DİĞER
K24'te yılın son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar... Bu haftayla birlikte K24'te, yıl boyunca 50 vitrinde toplam 500 kitap seçmiş ve önermiş bulunuyoruz. Umarız işinize yaramıştır.
"Joyce, Homeros’un metnini gerçekten ‘devrimci’ bir kanavaya oturtur... Dil plastiğinin modern bilincin en önemli kurucu öğesi olduğunu o tarihte yakalamıştır. Eliot’un metni ise bugün bize muhafazakârlığın modern bir kavram olduğunu yeniden öğretiyor. Modern-muhafazakâr bir eser Çorak Ülke. Joyce’un delimsirek, ve metni de okuru da çıldırtan, hatta yıpratan ‘genç’ arayışlarına karşın Eliot ‘yaşlı’ bir sestir."
“Piketty bu kitabında eşitsizliğin değil, eşitliğin tarihini anlatmak istediğini, çünkü nihayetinde çağdaş toplumların kapitalizme rağmen eşitlik yönünde evrildiğine inandığını söylüyor. Kuşkusuz, büyük çatışmalara, mücadelelere sahne olan, zikzaklar çizen bir evrim süreci bu. Şüphesiz, belirli bir iyimserliği öngörmesine rağmen, hiç kimseyi rahat ettirecek, hele rehavete sokacak bir tablo söz konusu değil.”
Can Gürses: "Görünmez Ada, bir diğer deyişle ütopya, yeryüzünde yoksa, yeterince arzulanmadığındandır. Ütopyayı gerçekleştirmek insanların elinde, aklında, kalbindedir. Fakat maalesef Korona’dan sonra değişen hiçbir şey olmayışı gösteriyor ki, ütopya insanlık tarafından yeterince arzulanmamaktadır."
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Wai’nin İstanbul’da devam eden sergisinde yaptığı şey temelde şu: Geçmişten kamusal ‘yas’ görüntülerini toplamak ve dökülen teatral gözyaşlarını kitcsh denebilecek bir çerçeveye alarak gözyaşlarında gizli olan o öğrenilmiş ‘vatanseverlik’ jestlerini sorgulamak."
"Aralarında neredeyse otuz yıllık bir zaman dilimi olan bu iki öykü, neo-liberalizmle birlikte değişen politik, sosyal ve ekonomik koşullar neticesinde özne deyince ne anladığımızı ve özne anlayışımızın nasıl bir değişime uğradığını gözler önüne seriyor."
"Kalburun üstünde kalanlara kanon diyoruz, bir de o kalbura hiç girmeyenler, giremeyecekler, girmesi teklif dahi edilemeyecekler var. Kanonun ne olduğunu ve olmadığını anlamak için onların bize ne söylediğine kulak vermek gerekiyor..."
"Aysun Kara hikâye anlatma meselesinin farklı görünümlerini, anlattığı hikâyenin temel parçalarından, temel unsurlarından biri olarak, hatta kurucu bir unsur olarak kurgulamış. Bu kurgu sadece hikâye anlatıcılığını romanın meselelerinden biri olarak belirlemiyor, daha önemli bir işlevi var; olay örgüsünün çatallanması, çapraşıklaşması da bu sayede mümkün oluyor."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık