George Orwell’ın bütün insani faaliyetlerin gözlem altında olduğu ve bağımsız düşüncenin bütünüyle baskı altında tutulduğu distopik gelecek tahayyülü, Amerikan Kütüphaneler Birliği’nce “totaliter yönetimler ve sansüre ilişkin kasvetli bir uyarı” olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Manidar olan, komünizm-taraftarı olarak yaftalanan kitabın alttan alta Sovyet rejimini eleştirdiği gerekçesiyle SSCB’de de yasaklanmasıydı.
220
Carroll’ın 1865 tarihli kitabı çoğu okur için çocukların imgelemini kuşaklar boyunca cezbeden, zarif bir keşif öyküsüdür. Ne var ki Çin’de tehlikeli ölçüde tahripkâr özellikler taşıdığına kanaat getirilen kitap bilinç dönüştürücü maddelere yaptığı anıştırma gerekçesiyle değil, hayvanlarla konuşma faslı nedeniyle 1931 yılında Hunan eyaletinde yasaklandı. Vali Ho Chien’e göre, havyanlarla insanoğlunu aynı seviyeye koymak “felaket” bir şeydi.
320
Ergen yaştaki bir Alman kızın Nazilerden saklandığı ve sonrasında Bergen-Belsen toplama kampındaki günlerini anlattığı günlüğü ilk yayımlandığı 1952’den bu yana 60 dile çevrildi ve bütün dünyada 30 milyon sattı. Buna karşın kitap Yahudileri olumlu bir şekilde gösterdiği gerekçesiyle Lübnan’da yasak. “Schindler’in Listesi (Schindler’s Ark) ve “Sophie’nin Seçimi” de yasaklanan kitaplar arasında.
420
Lacub’un “Güzel ve Çirkin” ya da “Güzel ve Aptal” olarak tercüme edilebilecek kitabı, yazarın Dominique Strauss-Kahn’la olan yedi aylık ilişkisiyle ilgili mahrem ayrıntılar içeriyor. Iacub, metinde adını geçirmese de kitabın kahramanının aslında eski IMF başkanı olduğunu açıklamıştı Nouvel Observateur’e. Fransız mahkemeleri, erkek kahramanını “domuzların şahı” ve “pisliğin şairi” olarak tanımlayan kitabın yasaklanması talebini reddetse de Strauss-Kahn, Lacub ve yayıncısından 50 bin euro’luk bir tazminat koparmayı başardı.
520
ABD ordusunda yarbay rütbesiyle istihbarat subayı olarak görev yapan Anthony Shaffer’ın 2010 tarihli bu hatıratı ABD Savunma Bakanlığı’nın ‘hassas’ bilgilerin ifşa edilmesini engelleme uğruna başvurduğu yöntemler nedeniyle ünlendi: Kitabın yaklaşık 10 bin kopyalık ilk baskısı Pentagon tarafından satın alındı ve imha edildi. Kitap, Shaffer’ın Afganistan’da geçirdiği beş ayı anlatıyor ve Amerikan istihbarat örgütlerinin gizli faaliyetlerine ilişkin ayrıntıları ve iç işleyişlerini anlatıyor.
620
Dan Brown’un, İsa’yı Maria Magdalena’yla evli ve çocuk babası biri olarak tasvir eden olay kitabı Lübnan’da yasaklanırken Katolik liderler tarafından “hakaretamiz” unsurlara sahip olduğu olduğu gerekçesiyle kınandı. Katolik Kilisesi, 2008’de kitabın devamı “Melekler Ve Şeytanlar”ın (Angels and Demons) film uyarlamasının Roma kiliselerinde çekilmesine izin vermedi. Vatikan’ın sözcüsü Peder Marco Fibbi, kararı şöyle yorumladı: Genellikle senaryoyu okuruz, ama bu durumda gerekli olmadı. Dan Brown’un adını duymak bile yeterliydi.”
