İlk izlenim. Milletin kafası fena bozulmuş. Neye bozulmuş olabilir? Genel olarak ekonomideki bozuk gidişata bozulmuş olabilir. ‘Para’ toplumdaki en yüksek değerlerden biri. Hadi her şey demeyelim, bir sürü şey parayla ölçülüyor. Paranın ayarı bozulunca vatandaşın ayarı da bozulur. Paranın ayarındaki bozulmayı geçen mayıs ayında tam olarak idrak edemeyen vatandaş 9 ayda konuya vakıf olmuş olabilir. Ya da mayısta muhalefetin işlemeye çalıştığı tezler bu martın sonuna doğru etkisini icra etmeye başladı.Emekliler de çok öfkelenmiş, öyle anlaşılıyor.

1215

Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay: Genel seçimlerden sadece 10 ay sonra girilen mahalli seçimlere nazaran çok bariz farklar bu seçimlerin 22 yıllık siyasi süreçte ülkenin önemli bir kavşak noktasına gelmiş olduğuna işaret ediyor, diyebilir miyiz? Hiç kuşkusuz enine boyuna değerlendirilmesi gereken ve siyaset adına uzun süredir oluşturduğumuz ezberleri gözden geçirmemizi gerektirecek bir tablo ile karşı karşıyayız. 

1315

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi: Bu seçimlerde sandıktan iktidara ve muhalefete yönelik önemli mesajlar çıktı. Milletin iradesine saygı duymak gerekiyor. Milletin kararının başımızın üstünde yeri var. Milletin seçim sandığından verdiği mesajı da doğru okumalı. Seçim sonuçlarıyla kavga edilmez. Akıllı siyaset, sandıktan ders çıkarır. Seçmenlerin verdiği mesajları doğru analiz eder.

1415

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, artık siyasetin önemli aktörleri haline gelmiş durumda. Kılıçdaroğlu’nun ardından lider olarak girdiği ilk seçimde CHP’ye zafer kazandıran Özgür Özel, rüştünü kanıtlamış oldu. CHP, makus talihini ilk kez yendi. Yıllardır yaşadığı seçim mağlubiyetlerinin ardından ilk kez zafer kazandı. İYİ Parti, bu seçimde resmen ve alenen bitti. Meral Akşener, artık siyaseten ayakta kalamaz. DEM Parti seçmeni İstanbul’da Leyla Zana ve Ahmet Türk çizgisine yüz vermedi. Belirsiz ittifak çalıştı: DEM’in oyları CHP’ye gitti. CHP’nin “Biz ittifakı sandıkta yapacağız” söylemi tuttu. Gerçekten de ittifak, sandıkta yapılmış oldu.

1515

Halktvcomtr yazarı Mehmet Tezkan: 31 Mart, ‘sonuçta belediye başkanlığı seçimi, CHP iyi adaylar çıkardı, hayat pahalılığı etkili oldu kazandılar’ denilerek geçiştirilecek seçim değil… Erdoğan partisinin balkonuna çıkarak yenilmedik, irtifa kaybettik duygusu vermeye çalışsa da, toparlarız mesajı verse de, dört yıl daha iktidarda olduğunu vurgulasa da, tabanına moral vermeye çalışsa da kendisi de biliyor ki bu seçim çok farklı anlamlar taşıyor… Bu seçim çok farklı mesajlar içeriyor… Seçmen AKP’yi 22 yıl sonra birincilik tahtından indirerek yeter artık dedi… Keyfi yönetimin… İtaat ve biat kültürünün… Oy vermeyene hizmet yok anlayışının… Parti devlet yönetiminin… AKP devletinin… Ilımlı otokrat rejimin ipini çekti… Seçim haritasını önünüze koyun. AKP’nin durumuna bakın. Sarı boyanın azaldığını göreceksiniz. Sarı boyalı iller Orta Anadolu’ya sıkıştı ve Doğu Karadeniz’de birkaç il dışında denize çıkışı kalmadı. Batı illeri tamamen kırmızıya (CHP) boyandı.