DİĞER
“Eski metinlere baktığımızda o karakterlerin deneyimlerinin bir ismi, bir tanımı yok. Eşcinsel, transseksüel, travesti tanımları henüz bulunmamış. Onlar için cinsellik daha yekpâre bir alan; bir erkeğin bir erkekle veya bir kadının bir kadınla birlikte olmasının bugün bizim anladığımız şekilde bir farklılığı yok. Bu modern konseptler çok netleşmediği için bu deneyimler bugünün tabiriyle çok daha ‘queer’ akıyor. O karakterler bu deneyimleri çok filtresiz bir şekilde yaşıyorlar.”
1 Şubat 1923’te Zümrüdüanka dergisinde yayınlanan “Erkek Kızlar” öyküsü Serdar Soydan'ın sunumu ve Latin harflerine çevirisiyle K24'ün Evvel Zaman sayfalarında
Söz konusu cinsellik olunca, kadınların edebiyattaki konumu neredeyse beton gibi sertleşmiş hâldedir. Örneğin, Osmanlı dönemi edebî eserlerinde lezbiyen kadınlar hastalıklı ve kötücül karakterler olarak karşımıza çıkar
Son 10 yılda queer sinemayı izlerken, aynı zamanda küresel anlatıları şekillendiren bir yapı olarak Hollywood'un queer tarihi ehlileştirmesini, radikalliklerden arındırmasını ve heteronormatif yapıya uygun hâle getirmesini de izledik
Zeynep Direk: Dünya erkeklerinken, kadın her gün tekrar edilen ev içi emek döngüsüne sıkışmış ikinci cinsiyet olarak yaşıyor. Bizim de kadınlar olarak dünyada yapacak bir sürü şeyimiz var, dünyayı biz de kurmak, şekillendirmek, düzenlemek istiyoruz
Cahil Periler, büyük bir aile masası hayali kurmamızı sağlar. Kafamızı çevirdiğimiz her yerde karşılaştığımız anne, baba ve çocuklardan oluşan kutsal ailenin yerini eşcinsellerin, transların, göçmenlerin ve müzmin bekârların aldığı bir masanın...
Mr. Gay Suriye, şaşırtıcı ve bu nedenle de oldukça dikkat çekici bir film. Suriyelileri sadece sokakta, kötü koşullarda görmeye alışmış seyirci, ilk defa İstanbul’da yaşayan Suriyeli LGBT bireylerle tanışıyor...
Murat Uyurkulak: “Söz”ün bu kadar pervasızca “suç” sayıldığı bir dönemi, en azından kendi ömrüm dahilinde görmedim. “Söz”e sahip çıkmamızın hayati önemde olduğu bir zaman bu
Gençliğe ulaşmak kârlı ve yayıncılar bunun farkına gitgide daha çok varıyor. Anlaşılan o ki, gökkuşağının renkleri sermaye sahiplerine hiç şu son beş yılki kadar “parlak” görünmemişti…
Halit Erdem Oksaçan, Seçil Epik, Levent Pişkin, İlker Cihan Biner, Hande Öğüt, Özkan Ali Bozdemir ve Ali Bulunmaz yazdı: LGBTİ Edebiyatı
Verili eserlerden yola çıktığımızda, Türkiye edebiyatında ayrımcılığı, ötekileştiriciliği yadsıyan dilin bir süreklilik kazandığı, göreli de olsa, toplumsal farklılıklara yönelik bir farkındalık düzeyine erişilmeye başlandığı görülmektedir
Özyaşamsal deneyimlerini kurmacalara yansıtarak, kendilerini kahramanlarına aktaran lezbiyen yazarlar, koşullar nedeniyle aşklarını açıkça ifade edemediler, kendilerini sakladılar belki ama böylelikle modernizmin en yaratıcı metinlerini oluşturdular
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık