DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından hazırlanan Türkiye İşçi Sınıfının Görünümü araştırması yayımlandı. Araştırmada ücret, geçim sıkıntısı, konut, kira, yıllık izin kullanımı, çalışma koşulları, çalışma süreleri, işçi sağlığı ve güvenliği, ayrımcılık, toplumsal cinsiyet, çalışma hayatı sorunlarına bakış, çalışma memnuniyeti, sınıf aidiyeti ve sosyal yaşam gibi konular detaylı şekilde incelendi. Araştırmaya göre işçilerin yaşam koşulları hakkındaki veriler şu şekilde:

07 Ekim 2019 11:58

115

Araştırmaya katılan işçilerin yüzde 35,6’sı çocuk sahibi olduğunu söylerken, yüzde 64,4’ü hiç çocuğu olmadığını belirtmiştir. Çocuk sayısına ilişkin değerler çocuk sahibi olan işçiler üzerinden hesaplanmıştır. Araştırmaya katılan işçilerin ortalama çocuk sayısı 2,05 olarak hesaplanmıştır. Erkek işçilerde ortalama çocuk sayısı 2,08 iken kadın işçilerde 1,95’tir. İşçilerin büyük bölümü iki çocuk sahibidir (yüzde 41,6). Tek çocuğu olduğunu belirten işçilerin oranı ise yüzde 32,8’dir

215

DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

315

Araştırma kapsamında işçilerin ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,54’tür. Bu sayı TÜİK istatistiklerinde 3,4 olarak belir- lenen hanehalkı büyüklüğüne oldukça yakındır.32

415

İşçiler için refah göstergesi niteliğinde olan konut sahibi olmak, işçilerin gelirinin büyük bir bölümünün kira yerine diğer ihtiyaçlara harcanması anlamına gelmektedir. TÜİK Hanehalkı Tüketim Harcaması Araştırması’nın 2017 so- nuçlarına göre, Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 24,2 ile konut ve kira harcamaları almakta; konut ve kira harcamalarına en yüksek payı ayıran il yüzde 30,7 ile İstanbul, en düşük payı ayıran bölge ise yüzde 21,8 ile Doğu Karadeniz bölgesi olmuştur.33 Bu araştırmanın sonuç- larına göre konut sahibi olanların oranı yüzde 44,4’te kalırken, işçilerin yüzde 53,5’i kiracı olduğunu belirtmiştir. TÜİK verilerine göre Türkiye konut sahipliği oranı yüzde 59,7’dir. Buna göre işçilerin konut sahipliği oranı Türkiye oranına göre düşük kalmaktadır.

515

DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

615

DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

715

Araştırma kapsamında ücret, yevmiye, prim ve sosyal ödemeler birlikte düşünüldüğünde işçilerin aylık net ortalama kazancı sorulmuştur. Bu türden tüm ücret ve benzeri ödemeleri kapsayan işçilerin aylık ortalama giydirilmiş ücreti 2017 sonbahar itibariyle 1899 TL’dir. Araştırmanın yürütüldüğü 2017 yılında net asgari ücret 1404 TL olarak belirlen- mişti. Araştırma sonuçları işçilerin ücret düzeyinin asgari ücrete yakın olduğunu göstermektedir. Araştırmada 1400 TL eşiği dönemin asgari ücretine karşılık geldiği için esas alınmıştır. Araştırmadaki çeşitli tablolarda yer alan ücret aralıkları 2017 yılı asgari ücreti dikkate alınarak değerlendirilmelidir. İşçilerin yüzde 16,4’ü asgari ücretin altında ücret aldığını belirtmiş, yüzde 50,5’i ise 1401-2000 TL aldığını söylemiştir. 1401-2000 aralığı asgari ücret ve asgari ücret civarında (asgari ücret komşuluğu) ücret alanları ifade etmektedir. Sonuç olarak 2017 sonbahar aylarında işçilerin yüzde 66,9’u 2000 TL’den az bir gelir elde etmektedir. Bu durum asgari ücretin ortalama ücret seviyesine çok yakın olduğunu göstermektedir. 2001-3000 TL arası ücret alan işçilerin oranı yüzde 23,3 iken, 3000 TL’den fazla gelire sahip olanların oranı yüzde 5,1 ile sınırlıdır. 4000 TL’den fazla aylık net geliri olan işçilerin oranı sadece yüzde 2,5’tir. Ücret ve gelir sorusunu yanıtlamayanların oranı yüzde 3,8’dir (Grafk 8). Araştırma kapsamında işçilere sorulan “Ücret dışında başka bir gelir elde ediyor musunuz” sorusuna işçilerin 95,7’sinin “başka gelir elde etmiyorum” yanıtını verdiği düşünülecek olursa işçilerin tek kazançlarının ücret olduğu söylenebilir.

815

DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

915

DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

1015

Türkiye’de işçilerin temel meselelerinden biri geçim sıkıntısıdır. TÜİK araştırmalarında yoksulluk sınırı altında yaşayan hanelerin oranı 2017 itibariyle yüzde 20,1 olarak belirlenmiştir. Yoksulluk hanehalkı tipine göre değişmekte, iki yetiş- kin ile üç ve daha fazla çocuktan oluşan hanelerde yoksulluk oranı yüzde 47,3’e kadar yükselmektedir.36 Araştırma kapsamında işçilere “Hanehalkının toplam aylık gelirini düşündüğünüzde, haneniz ay sonunu getirebili- yor mu” sorusu sorulmuştur. Burada ilk dikkate alınması gereken husus hanehalkının toplam gelirine göre ay sonunu getirip getirememe durumudur. Soru işçinin bireysel gelirine göre değil toplam hane gelirine göre yanıtlanmıştır. İkinci önemli nokta ise işçi hanehalkı büyüklüğü ve hanede çalışan sayısıdır. Bunlar sırasıyla 3,53 ve 2,48’dir (Grafk 4). İşçilerin yüzde 53,7’si ay sonunu zorlukla (zorlukla veya büyük zorlukla) getirdiğini belirtmiştir. Ay sonunu zorlukla getiren işçilerin yüzde 4,2’si ise büyük zorlukla getirdiklerini ifade etmektedir. Tüm işçiler arasında ay sonunu kolay- lıkla getirenlerin oranı ise yüzde 43,1 iken ay sonunu çok kolaylıkla getirdiğini söyleyenlerin oranı yüzde 3 ile sınırlı kalmaktadır. Araştırmaya göre işçilerin yüzde 46,1’i ay sonunu kolaylıkla (çok kolaylıkla veya kolaylıkla) getirdiğini beyan etmiştir. Bu durumun beklenenden yüksek olduğunu söylemek mümkündür (Grafk 10).

1115

DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

1215

DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

1315

Yıllık izin kullanımı dinlenme hakkının en önemli unsurudur. Dinlenme hakkı ve yıllık izin kullanımı işçi sınıfının yaşam koşullarının da önemli göstergelerinden biridir. Ülkemizde ücretli yıllık izin hakkı çalışma hukukunda uzun yıllardır yer almaktadır. Ancak bu hakkın fili kullanımında çeşitli sorunlar yaşandığı bilinmektedir. Araştırmada işçilere bir yandan fazla çalışmaya ilişkin sorular sorulurken diğer yandan yıllık izin kullanımına ilişkin sorular sorulmuştur.

1415

DİSK-AR araştırdı; işçilerin yaşam koşulları nasıl?

1515

İşçilerin yıllık izinlerini nasıl kullandıklarına bakıldığına “yazlığa gidiyorum” ve “tatil amacıyla bir yerde konaklıyorum” diyenlerin diğer seçeneklere göre daha az tercih edildiği görülmektedir. Bu yanıtlar işçilerin sosyoekonomik düzeyiyle ilgili fkir vermektedir. Yıllık izin kullanan işçilerin izinlerini kullanma biçimi de oldukça farklılaşmaktadır. İşçilerin yüzde 46,8’i yıllık iznini evinde geçirdiğini belirtmektedir. Yüzde 28,9’u ise memleketine ve köyüne gitmektedir. Tatil amacıyla bir otel, pan- siyon ve benzeri bir mekânda konaklayanların oranı yüzde 23,1’dir. Yıllık iznini yazlıkta geçirenlerin oranı ise yüzde 8,5’de kalmaktadır. Tablo 3’te yer alan yıllık izni geçirme biçimleri yıllık izin kullananlara göre oranlanmıştır. Sonuç olarak yıllık izin kullanabilen işçilerin sadece yüzde 31,6’sının tatil yapabildiği anlaşılmaktadır (Tablo 3). İzin kullanan işçiler arasında tatil alışkanlıkları işçi gruplarına göre önemli farklılıklar görülmektedir. En yüksek oranda yıllık izin kullanan işçi grubu yüzde 85,9 ile yüksek öğrenimliler, yüzde 85,5 ile sendikalı işçiler ve yüzde 86,9 ile Ku- zey bölgelerinde yaşayan işçilerdir. Kuzey bölgelerinde yıllık iznini köye-memlekete giderek kullanma oranı yüzde 54,5’tir. Bu bölgeye göre işçiler arasındaki en yüksek orandır. Yıllık iznini yazlıkta kullananlar yüksek öğrenimli işçiler arasında yüzde 15’e yükselmektedir. Yüksek öğrenimli işçiler arasında yıllık iznini otel-pansiyon gibi tesislerde kulla- nanların oranı yüzde 33,2’dir. Sendikalı işçilerde bu oran yüzde 35,7’ye kadar yükselmektedir