720
Pasternak’ın Bolşevik devrimi sonrası Rusya’daki hayatı tasvir eden romanı Sovyetler Birliği’nce 1988’e kadar yasaklandı. Kitabın Bolşevik partisine ilişkin açık eleştirileri öylesine bir düşmanlık yarattı ki SSCB vatandaşlığından atılmakla tehdit edilen Pasternak 1958’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü geri çevirmek zorunda kaldı.
820
Birinci Dünya Savaşı’nı yaşayan bir yazarın kaleme aldığı, savaşın vahşetine dair bu cesur roman 1933’te Alman askeri güçlerini olumsuz şekilde tasvir ettiği gerekçesiyle Nazi yönetimi tarafından yasaklandı. Kitap I. Dünya Savaşı üzerine en saygın ve ünlü edebi eserlerden biri olmaya devam ediyor.
920
Lawrence Wright’ın Scientology tarikatının içyüzünü anlatan kitabı doğrudan yasaklanmamasına karşın İngiliz yayınevi Transworld hukuki değerlendirmeler sonrasında kitabı İngiltere’de yayımlamak üzere yaptığı anlaşmayı feshetti. Yayıncının, kavgacılığıyla namlı Scientology’nin açacağı bir davadan ürkmüş olması pekala mümkün görünüyor.
1020
Harry Potter dizisi bütün dünyada 450 milyonun üzerinde satan J. K. Rowling’in muhtemelen okur kaybetmekten yana bir sıkıntısı yok. Ama Harry Potter’ın dünya çapındaki popülerliğine rağmen dizinin ilk dört kitabı Amerika’nın en çok yasaklanan kitaplarından biri olma ‘şerefine’ nail oldu. Cadılığı ve büyücülüğü desteklemekle itham edilen ve “satanist gözbağcılığının başyapıtı” olarak yaftalanan dört kitap ABD’de yasaklandı ve yakıldı; buna karşın birçok okul, velilerin söz konusu kitapları kütüphanelerinden çıkarmaları yolundaki talebine inatla karşı durdu.
1120
Joyce’un bu epik romanı öteden beri modern edebiyatın en önemli eserlerinden biri olarak görülse de ABD’nin ‘şer-karşıtı’ güçleri kitabın mastürbasyona yaptığı metaforik göndermeden rahatsız olmuştu. “Ulysses”, 1921’de görülen ve kitabın ‘muzır’ olduğuna hükmeden bir duruşma sonrasında bu ülkede 1933’e kadar yasaklandı. İlk olarak Paris’te yayımlanan kitap, yazarın ülkesi İngiltere’de de 1930’lara kadar yasaklı kaldı.
1220
Hitler’in bütün dünyada milyonlarca satılan otobiyografi/manifestosu 1945’te Almanya’da yasaklandı. 2010’da, metnin halen Bavyera eyalet hükümetinin elinde tuttuğu telif hakkının süresinin dolacağı 2015’te şerhli olarak yayımlanacağı duyuruldu. Kitaba bütün dünyada birçok kısıtlama ve doğrudan yasak getirildi. Örneğin Polonya’da 1992’ye kadar yayımlanmadı, Arjantin’de ise yayımı ve önemli adetlerde ülkeye sokulması yasadışı sayılıyor.
1320
Lawrence’ın bir yasak aşk ilişkisini anlatan bu cüretkâr romanı İngiltere’de yayımlandığı 1928’den Penguin’in 1959 tarihli Muzır Yayınlar Yasası uyarınca yayın haklarını elde ettiği 1960 yılına kadar yasaklı kaldı. Kitap, savcılık makamının “Bu karınızın ya da hizmetçinizin okumasını isteyeceğiniz bir kitap mıdır?” sorusuna sahne olan bir duruşma sonrasında yayımlanışının daha ilk gününde 200 bin adet sattı.
1420
Orta yaşlı bir adamla 12 yaşındaki bir kızın yasak ilişkisini anlatan bu ünlü roman 1955’te yayımlandı. Bugün, 20’nci yüzyılın en incelikli anlatılardan biri olarak görülmesine karşın İngiliz İçişleri Bakanlığı, İngiliz Gümrük İdaresi yetkililerine kitabın ülkeye sokulan her kopyasına el konulması talimatını verdi. Yasak 1959’a kadar sürdü. Daha sonra kitabın Weidenfeld and Nicolson tarafından yayımı skandal yaratırken yayınevinin kurucu ortağı siyasetçi Nigel Nicolson’ın gözden düşmesine neden oldu.
1520
“Oz Büyücüsü”, çoğumuza masum bir peri masalı olarak görünse de kadın kahramanı, cadılar ve uçan maymunlar gibi “dinsiz” karakterleri vasıtasıyla “sakıncalı” değerleri desteklediği gerekçesiyle 1930’lar ve 1950’lerde olmak üzere iki kez yasaklandı.
1620
Wright, MI5’te casus avcısı olarak çalıştığı dönemde tanık olduğu suikast planlarını, CIA’nin ortaklığıyla düzenlenen komploları ve etikdışı bilgi toplama tekniklerini açıkladığı kitabıyla İngiliz istihbarat örgütünün ipliğini pazara çıkarmıştı. İngiliz hükümetince 1987’de yasaklansa da İskoçya ve Avustralya’da satılmaya devam eden “The Spycatcher”, 2 milyonluk satış rakamına ulaştı.
1720
Rushdie, Hazreti Muhammed’in hayatından esinlenen kitabının yayımı sonrasında Devrim lideri Ayetullah Humeyni’nin hakkında “İslam’a hakaret ettiği” gerekçesiyle çıkardığı bir ölüm fetvasına maruz kaldı. Bütün dünyada Rushdie karşıtı protestolar düzenlenirken İngiltere’de kitabı bulunduran kitabevleri bombalandı. Daha da vahimi kitabın Japon çevirmeni öldürüldü, İtalyan çevirmeni bıçaklı, Norveçli yayıncısı ise silahlı saldırı sonunda yaralandı.
1820
McGahern’ın 1965’te yayımlanan ve İrlanda taşrasında ruhban sınıfı ve aile içindeki cinsel istimarı konu alan kitabı İrlanda hükümetince neredeyse basılır basılmaz muzırlık gerekçesiyle yasaklandı. Tartışma nedeniyle öğretmenlik mesleğinden olan ve inzivaya çekilen McGahern sonraki beş yıl boyunca yeni bir kitap yayımlamayı reddetti. Samuel Beckett gibi ünlü yazarların destek verdiği McGahern’ın kitabına konulan yasak 1972’de kaldırıldı.
1920
Jung Chang’ın, ailesindeki üç kuşak kadın üzerinden anlattığı aile hatıratı, Batılı okurlara Mao’nun Komünist Partisi’nin katı yönetimi altındaki Çin’in sosyal hayatına ilişkin bir fikir veren ilk kitap oldu. 13 milyonun üzerinde satan “Yaban Kuğuları”, bütün zamanların en çok satan edebiyat dışı kitabı olarak kabul edilmesine karşın yayımlandığı 1991 yılından bu yana Çin’de yasak.
2020
İlk olarak 1928’de yayımlanan ve varlıklı bir kadının bir başka kadına duyduğu tutkulu aşkı anlatan roman bugün Hall’un alttan alta kendi cinselliğiyle yüzleştiği otobiyografik bir metin olarak görülüyor. Kitap, öpüşme dışında tahrik edici herhangi bir unsur içermemesine karşın bir muzır yayın davasına maruz kaldı ve “bu türden ahlaksızca etkilere açık kişileri ayartabileceği ve yoldan çıkartabileceği” gerekçesiyle yasaklandı. 1949’da yeniden basılmaya başlanan kitap milyonlarca sattı; hâlâ da lezbiyenlere meşruiyet sağlayan çığır açıcı yapıtlardan biri olarak görülüyor.