DİĞER
K24'te Ağustos ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Yazma niyetindeki kişi yazar değildir, başka başka niyetleri olan herhangi biri gibidir; oysa yazar ancak yazdıktan sonra ortaya çıkabilir, demek ki yazarı yazı doğurur. Ama yazının doğurduğu kişiye hâlâ bir kişi diyebilir miyiz? Dahası, nasıl bir 'doğum'dur bu? Doğan biri var mıdır?"
"Kaptanzade Ali Rıza Bey, Osmanlı Devleti’nin yıkıldığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulduğu süreçte büyük değişimler, dönüşümler yaşayan bir toplumun kendisine bir kimlik, bir ses arayan müziğini tanımak, anlamak için kulak vermemiz gereken bir isim."
Gönüllü karantina günlerinde eve kapanmışken, hem yaptığı seyahatler hem de seyahatin kendisi hakkında düşüneduran Osman Tümay, eskiden uzak diyarlarda gezer ya da İstanbul sokaklarında gezinirken çekmiş olduğu fotoğraflar eşliğinde, edebiyatın içinde, seyahatnamelerin arasında dolaşıyor…
Rasul Hamzatov’un Benim Dağıstanım’ı, bizim vatanımız, hepimizin Dağıstan’ı...
Ayhan Geçgin'in Aralık 2018'de Duisburg-Essen Üniversitesi'nde yaptığı konuşmanın tam metnini yayınlıyoruz...
Ahmet Hamdi Tanpınar Almanca bilmiyordu, Şipal'in Dava çevirisi 1964'te çıktı, Tanpınar'ın ölümünden birkaç yıl sonra...
Dünyadan Aşağı, okura ne bir sığınak ne bir kovuk oluyor. Bir teselli de vermiyor. Yazar, okuyucuyu avucunun içine alacağını çok iyi bildiği hikâyeye sırtını dayamak yerine, bir oyunun peşine düşüyor...
Babam Giderken, hayatta hepimizin yer yer sormak mecburiyetinde kaldığı o meşum, trajik ve saçma “neden ben” sorusunun beyhudeliğini büyük bir başarıyla gözler önüne seriyor...
Adı konulmuş ya da konulmamış diktatörlerin ve diktatörlüklerin sayısı arttıkça, içinde yaşadıkları bu rejimlerin yol açtığı yıkımları, politik baskıları anlatan yazarlar da çoğalıyor
Buz. Mevsimler yok oluyor. Kaynaklar yok denecek kadar azalıyor. Yaklaşmakta olan buz çağı, bildiğimiz dünyanın sonunu hazırlayacak büyük yıkımın tetikleyicisi oluyor. Bu iklimsel gelişmenin yanı sıra dünya büyük bir kaosun tehdidi altında
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık