DİĞER
"Kendi üretim alanını Türkiye'deki sanat tarihçiliğinden bağımsız bir disiplin olarak tanımlayan Doğan Kuban, Türkiye'de mimarlık tarihyazımına yön verdi ve geride büyük bir üretim bıraktı. Mimarlık tarihyazıcılığı yeni bir sayfa açmak için bu üretimle hesaplaşmak zorunda."
"Gayet açık ki Alan Mikhail sadece yöneticilerin ve seçkin kahramanların 'tarihi yaptığını' varsayan modası geçmiş bir 'büyük adam' tarihçiliğini çok kaba bir şekilde hâlâ uyguluyor. Böylece kahramanı Sultan Selim’i 16. yüzyılın ana aktörlerinden olan ve eylemleriyle 'dünyayı değiştiren' Kolomb, Martin Luther ve Niccolò Machiavelli ile karşılaştırıyor."
Kadınların birey olarak değil de kitlesel şekilde tarih sahnesine çıkmaları kapitalist üretim ilişkileri dönemine denk düşer. Fakat buradan kadınların kapitalizmde otomatik şekilde özne olarak kabul edildikleri sonucunu çıkarmak yanlış olur
Tanıl Bora'nın kaleme aldığı Zamanın Kelimeleri, Yeni Türkiye'nin dilinin politik ufkumuzu ve genelde dünyayı idrak etme biçimimizi daraltarak dönüştürdüğü hususunda okurunu dikkatli olmaya davet ediyor
“Yerli ve millî” olma yolunda ilerleyen bir edebiyat tarihçiliği böyle kayıp kıtaları keşfedemez; keşfetse bile görmezden gelir. 19'uncu yüzyılın nice Vartanyanlarla dolu olduğunu söyleyebiliriz...
1984’te Hotel Du Lac romanıyla J.G. Ballard’ı geride bırakarak Booker Ödülü’nü kazanan Anita Brookner hayatını kaybetti. Sanat tarihçisi ve yazar Brookner, 87 yaşındaydı
Günümüz okuru edebiyatçı kılığı altında propaganda yapan ideologları yadırgamıyor. Yeni okur din, siyaset, millet yahut bilmemnecilik uğruna anlatılan ilkel masalları edebiyat olarak görüyor ve tarihi de ideolojiyi de dini de kurmacadan öğreniyor
Oktay Özel'in Türkiye 1643 adlı kitabı “Ben oldum” demeyen, yeni bir şeyler öğrenmeye niyetli, istekli her kuşaktan tarihçiye, ama özellikle yetişmekte olan genç tarihçilere bir çağrı
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık