27 ay sonraki faiz yükselişi, köşe yazarlarının gündeminde: Önemli ama henüz "rasyonel zemine döndük" diyemeyiz

23 Haziran 2023 08:00

116

27 ay sonraki faiz yükselişi, köşe yazarlarının gündeminde: Önemli ama henüz "rasyonel zemine döndük" diyemeyiz

216

Merkez Bankası'nın 27 ayın ardından faiz artırarak politika faizini yüzde 8,5'ten yüzde 15'e yükseltmesi, köşe yazarlarının gündemindeydi.

316

Fatih Altaylı: Türkiye’yi öyle bir cehalet yönetiyor ki, bir seferde yapsa işe yarayacak olan reçete parça parça yapınca Türkiye’nin soyulmasından başka hiçbir işe yaramıyor. Ya da belki de böyle olsun istiyorlar, onu da bilmemiz mümkün değil. Haluk Bayraktar dün güzel bir benzetme yapmış, 'Enflasyon kanser, faiz kemoterapidir' demişti. Hakikaten iyi benzetme. Ama kemoterapide doz önemlidir. Dozu iyi ayarlayamazsanız, hasta kesinlikle ölür. Ekonomi yönetimi dün dozu ayarlayamadı. Temmuz ayında da ayarlayamazsa, geçmiş olsun. Hatta başımız sağ olsun.

416

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi: Merkez Bankası’nın faiz artırımı kararı piyasalara güven verme açısından önemliydi. İki buçuk yıl sonra faiz artırımı yapılarak ilk adım doğru atıldı. Mehmet Şimşek dengeli ve kademeli bir geçiş olacak demişti. 1- Faiz artırımı ile kırıp dökmeden ilerlenecek ve faiz artırımı politikaları devam edecek mesajı verildi. 2- Merkez Bankası yüksek faizin yan etkilerini hesapladı. Reel sektör başta olmak üzere büyümedeki hassasiyet korundu. 3- Merkez Bankası ayrıca hem hükümetin hem vatandaşın elini güçlendirdi.

516

Hürriyet yazarı Hande Fırat: Ekonomi yönetiminin temel önceliği tüm kararların “dengeli” şekilde alınması. Yani bir tarafı yaparken ekonomide diğer dengeleri bozmadan yol almak gibi bir yol haritası belirlendi. Merkez Bankası faizi yüzde 20’nin üzerine çıkarabilirdi ya da bazı yatırım bankalarının söylediği gibi yüzde 40’a... Ancak bu durumun ilk etkileri reel sektörü vurmak olacaktı. Ayrıca siyaseten de, hükümet için en önemli konu olan büyüme ciddi sekteye uğrayacaktı. Burada Merkez Bankası çok ince hesaplamalara gitti, bunu söyleyebiliriz. Her bir puanlık artışın ne tür etkilerinin olacağı, eldeki tüm ekonomik verilerle analiz edildi. O nedenle “dengeli” bir artış oldu diyorum.

616

Hürriyet yazarı Sefer Levent: Dün açıklanan faiz önemli bir sinyaldi ancak henüz ‘rasyonel zemine döndük ve sadeleştik’ diyemeyiz. Yeni ekonomi yönetiminin de bir faiz kararıyla her şeyi bir günde değiştirmesini bekleyemeyiz. Özetle, hepimizin zamana ihtiyacı var. Bekleyip göreceğiz...

716

Karar yazarı Akif Beki: Sisi ve Esad'la ipleri koparmanın yanlışlığı, 10 yılda anlaşıldı. Ekonomide makule dönmekten başka çare bırakmayan kopuşun yanlışlığı ise 5 yılda... 'İpleri koparmayalım, lâzım olur' diye baştan uyaranlar dinlense o 10 yıl kaybedilmezdi. Mehmet Şimşek, 5 yıl önce dinlense bugün seçeneksiz kalınmazdı. Türkiye Yüzyılı da borç harç içinde yüzerek şahlanmaya başlamazdı. Önden uyardığı için artık kimse nas dinlememekle, Müslümanların kötülüğünü istemekle, dış güç aparatlığıyla filan suçlanmayacaksa yine de iyi haber. Müjdeler olsun.

816

Karar yazarı Elif Çakır: Adalet Bakanlığı adalet politikalarını hukuk zeminine oturtmadığı ve bu bağlamda güven vermediği müddetçe ekonomiyi faiz artırım kararıyla düzeltmek mümkün olmayacaktır. Erdoğan’ın ciddi bir karar vermesi gerekiyor. “Nass” dönemini kapattı mı kapatmadı mı? Zorunluluktan dolayı bir süreliğine “nass”a ara mı verdi, mesela işler düzlüğe çıktığında yeniden “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” iddiasına kaldığı yerden devam edecek mi? Çünkü bütün bunlar ihtimal dahilinde.

916

Sözcü yazarı Murat Muratoğlu: Merkez Bankası'nın faiz kararı mucize yaratıp ülkenin ekonomisini düze çıkartmaz... Lakin yanlış hamleler, gereksiz kurcamalar ülke ekonomisini dibe sokar! Kontrolsüz hız felakete yol açar. Şimdi şöyle bir sorunumuz var... Faiz, bağımsız merkez bankalarının en önemli silahıdır. Bizim ki bağımsız mı? Merkez Bankası çalışanları ile kamu memurlarının yok farkı...

1016

Karar yazarı Taha Akyol: Çarpmak üzere olduğumuz duvarı gören Erdoğan Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan’ı getirdi, “kabullendik” dedi. Bir umut doğdu. Ama faiz görüşünün değişmediğini söyleyerek “kabullenme”nin sınırlı olacağını hissettirdi. BDDK’ya ‘heterodoks’ Kavcıoğlu’nu ataması da önemli bir mesajdı. Dahası, faize karar veren Para Piyasası Kurulu’na tek yeni atama yapılmadı. Üyelerin hepsi “faiz sebeptir” siyasetinin uygulayıcılarıdır. Saygın iktisatçılarımızdan Kerim Rota, karardan önce attığı tivitte, “TCMB başkanının bu üyeler ile oylama usulü karar alınan bir toplantıya katılması çok büyük risk” diyordu. Maalesef “risk” gerçekleşti: Faizin yüzde 15’e çıkarılması, “rasyonel zemin”e dönüleceği konusunda piyasaları tereddüde düşürdü. İktisatçılar “ekonomiyi toparlamaya yetmez” diyor. Yine seçim ekonomisi yüzünden bütün bunlar.

1116

Sabah yazarı Dilek Güngör: Faizlerdeki artış ekonomik aktiviteyi yavaşlatıyor. Kredi maliyetlerinin artması bir noktadan sonra üretimde durgunluğa, özel sektörde yatırım ve istihdam artışının azalmasına neden oluyor. Hele değişken faizli yüksek borçluluğu olan veya yeni kredi kullanacak olan şirketler üzerinde olumsuz yönde etkisi daha fazla hissediliyor. Diğer taraftan hızlı bir faiz artışı bankalar açısından da risk taşıyor. Bankaların elinde tuttuğu tahvillerin de yükselen faizlerden dolayı değerinin düşebileceği varsayımını da hesaba katmak gerekiyor. O nedenle de işin hassas bir terazide götürülmesi elzemdi. Sanırım, yeni ekonomi yönetimi de bu bilinçle hareket etti. Kararın yansımalarını önümüzdeki dönemde daha net göreceğiz.

1216

Ekonomim yazarı Aktaş: "Ben faizin en az yüzde 20, muhtemelen de yüzde 25 dolayında belirleneceği tahmininde bulunmuştum. Hatta yüzde 35-40 dolayında tahminler de vardı. Ama acaba yanılan daha yüksek oran tahmin edenler mi, yoksa Merkez Bankası mı? Merkez Bankası’nın açıkladığı yüzde 15’i doğru kabul ederek, olması gereken oran buymuş gibi kabul ederek değerlendirme yapıyoruz çünkü. Ama ya Merkez Bankası yanılmış, daha yüksek olması gereken oranı bu düzeyde açıklamışsa! Yoksa Merkez Bankası da daha yüksek bir oranın gerekliliğini görüyordu da ancak buraya mı çıkabildi? Eyvah ki eyvah! Sahi bu arada önceki akşam Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek niye apar topar BAE’ye gitmişti ki? Merkez Bankası’nın dün açıkladığı faiz kararı önceki akşamdan belliydi ve bu oranla öyle İngiltere’den, ABD’den para bulunamayacağı görüldüğü için mi can suyu olması için BAE’den döviz bulunmaya çalışılacaktı?"

1316

Sözcü yazarı Necati Doğru: Kurtarıcı, yol gösterici, nefes aldırıcı olsun diye Maliye Bakanı görevini üstlenen Mehmet Şimşek yanına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ı da aldı. Abu Dabi'ye gitti. Gözü kör olsun! Dolar bizde yok. Araplarda var. Bizim SÖZCÜ E-Gazete'nin editörü arkadaşlar, bu deyimden yola çıkıp başlığı yazmışlar: Halimiz harap! Destek ver ey Arap! Durumumuz fena! Dolar yolla ey Batı! Hem Arap hem batı ülkelerinin para babaları, "Türkiye'yi yolunacak kaz olarak" görmek ve bunun garantisini almak istiyorlar. İlk adım olarak da Türkiye Merkez Bankası'nın "faizi artırmasını" bekliyorlardı. Artış yapıldı. Yeter mi? Buna bizim iç piyasa ile yeni açılan Finans Merkezi yöneticileri değil Arap ve Batı para sahipleri karar verecekler. İki yıl önce cumhurbaşkanının dayatmasıyla Türkiye 2 Bakan ve 2 Merkez Bankası başkanı değiştirerek, "yüksek faizciliğin başını vurmuş" bununla dünyaya ispatı da olan yeni bir ekonomik kalkınma modeli gösterileceği ilan edilmişti. Meydan okundu.

1416

Ekonomim yazarı Arzova: "PPK Metninde enflasyona ve enflasyonla mücadele vurgusu sıklıkla yapılmış olmasına karşılık ben hükümetin birinci önceliğinin enflasyonla mücadele olduğunu hala düşünmüyorum. Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan isminin tercih edilme sebebinin en öncelikli konu olan ‘Yabancı Kaynak Temini’ olduğunu düşündüm hep. Hafifçe Ortodoks politikalara geri dönüş sinyali ve her iki ismin de yurt dışı finans çevreleri tarafından tanınırlığının yabancı girişi için yeterli olacağı düşünülüyor olabilir. Nitekim faiz kararının açıklanacağı günün arifesinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz beraberinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiler. Konunun dış kaynak temini olduğuna sanırım kimsenin şüphesi yoktur."

1516

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, "Net olarak, bu köşeden, “Yeni Merkez Bankası faizi yükseltirse, bir çırpıda % 15’lere çıkarırsa, size söz, eleştireceğim” dedim. Şimdi de eleştiriyorum.. Kendisi şöyle başarılı, böyle tecrübeli isim olarak tanıtıldığına göre, “Geldiğimde faizi % 15’e çıkartacağım. Benim de bildiğim bu” demiş olsaydı, o tarihteki Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu bey de, faizi yükselterek, çareyi(!) bulmuş olurdu.. Şu andan itibaren, Mehmet Şimşek ve Hafize hanım oturup, uzun uzun düşünmeli.. Ve açıklamayı yapmalılar: “Türkiye’ye operasyon çekiyorlar” Bunun dışında bir izah yoktur.." ifadelerini kullandı

1616

Erdal Sağlam: Piyasaların ekonomide rasyonel politikalara geri dönüş umudu, kısa sürede sönmeye başladı. Ekonomi yönetimindeki atamalarla birlikte dün alınan faiz kararı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi politikalarının yapımını kimseye bırakmayacağını gösterdi.